Yaşam bize başından itibaren bırakabilmeyi ayrılabilmeyi öğretmeye çalışıyor zamanı geldiğinde bütün bir dünyadan bildiğimiz ve içinde sevdiklerimiz olan yaşamdan ayrılmayı başarabilmemiz için bize pratikler yaptırıyor.
Roman 1939 yılında yazılmış. iyi bir dram ve dönem romanı. Ezilmişlerin dramı sosyal tabakalar arasında ki ekonomik farklar gözünüze sokularak kalbinizi burarak verilmiş. Aynı dönem de Amerikada büyük buhran ve Steinbeck 1939 da Gazap Üzümlerini yazıyor. Benzer fakirlik sosyal tabaka ve göç hikayelerinin doğu da ve batı da ki hikayeleri aslında. Suat Derviş Türk versiyonunu anlatmış.Film yapılsa iyi bir dram filmi olurdu. Ben ilk kez bu yazarın kitabını okudum çok fazla beğendiğimi söyleyemem ama dönemi için oldukça yenilikçi bir kadın yazar olduğunu kitabın sonunda ki kısımda anlatılan hayat ve edebiyat hikayesinden öğrendim. Benim kitapta en çok hoşuma giden taraf çok düzgün yapılmış kurgusu oldu. İyi okumalar.
İlginç bir şekilde Elif Şafak çok şaşırttı beni bu kitabıyla özellikle “İskender” kitabıyla başlayan bir hayalkırıklığı dönemi yaşattı hatta en son kitabı “On dakika otuzsekiz saniye” den sonra bir daha
kesinlikle okumam derken o eski güzel anlatımıyla geri gelmiş. Baba ve Piç te olduğu gibi Türkiye’nin politi
k ve sosyal gündemine parmak basmış, uzun yıllardır (2014 den beri sanırım) İngiltere’de yaşayan yazar biraz da memleket hasretiyle sanırım bir aşk hikayesi ekseninde Kıbrıs sorunu, kayıp insanlar, göç sorunlarını ele almış. Kitap akıcı, samimi ve duygusal bu kitabını tavsiye ediyorum.
1970’ler sineması tadında uzun bir fotoroman gibi küçük bir şehrin içindeki bir kadının hikayesi “Mücella” etrafımızda gördüğümüz tanıdığımız mahallemizdeki karakterlerden bir tanesi
çok uzun ve ayrıntılı bir roman yazmış Nazan Bekiroğlu bazı yerlerde çok ayrıntı vermiş ve gereksiz uzatmış ama totale bakıldığında hüzünlü güzel bir roman eski Türk filmi sevenler romandan hoşlanırlar sanırım.