Eger her ferdin hayatı, yalnız bu âlemde geçirdiği ömürden ibaret kalacak ise, bir dine tâbi olmasında ne mânâ bulunur? Bu âlemde zulme ve sefalete duçar olan bir adam, diğer bir âlemde, adâlete ve saadete mazhar olmayacaksa, Cenâb-ı Hakk'a nasıl âdil ve rahîmdir demek caiz olur? Eğer Cenâb-ı Hak, âdil ve rahîm değilse, onu sevmeğe, onun emirlerine bağlanmağa bir sebep bulunur mu? O halde bu hayatın mânâsı ne? Bu kadar güzellikler ne için? "Vazife", "ahlâk"' ve "ukbâ" fikirleri yekdiğerinin tamamlayıcısıdir. Eğer fazilet bir mükâfat, kötülük bir mücâzât görmeyecekse, ne Allah'a muhabbet ve itaat, ne bir dine bağlılık ve hatta belki, ne de Allah'ı ikrar mümkün olur. Demek ki, bir dine hak diyebilmek için, o dinin herhangi bir şekilde "adâlet ve saâdeti temin ve ahlâkî fazileti kâfil ve zâmin" olması zaruridir. Bu şekillerin bir dinde mümkün olması ise ancak "Ba'sü ba'de'l mevt fikrinin kabulüne dayanmaktadır. Şu halde bir dine hak dedirtecek esas şartlardan birisi de: "Ba'sü ba'de'l-mevt [=Ölümden sonra dirilmek]" fikrini ihtiva etmesidir.
Sayfa 82
Başka şehirlerde, birbirimizden habersiz sever miyiz bir başkasını? Mümkün olur mu soluğumu kesen bu düşünce?
Reklam
216 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
“ ruhum , ben de kendini arar uzaklarda gezerim, tanrı yardımcım olsun.
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
sözüyle, başlayalım yalnızlığın perdesini aralama, "norveçli felsefeci ve yazar
Lars Svendsen
Lars Svendsen
’in kitabı yalnızlığın felsefesi, yalnızlık kavramını farklı yönleriyle tanımlayan, sosyoloji ve psikoloji alanındaki araştırmalardan yararlanarak inceleyen,edebi
Yalnızlığın Felsefesi
Yalnızlığın FelsefesiLars Svendsen · Redingot Kitap · 2021396 okunma
Belki ömrümüz yetmez başarmaya, hiç değilse en zekilere ve teşnelere duyurabiliriz. Şimdi birileri olsa “Boş ver bu iri lafları, yaşayalım” derdi. Yaşamak, burnunu, kulaklarını, gözlerini ve oralarını unutarak yaşaması mümkün mü bizim gibilerin?
Azizim
"Azizim bu ne fedakarlık! Ben bir insanda bu kadar iyilik bulunabileceğine inanayım mı? Belki başka zaman inanırdım. Fakat bugün. Bugün inanmak mümkün mü?.."
Aslında hepimiz körüz. Toplumdaki yozlaşmayı , şiddetin , istismarın farkındayız ama bizi ilgilendirmez diyip geçiyoruz . Yani kör olduğunun farkında olan körleriz . Herkes bu böyle gitmez diyip kenara çekilen bir tabakayı oluşturuyor . Kabul edin körleştik ve farkındayız. Peki uyanış mümkün mü ya da nasıl düzeliriz ?
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.