480 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 7 days
“Çünkü bazı hikayeler sonsuza dek yaşar..” Finalden önceki son kitabı da bitirdim.Harikaydı.Her anını heyecanla okudum.Çoğu kişi
Susannah'ın Şarkısı
Susannah'ın Şarkısı
nı serinin en zayıf halkası olduğunu düşünse de ben bunu diğerlerinden bi ayrı sevdim.Neden mi?Biraz anlatıyım. Ne olacak ne bitecek, lütfen birine bir şey olmasın diye gerilerek okurken King’in kendini
Susannah'ın Şarkısı
Susannah'ın ŞarkısıStephen King · ALTIN KİTAPLAR · 2004845 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
. . Yazarın daha önce sonsuz kitabı çok çok beğenerek okumuştum biliyorsunuz diğer kitaplarını da okuyacağım belliydi. Bu aralar yarım kalan aşklar okumam da ayrı bir keyif. . Zehra ailesinden uzakta İngiltere’de yaşar ama kendini asla oraya ait hissetmez. Bir gün kendisine mektup gelir ve babaannesinden ona Mayi adasından ev miras kaldığını öğrenir.İşlemleri halletmek için ertesi gün yola çıkar ve işte kitabımız roman olsa da bana göre kişinin kendinden bir şeyler bulabileceği kişisel gelişim,yazarımız yine tarzını belli etmiş. . İngiltere’de üç yıllık ilişkisini bitiren Zehra ve asla ilk aşkı Rüzgar’ı da unutamaz. Selim ve Eylül’ün de aşkları bitmiş ama her iki tarafta birbirlerini çok sever. Ve en büyük aşk babaanne Zehra ve Arif’in hikayesi….Yarım kalan aşk… . . Üç hayat,üç aşk…Kavuşanlar,kavuşamayanlar,mutlu sonla biten… Acaba hangileri kime ne oldu derseniz mutlaka okuyun derim . Aşk kitaplarını ve yazarın kalemini sevdiğim için kitap su gibi aktı zaten.Hayatta ki seçimler,verdiğimiz kararlar ve yaptığımız hatalar üzerine çok güzel ders niteliğinde anlatılmış,sizlere de tavsiyemdir der ben şimdi yazarın diğer kitabını araştırmaya giderim(Kırmızı Liman)
Sonbahar Masalı
Sonbahar MasalıFezile Olkanlı · Eyobi Yayınları · 202142 okunma
Reklam
Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım
Su Kasidesi
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
Su Kasidesi
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su (Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.) Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
Sahiplenicilik konusuna daha sonra değineceğim ama bu aşamada Krishnamurti’den bir alıntıyla devam etmek istiyorum: “Toplum adını verdiğimiz şey geçmiş kuşaklarca yaratılmış ve bizim açgözlülüğümüz, sahipleniciliğimize katkıda bulunur.” Bir başka deyişle, hepimiz şu ya da bu şekilde bize nasıl olunması gerektiğini empoze eden bilgilerle, ideolojilerle, dinsel inançlarla donatılmış bir üst-sistemler karmaşasının, yani bize göre geçmişin ipoteğiyle dünyaya geliyoruz.
Sayfa 25
Reklam
Bize her gün, bu denli ucuza, hem de saygı sunuşlarıyla, selamladığı büyüklüklerin hiçbir şey olmadığını öğreten topluma şükürler olsun. Çıkardığı gürültü, ne denli güçlü patlarsa, o denli çabuk sönüyor. VI. Alexandr’ın, bu dünyanın tüm şanının gelip geçen bir duman gibi olduğunu unutmamak için sık sık yaktırttığı şu kıtık ateşini andırıyor.
Sayfa 34 - CAN YayınlarıKitabı okudu
Kefenlenmiş, gömülmüş, yalıtılmış, karanlıklarda kaybolmuş bir haldeydi. Onu caddelerde, güneşin altında gülerek dans ederken görenler, bu haline tanık olsalar korkarlardı. Gece gibi, ölüm gibi soğuk bu zindanda, saçlarının arasında tek bir esinti, kulaklarında tek bir insan sesi, gözlerinde tek bir ışık hüzmesi yoktu, iki büklüm olmuş, zincirlerle ezilmiş, hücrenin sızıntılarından oluşan bir su birikintisiyle iç içe geçmiş bir tutam samanın üzerindeki bir testi ile ekmek kabuğunun yanında yere çömelmiş, hareketsiz, neredeyse hiç soluk almadan, acısını bile hissetmeden duruyordu.
