Müşrikler, yanlış inanç ve davranışlarını haklı göstermek için şöyle ilginç bir özür ileri sürerler: "Bizim Allah'a ortak koşmamız ve bazı helalteri haram saymamız Allah'ın dilemesi sonucudur. Eğer Allah dilemese biz hiç bir zaman bu tür şeyleri yapamayız. Bunları yaptığımıza göre, Allah buna müsaade ediyor demektir. Allah müsaade ettiğine göre demek ki yaptıklarımız doğrudur ve bunda kınanacak bir şey yoktur. Eğer yaptığımız işler doğru değilse, bu durumda suçlanması gereken biz değiliz, -hâşâ- Allah'tır. Halbuki, cüzi irade ve seçme yetkisine sahip olan insan, bir şeyin kötü olduğunu bile bile, "Allah böyle istediği için böyle yapıyorum" diyerek kendini sorumluluktan kurtaramaz. Çünkü onun, Allah'ın ne dilediğini bilmesi mümkün değildir. Ancak peygamberlere gönderdiği vahiylerle murad-i ilahiyi bilmek mümkün olabilir. Bu sebeple Cenâb-ı Hak, bu tür iddiada bulunan kimselerden, iddialarını doğrulayacak kesin bir bilgi ve sağlam bir belge getirmelerini istemektedir. Eğer böyle bir bilgi ve belge yoksa, ileri sürülen iddialar bir yalan, kuruntu ve saçmalıktan başka bir şey değildir. Müşriklerin elinde böylr bir delilin bulunması da söz konusu olamaz. -Ömer Çelik / Hakk'ın Dâveti Kuranı Kerim Meâli ve Tefsiri Cilt 2
Sayfa 150Kitabı okudu
Yakın dönemde bilgisayar ve internetin insan hayatına girmesiyle beraber tüm bilgiler 1 ve 0'dan oluşan kodlara dönüşmüştü. Teknoloji sayesinde, çok kompleks algoritmalara bağlı muazzam şifreleme yöntemleri geliştirilmişti. ama aynı teknoloji ilginç bir şekilde bu şifreleri kırabilecek yöntemleri de yine kendisi üretmişti. İşte bu müthiş
Sayfa 203
Reklam
Acı biberler ile ilgili sabredip biraz gözlem yaparsanız, memelilerin acı olduğu için bu biberleri tüketmekten kaçındığını görürsünüz. Bu da zaten beklediğimiz bir şeydir. Ama ilginç olan, kuşların acı biberleri tüketmede herhangi bir sorun yaşamamasıdır. Acıyı algılayan reseptörleri olmadığı için oldukça acı biberleri çatır çatır yiyebilirler. Aslında burada daha ilginç bir bilgi karşımıza çıkmaktadır. Eğer bu tohumlar memelilerin sindirim sistemine girerse, buradan zarar görerek çıkarlar. Oysa kuşların sindirim sisteminden sağlam bir şekilde çıkabilen tohumlar bu sayede yayılma şanslarını sürdürebilmektedir. Yani acı biberler kendilerini acı hale getirerek bir şekilde memelilerden korunmaya çalışmaktadırlar. Doğadaki tüm memelilerde bu savunma işe yarasa da söz konusu insan ve ilginç zevkleri olduğunda biberin kendini savunma girişimleri de başarısızlık ile sonuçlanmıştır. Zira garibim biber ne bilsin insan denen memelinin acıdan da zevk alabileceğini. Bu da acı biberin, acı sonundan başka bir şey değildir ne yazık ki.
Sayıca “azınlık” olan bu grup, “yıllar evvel girdikleri Türkçü teşekküllerdeki saf gençleri Türkçülük ve Türkçüler aleyhine kışkırtıyor, Ötüken ve kıdemli Türkçüler aleyhinde dedikodular yayıyorlardı.” Bir sayı sonra, Kasım 1972’de ise Türkçüler Derneği’nden yeni ihraç haberleri vardı. Cezmi Bayram, Acar Okan, Galip Çaka ve Halûk Karamağaralı kesin ihraç istemiyle Haysiyet Divanı’na sevkedilmişlerdi. Bunun yanında, Adana Ocağı’nın mevcut yönetimi feshedilerek, başkanı Necdet Özkaya’nın 1970’te dernekten ihraç ettiği bazı isimler hakkında genel merkeze yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle ihracı istenmekteydi. Bildiride ayrıca, bazı şehirlerde Atsız, Zeki Sofuoğlu ve Refet Körüklü aleyhinde “propaganda” yapıldığından haber olunduğu; dernekten ihraç edilen veya istifa eden kimselerin derneğe tekrar üye olamayacakları ve üyelere yeniden kütük numarası verileceği yazılıydı. Yeni kütük numaralarına göre birinci sıra Atsız’ın, İkinci sıra Nejdet Sançar’ındı. İlginç olan şu ki, üçüncü sırada Alparslan Türkeş vardı. Dernek, aldığı kararlarla bir yandan Türkeş’in yakınında bulunan kişileri ihraç ediyor, derneğe geri dönmelerinin önünü kesiyor; bir yandan da Türkeş’i üç numaralı üye kabul ederek her şeye rağmen açık kapı bırakıyordu.
Lemurya Yönetimi
Soru: Geçen hafta, Lemurya Yönetiminin muktedir insanlara yer açan adetlerinden söz etmiştiniz. Bu konuda biraz daha bilgi verir misiniz? Grup: Lemurya Yönetimi bir devlet yönetimi değildi ve onun güzelliği de buydu. Lemurya yasalarla değil, adetlerle yönetili­ yordu. Orada, Oyunu adil ve adetlere uygun biçimde oynamayı seçenler başarılı oluyor ve
Hindistanlı Olmayan Memurlar
Şayet Kraliyet Hindistan'da ipleri eline aldığında dış dengeler daha müsait olsaydı, Kraliçe idaresini sağlamlaştırmak için daha esaslı adımlar atabilirdi. 1858 tarihli meşhur beyannamesinde şu ifadelere yer vermişti: "Irkı ve inancı fark etmeksizin tebaamızdan herkes özgürce ve tarafsız bir şekilde hizmetimize kabul edilecektir. Hizmete
Reklam
469 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.