Buket Işık

Buket Işık
@buket4040
İyiler bu savaşı kaybetmiş peki ben nasıl büyük adam olucam...
Sabitlenmiş gönderi
bir amacı olmayan her şey bir yanılgıdan ibarettir.
Sayfa 44 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Garner Kasabası'ndaki tüm kadınların saçı aynı olmak zorunda; yüzü açıkta bırakarak geriye taranmış, arkada tek bir örgü. Erkekler, kadınların böylece onlardan hiçbir şey saklamayacağına inanıyorlar-küçümseyen bir ifade, etrafı tarayan bakışlar ya da anlık bir sihir parıltısı. Küçük kızlar için beyaz kurdele, erdem yılı kızları için kırmızı ve evli kadınlar için de siyah. Masumiyet. Kan. Ölüm.
Sayfa 17 - Yabancı YayınlarıKitabı okuyor
Buket Işık
Bir kitabı okumaya başladı
Erdem Yılı
Erdem YılıKim Liggett
9/10 · 1.385 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
234 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Mavi Tebeşir
Mavi TebeşirVedat Akyol
9.6/10 · 55 okunma
Mezar dediğimiz şey bir işarettir aslında. Herkesin de bildiği gibi, mezarda yatan kişi çoktan toprağa karışmıştır. Çoğu insanın geride yazılı olarak bıraktığı tek şey, mezarın üzerindeki adıdır. Kemikler konuşmaz, kemiklerin bir kimliği de yoktur. Mezar, ölen kişiyi hatırlatan bir işarettir sadece.
Sayfa 188 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sevmek fedakârlıktı. Sevdiğim dediğin insanı eğer kendi benliğinden daha çok düşünebiliyorsan o zaman bunun adı sevgiydi.
Sayfa 186 - Luna YayınlarıKitabı okudu
İnsan olmanın tanımı, familyanızın homosapiens olmasından değil, sorgulayabilen bir hayvan olmanızdan dolayıdır. Gerçeği bulmak için sorgulamazsanız eğer, başkalarının gerçekleriyle yaşamaya başlarsınız. Başkalarının gerçeği demek de, başkalarının menfaati, başkalarının duyguları ve başkalarının değer yargısı anlamına gelir. Bir de bakmışsınız ki bir gün başka biri olup gitmişsinizdir. Bizi, ben veya başkası yapan şey, sorguladığımız gerçekleri yorumlama özgürlüğümüzdür. Savaş, sorgulama özgürlüğünü anlayamamış toplumların, itildiği bir uçurumdur. Savaşan her iki tarafın da uçurumun dibindeki kaderleri aynıdır aslında. Sadece, yere çakılmak üzereyken bizi kimin ittiğini düşünmeye başlarız.
Sayfa 171 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Işığı göremeyen bir ruhun, yaşadığını söylemek kadar anlamsız bir cümle yoktur.
Sayfa 167 - Luna YayınlarıKitabı okudu
İnsanların oksijen tüketiyor olmaları hiçbir zaman onların yaşadığı anlamına gelmez. Beyin ölümü gerçekleşmiş bir insanın entübe yoluyla nefes alması gibi, kendine güveni bitmiş, ailesine bile bakamayan sakat bir adamın nefes alması arasında hiçbir fark yoktur.
Sayfa 167 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Zaman her şeyin ilacı da olsa, o acıların yarası zamanla kabuk da bağlasa; o yara, her hatırlanışta kabuğun altından ılık ılık kanamaya devam eder. Bir yandan da yaranın tam olarak iyileşmesini istemezsin, yara kanarken kendini sana hatırlattığı için, unutmazsın. Ama yarayı deşmek de işine gelmez çünkü o zaman da acıyan yerinden başka şey düşünemezsin. Kaybettiğin şeylerin yerini doldurması için arayışa girmek en kolayıdır. Yerine koyacağın şeyi aramak bile, kaybettiğin şeyi hatırlatması gibi bir paradoks üretir. Ama sonuçta bir şey koyulur yerine.
Sayfa 158 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Görünmek zorunda olduğunu düşündüren maskeleri çıkardığın zaman, aslında kendin olursun. İnsan bunu anladığı zaman kendisini küçük bir kalıba sıkıştıran egolarından da tamamen kurtulmuş olur. Sorulması gereken soru, egolarımızı nasıl yeneceğimiz değil, nasıl daha fazla özgür olacağımızdır. Bazen mantık duyguların önünde gelir bazen de tam tersi... Sadece mantığımızla hareket edersek nasıl özgür olabiliriz ki? Mantık, aslında toplumsal kuralların bize dayattığı baskının genel adıdır. Duygular ise kendi öz benliğimizde, sadece bize ait bir olgu. Özgür bir insan, bu iki kavramı dengelemeye çalışmaz. Özgür insan, bu iki kavramın kendisini nasıl mutlu edeceğini düşünüp karar verir. İnsanın mutlu olması, bazen mantıklı dediğimiz bir harekete bağlıdır bazen de duygusal dediğimiz bir harekete..."
Sayfa 150 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Ömür denilen şey çok da uzun bir yolculuk değildi. Yitip giden binlerce cam görmüştü. Mutlu olduğumuz her an, zaten ömür dediğimiz şeyin karşılığıydı. İnsanın kendini aşması, bitmiş bir geçmiş ve bilinmeyen bir gelecek için yaşamaktansa, elinin altındaki bugünle yaşaması en mantıklı olanıydı.
Sayfa 140 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Umudun iyi bir şey olmadığını düşündüğü zamanlar aklına gelmişti. Bazen umut ettiğiniz şeyin sonuna kadar arkasında durmanız bazen de sizi hayattan koparmaması için bırakıvermeniz gerekebilir. Bunun kararını vermek, ancak ne kadar inandığınızla alakalıdır. Her şeye rağmen, umut hayata karşı koymaktır, direnmektir. Umut aslında hayatın ta kendisidir.
Sayfa 126 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Hayatı boyunca, hep başkaları için çalışmış, başkaları için kazanmış ve başkalarını mutlu etmek için yaşamıştı. Hayatın anlamı neydi? Ben olabilmeyi hiçbir zaman düşünmemişti bir benliğin hayatı sorgulaması çok tuhaf değil miydi? Yoksa varlığının sebebi yaşamaktan çok yaşatmak mıydı?
Sayfa 108 - Luna YayınlarıKitabı okudu
"Savaşlar, savaşlar, savaşlar... Hiç bitmeyecek savaşların bitmesini bekleyen savaşçılar..."
Sayfa 84 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Umutsuz olmak yerine küçük bir umut beslemek, yaşam ve ölüm kadar keskindi.
Sayfa 77 - Luna YayınlarıKitabı okudu
1.498 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.