Süreyya: "Allah kahretsin; haksızlık bu!" ... "Oğulları her gece diskolarda, et peşinde. Kız arkadaşlarını gebe bırakır, evlilik dışı çocuk sahibi olurlar ama kimse ağzını açıp bir şey söylemez. Eh, delikanlılar eğleniyor işte! Ben tek bir hata yaparım ve ansızın herkes nang, namus diye cıyaklamaya başlar; ömrümün sonuna kadar da başıma kakar!"
Sayfa 163Kitabı okudu
Biz anneleri bağırıp çağırmaya iten temel sebeplerden biri de yanlışı düzeltme refleksimizdir. Çocuğumuzu yağlı ellerini halıya sürerken, arkadaşının saçını çekerken, kardeşine vururken gördüğümüzde,anlık bir refleks olarak bağırmaya başlarız. Niyetimiz ne kadar iyi olsa da, davranışımızın tazyiki yüzünden genellikle istediğimiz sonucu alamayız.
Sayfa 26 - HayykitapKitabı okuyor
Reklam
(Cümhuriyet) kelimesini telaffuzdan dahi içtinap edenlerin, cumhuriyeti, doğduğu gün, boğmak istiyenlerin, teşkil ettikleri inkaya (Cümhuriyet) ve hem de (Terakkiperver Cümhuriyet) ünvanını vermeleri, nasıl ciddi ve ne dereceye kadar samimî telâkki olunabilir? Rauf Bey ve arkadaşlarının teşkil ettikleri fırka, muhafazakâr unvanı altında meydana
Sayfa 711Kitabı okudu
CIII-YOLCULUK
Maxime du Camp'a I Hartaya, baskı resme sevdalı çocukların, Evren denk düşer elbet güçlü arzularına. Ah! Dünya ne büyüktür ışığında lambanın! Anıların gözünde ne kadar küçük dünya!
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
_Prens Said Halim Paşa, Mısır eski valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve 1913-1916 arası Osmanlı Sadrazamı olarak hükümetin başıdır. İttihat Terakki üyesi, Meşrutiyetçi ve muhafazakar islamcılığın en öndeki temsilcilerindendir. Meseleleri İslamcılık açısından ele almıştır. Devletin kurtuluşu için batı kanunlarını değil, şeriatın
_Maske takarak yaşıyoruz ve maskenin içindeki gerçek beni unutup, ideal benliği gerçek sanıyoruz. Gerçek benliğimizle çatışma sonucu hastalanıyoruz. _Ortaçağda felsefesinde Tanrı, insanı kurgulayarak yaratır ve insan, tanrıya ulaşmak için uğraşır. Bu kurgu dünyası bir sınavdır. Ortaçağ ilkel insanı bu yüzden bir maske takar. Rönesans özgür
Reklam
Cephede vaziyet iyi değildi. Düşman ilerliyordu. Faysal kuvvetlerinin Mafrak İstasyonu’ndaki üç cephane vagonunu ateşleyeceklerini haber aldım. Haberi, derhal Dera’da bulunan Mersinli Cemal Paşa’ya bir raporla arz ettim. Bizimkiler de cephaneye yetiştiler. Son süratle raporu yetiştiren eski bölüğün eratından beş eri, ceplerindeki altınları vermek
Sanki bu günü anlatıyor..
Çin'de ve Çin yakınında kurulan Türk devletleri bu komşunun kültürel baskısına karşı direnerek dillerini, geleneklerini korumuş, Ak-Hunlar Budizm vb .. gibi yabancı inançların halk arasında yayılmasını engellemiş, Avrupa Hun'ları ne Antik-çağ kültür unsurlarını, ne Hıristiyanlığı benimsemiş, Gök-Türk hakanlığı Türk sosyal ve manevi hayat muhtevasını soysuzlaştıracak budizm, taoizm gibi dini-felsefi akımları reddetmiş, Hazar'lar, Peçenek'ler, Kuman'lar, siyasi birlikleri dağılıncaya kadar kendi kültür değerlerini muhafaza etmişlerdir. Oğuz adı ile anılan kütleler ise, tarih sahnesine çıktıklarından bu yana, Türk kültüründen kaynak alan bu miiii siyaseti Orta Asya'da, Orta Doğu'da, Anadolu'da devam ettirmişlerdir. Ancak, gördüğümüz üzere, Türk aile sisteminin sarsılması, ordunun zaafa uğraması, Türk düşünce ve inancına ters düşen dinIere girilmesi vb. dir ki, bir kısım Türkleri, devletleri ile birlikte, yok olmak akibetine sürüklemiştir. Bu da, ne pahasına olursa olsun müdafaası gerekirken, sahip çıkılamayan Türk milli siyasetinin ihmal edilmesi sonucundan başka birşey değildir.
Sayfa 269 - Ötüken Yay.Kitabı okudu
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.