Mazi, hål, istikbal. Bu üç kelime hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Bunlardan başarımıza katacağımız değerler vardır. Ayrıca gençliğimizde olduğu kadar yaşlılığımızda da ideallerimizin olması lazım. Yaşlandıkça ideallerimizden vazgeçmemeliyiz. On beş yaşında ne kadar diriysek, otuzumuzda, kırkımızda, ellimizde de öyle olmamız lazım. Bedenen yıpransak bile ruhen kendimizi diri tutabilmeliyiz. Çünkü dünya en çok ideallerinden vazgeçenlerin kaybettikleri yerdir.
İdeal sahibi insanlar gençliklerinde coşkun bir ırmak gibidirler; akarlar, yaparlar, kurarlar, değiştirirler. Hemen hemen her genç şöyle düşünür. Ben bu dünyayı değiştirmeliyim. Rahmetli Mevdudî'nin eserlerinden birinin adı Gelin Bu Dünyayı Değiştirelim'dir. Çok severim bu ismi çünkü değişmeye, değiştirilmeye ihtiyacı var dünyanın. Gençliğimde ben de çokça kullanırdım "Gelin bu dünyayı değiştirelim." ifadesini. Lakin dünyayı güzel bir şekilde değiştirmek isteyenler bir araya gelip örgütlenemedikleri için, dünya arzu ettiğimiz biçimde değişmiyor. Sonunda değişen biz oluyoruz ve dünya bildiğimiz şekliyle devam ediyor.