Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Topluma Haykırış…
Toplum! Senin beni bu adamlarım içine götürmen, onlardan iyice nefret etmem için herhalde. Hayat; amma da hayat ha. Ne bulabilir ki insan orada? Fikir meseleleri mi var? Duygu meseleleri mi var? Bu hayatın hiç bir ekseni yok: Derin, hayati hiç bir yanı yok. Bütün salon adamları benden daha uyuşuk, benden daha ölü. Hayattaki gayeleri ne? Benim gibi yatakta uzanmıyorlar, ama bütün gün sinekler gibi aşağı yukarı inip çıkıyorlar. Ne çıkıyor bunlardan? Bir odaya girersin, bakarsın herkes karşılıklı oturmuş, ciddi ciddi duruyor. Yaptıkları nedir? İskambil oynuyorlar… Diyecek yok, güzel hayat doğrusu. Yaşamak isteyen bir ruh için ne güzel bir örnek! Ölü değil mi bu adamlar? Oturdukları yerde uyumuyorlar mı? Ben yatakta yatıyorum, kafamı valeler ve aslarla doldurmuyorum diye kabahatli mi oluyorum? 📚- Oblomov
Reklam
Hiçbir cümlenin içine yakışmıyor keşke kelimesi. Aslında hayatın hiç bir anına yakışmıyor. Biliyorum ben de yakışmıyorum senin yanına. Ellerim ellerine yakışmıyor. Ama yine de keşke demiyorum. Bir de ihtimal dahilinde olmayan hayaller kuruyorum. Boyumdan büyük işler bunlar biliyorum. Saçlarını topladığın zaman yetim kalıyor omuzların. Savurduğun zaman dünyanın ekseni kayıyor. Bir de gülüşün var ki. Türk Dil Kurumunda bile karşılığı yok. Karşılığı yok içim de çoğalan. Büyüyen. Sokaklara taşan bu duygunun. Bazı anlar vardır. Zaman akmayı unutur. Bazı şarkılar hep böyle anlar için vardır. Bazı şiirler böyle gecelerde anlaşılır. Bazı insanlar, işte bu bütün bazıların tek karşılığıdır. Keşke demiyorum. Yüzümde oluşan tebessüme sen sebepsin. Bil istiyorum.. Ümit ÜSKÜDAR
Hani kardeşiniz sağanak altında ıslanırken şemsiyenizi onunla da paylaşınca huzur bulursunuz ya; işte bunun gibi, Osmanlı insanı da kendisi gibi inananlar başta olmak üzere, tüm insanları "insanlık ekseni"nde kendine kardeş sayan bir hayat görüşü çerçevesinde, şemsiyesini, muhtaçları hayatın sağanaklarından koruyacak şekilde açar,
Yavuz Bahadıroğlu Tefekkür ve tevekkül ekseni “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol, “Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol!” Mehmed Âkif, en zor zamanlarımızda bu haykırışıyla ümmete “hikmet”in yolunu gösteriyordu. Zira “farkındalık” bununla kaim: Hikmet olmadan tefekküre, tefekkürsüz tevekküle ulaşılmaz! Osmanlı insanı “hikmet”i es
Üşenmez de okursan "Suyun döngüsü"
Suyun döngüsü 4.5 milyar yıldır olduğu gibi dünya eğik (boynu bükük) ekseni etrafındaki alışıldık dönüşünü yapıyordu. Greenwich meridyeninde tan ağarmıştı. Güneşten gelen ışınlar ile dünyanın bu yüzünde, atmosferdeki atomların enerjileri artmış ve göğe yükselmeye başlamışlardı. Hidrojen (H) ve Oksijen (O) atomları troposferin hudutlarına