EsselâmuAleykûm
1.yorumda "Şeriatcılar burda barınamıcaklar artik:))" diye yorum yapan sözde okur vatandaşımızın(şaibeli) sözlerini kâle alıp bir açıklama yapacağım.
Şöyle ki; şeriatçılar bu ülkeye başka ülkeden gelmediler! Onların atası, soyu sopu şeriatçıydı.
Sen kalkıp ta ne had bilmezlikle burda barınamazlar diye konuşursun be
National Geographic bu fotoğrafı 2013'ün en iyi fotoğraflarından biri olarak seçmiş.
Halt etmiş...
Çünkü tüm zamanların en iyi üç-beş fotoğrafından biridir bu.
Bu fotoğrafı çeken doğa fotoğrafçısı deklanşöre bastığı o anda gözyaşlarına boğulmuştur.
Hayvanın cesareti ve kişiliğinin gücüne
hayran kaldığını söyler.
Fotoğrafın hikâyesi
Kadınlar yirmili yaşlarına gelmeden önce bin kez ölmüşlerdir. Şu ya da bu yöne gitmişler ve engellenmişlerdir. Engellenmiş umutları ve düşleri de vardır. Aksini söyleyen hala uykudadır.
Merhaba sevgili okurlar.
Özet: Son güncellememiz ile artık okurlar ve sıkı okurlar için ayrı olarak mesaj istek sınırı var. Bu sayede birden fazla okura toplu mesaj atarak okurları rahatsız eden mesaj sayısını azaltmak istiyoruz.
Detaylar:⬇️
İstenmeyen spam mesajların ne kadar önemli bir sorun olduğunun farkındayız. Sürekli
-Namussuzlar yaşasın diye,
Namusluları öldürdü bu dünya hep.-
.
-savaşan askerler soruyordu:
birbirimizi hiç tanımıyoruz,
birbirimizle hiçbir sorunumuz yok,
o halde neden birbirimizi öldürüyoruz ki?-
.
Ah ne acı!
Yüreklerimiz barışık ama liderlerimiz değil.
.
-Şu masmavi gökyüzü bizim,
Pırıl pırıl güneş bizim, ay bizim, yıldızlar bizim
Kapkara yeryüzünde bu kavga niye?-
Bu bir incelemeden çok dertleşmedir. Allah bütün hastalara acil şifalar versin...
Bu kitabı ilk (23 Kasım) okumaya başladığımda , hayatımda her şey mükemmel gidiyordu. Fakat finalini soğuk bir hastane koridorunda doktoru beklerken yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Babamın geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaklaşık 5 gündür hastanede yatıp
Es-Selam Dostlar...
Cemil Meriç ile Ali Fuat Başgil’in tavsiye yazılarını okumam ile kitaplığıma kazandırdığım disiplinli çalışma,irade eğitimi ve ahlak üzere yazılmış bir eser…
Yazarımız Julet Payot karakter eğiminin önemi ile başlıyor ve özellikle vurguluyor sağlam nitelikli bir eğitim ile karakterin değişebileceğini.
Sonrasında başarı için
Küçüktük...;
Mucizelere dil çıkaran, bir varmış bir yokmuşlarla büyütülmüş hayat dolu çocuklardık.
Elma şekerine, tavşan balona, pamuk helvaya havalara uçardık,
Saklambaç oynardık, ip atlardık, seksekle zıp zıp zıplardık.
Çocuk öldürmez tahta silahlarımız,
füzeden hızlı sapan taşlarımız, bomba sesinden korkmaz kağıt kuşlarımız vardı.
Düşünmezdik bu dünyanın kara yüzünü,
tüm kötülüklere inat içimiz dışımız bahardı.
Minicik yüreklerimize, kocaman dünyaya yetecek kadar sevgi sığardı.
Büyüdük...;
Ne sihirli güçlerimiz, ne çocuksu düşlerimiz, ne de yürekten gülüşlerimiz kaldı.
Nereden bilecektik, büyüyünce hayatın bizi sobeleyeceğini,
Su katılmamış acılarla canımızı yakacağını, büyüdükçe mutlu günleri elimizden alacağını.
-Gözleri buğulu, saçları yağmurlu kızım,
ne olur büyütme çocuk yanını...!-