DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Doldu ömür peymânesi ben değil de kim ağlasın Şeytan gönül hemhânesi ben değil de kim ağlasın Yok nasihat eyleyenim isyan ile doldu günüm Böyle geçti ömrüm benim ben değil de kim ağlasın Kur’an hattı görmez gözüm âyet hadis değil sözüm Kulum desen yalan özüm ben değil de kim ağlasın Nefsim bana düşman olur her an tenden canım alır Derdim devâ bulmaz kalır ben değil de kim ağlasın Ölüm sundu bir cam şarap evi barkı kıldı harap Vedâ eder cümle ahbab ben değil de kim ağlasın Eyledim ben fısk u fücur nasıl bulsun içim huzur Gönlümde yoktur zerre nur ben değil de kim ağlasın Hak Kerim’dir o Rahman’dır Hoca Ahmed bu ne gamdır Perişanlık anbeandır ben değil de kim ağlasın.
peymâne: Büyük kadeh, şarap bardağı. hemhâne: Aynı evde oturan, evdeş, eş. fısk u fücur: Hak yolundan ayrılmak, günahkârlık.
Reklam
Senden söz etmek istemiyorum benim meselem olmadığı için değil, benim meselem; yalnızca bundan bahsetmek istemiyorum. Veda etmiyorum. Pusuda bekleyen yerçekimi beni tümüyle aşağı çekmediği sürece bu bir veda değil. Ama sen yaşadığına göre, bu nasıl yapılabilir ki? Bir patlama ve geçiyor, bir kısmı geçip gitti, ama onu açığa çıkaran güçler içimde sürekli depreşiyor, öncesi ve sonrası, hayatım, varlığım bu yeraltı tehdidinden besleniyor, o biterse bende biterim, bu benim kendimi hayata var etme biçimim, o sona ererse, bende hayatıma son veririm, insanın gözlerini kapaması kadar kolay ve doğal.
Ben öyle gidip bir bakayım, bir deneyeyim diyebileceğin bir şey değilim. Bu bir deneme değil. Gidersen bu bir veda demek.
Dışlayıcı olan bilim değil bilimin bazı parçalarını ayırıp önyargı ve cehaletle donduran bir ideolojidir . Modern bilim bu ideolojiyi söküp atma yolunda epey mesafe kat etti
Sayfa 51 - Ayrinti yayinlariKitabı okudu
DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR. Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor Nuh tufanı böyle efsane oluyor Bir büyük sultan düşünün Gemileri karadan yürütüyor Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un
Reklam
Sahte anılar, beynin çoğu zaman yaşadığı olaylara anlam yükleme veya olayın nedenini kavrama arayışı sonucu oluşturduğu hikâyelerden, kurgulardan oluşmaktadır. Beyin bulduğu boşlukları oluşturduğu hikâyelerle tamamlamaktadır. Sahte anılar üzerine ilk kapsamlı araştırmayı yapan Elizabeth Loftus’u bu çalışmayı yapmaya iten olay ise oldukça
Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.