Onlar ilk yaranışdan – gündüzün gündüz, gecənin gecə kimi başlandığı vaxtdan bəri beləcə çarpışırlar və bundan sonra da, nə qədər ki, torpaq var, su var – bu çarpışma da gecəli-gündüzlü əbədi olaraq davam edəcəkdir.
Öndər NəşriyyatKitabı okudu
Salih İnsanları Sevme ve İlahlaştırma...
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler: "Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve ço­cuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydu­lar." "Onlar çok büyük tuzaklar kurdular." "Dediler ki: 'Sakın ilâhlarını­zı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Reklam
Bir yazar büyük ölçüde okunmak için yazar (tersini söyleyenlere hayran olalım ama inanmayalım). Gene de, yazar, bizde, gittikçe artan bir biçimde, okunmamaktan başka bir şey olmayan şu son kutsanmayı elde etmek için yazıyor. Gerçekten de, çok satışlı basınımızda çarpıcı bir yazının konusunu sağlayabildikten sonra, adını bilip hakkında yazılacakları okumakla yetinerek kendisini hiçbir zaman okumayacak olan çok sayıda insan tarafından tanınmayı iyice güvenceye almış demektir. Bundan böyle olduğu şey olarak değil, işi başından aşkın bir gazetecinin verdiği imgeye göre tanınmış (ve unutulmuş) olacaktır. Demek ki, yazın alanında bir ad edinmek için kitaplar yazmak zorunlu değil artık. Akşam basınının sözünü ettiği bir kitap yazmış diye bilinmek yeter, bundan böyle bunun üstüne yatabilirsiniz. İster büyük olsun, ister küçük, bu ün haksız kazanılmış bir ün olacaktır kuşkusuz. Ama ne yaparsınız? Bu rahatsızlığın iyi gelebileceğini düşünelim, daha iyi.
Sayfa 32 - CAN YayınlarıKitabı okudu
1. Saymak nedir? Bu, iki evreli solunumun sayılması­ dır: a) Sayarak uygulama. Meditasyon yapan kişi, solunumunu düzenledikten sonra, soluk alırken ya da verirken ağır ağır birden ona kadar sayar. Dikkatini bu sayma işlemine vermelidir ki aklı başka yönlere kaymasın. Eğer on'a ulaş­ madan önce aklına başka düşünceler gelirse, geri dönüp
Şu Çılgın Türkler
İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler. Napolyon
1 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Merhaba, bugün sizlere Yamalı Yürekler kitabının yorumu ile geldim Sizlerle bugün Sivas'ın küçük bir kasabasına Zemheri'nin hikâyesine konuk oluyoruz Ama bu hikayede oldukça hüzün, acı var ki okurken sizlerin de yüreğine dokunacak.. Zemheri'nin babası Yağmur Bey'in gözünü para hırsı bürümüş olur olmadık işler peşine düşmüştür. Köylünün tarlasını bir şekilde ellerinden alıyor, sürekli define bulmak için uğraşıyordur. Bu sırada, köyün ağası konumundaki kişi Ferman Bey'in oğlu Erkan'ın Zemheri'ye aşık olması işleri biraz değiştirir. Yağmur Bey bu duruma pek razı olmasa da kendi çıkarı için kızını vermek durumunda kalır. Zemheri'nin ise bu evliliğe gönlü yoktur. O yüzden düğün olduğu akşam evden kaçar. Ama nereye? Hiç bilmediği yere doğru kaçmaya başlar. Onu bulan Hurdacı Ahmet ve karısı da evlerine alırlar. Kendi kızları gibi koruyup kollarlar. Hurdacı Ahmet'in düşüncesi ise biraz farklıdır tabii Bu olayın duyulması ile köylünün başına zaten bela olan Ferman Bey daha çok zulüm, işkence etmeye başlar köy halkına.. Peki ama bu zulüm son bulacak mı dersiniz? Asıl saklanan sır nasıl ortaya çıkacaktır? Siz de bu sırrı öğrenmek isterseniz bir şans verin derim Kitabın sonunda herkesin ettiğini bulması ise içinize bir su serpecek benden demesi Kitapla ve sevgiyle kalın
Yamalı Yürekler
Yamalı YüreklerAbdullah Küçükkaya · Morena Yayınevi · 20242 okunma
Geri199
1,500 öğeden 1,486 ile 1,500 arasındakiler gösteriliyor.