Aşkınla dolup taşar gönlüm,
Sesinle huzur bulur her yanım,
Bir gülüşün dünyama hayat verir,
Varlığınla eksiksiz olur zamanım.
Söyle bana hindiba
Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar
Bir hayal var içimde
Kanatır yaramı düşününce
Hep mi son bulur
Umut yok mudur
Kayıplarımız hep oldu
Aklımızdan sorsana
Ya canım ?
Kalplerimize dokunsana
Eksik yanımı sorsana
Gözlerinde
Gurbet kuşları saldım
Ulasmadımı
Yanar içimiz ne çiçek kaldı ne caň
Kanar içimiz
Duyulmadımı feryadım
Ruhuma sorsana
Gözlerine bir baksana
Sevdamı sorsana
Akar gözlerim
Yanar canan bir daha güneş doğar mı
Kanar mı bu canan
Huzur bulur mu yitip giden can
Sensiz nefes kalırmı canan
Öldüm ben can sen bir sümbül ek canan
Kimi Rabbini kederin sinesinde bulur, kimi saadetin zirvesinde. Kimi yoklukta kimi de varlıkta bulur. Bazıları yalnızlıkta bulur ve bazıları da birlikte, sevdiklerinin yanında. Ama illa bulur; yeter ki her olanın merkezinde O'nun olduğunun farkında olsun.
Zordur zor,
Yapmaması; hiçe geçecek ömrü için
Bir rezil adamın
İğrenç mevzuları içerisinde
Ta, içerisinde, küfür domuzlarıyla birlikte
Durmaksızın
Arzulamaması.
Ve zordur zor
İnsanımın çehresine döker kezzabı
Sen, susarsan
o susarsa
Bulur bizleri de çöllerin kara girdabında
Susuzluğa çağıran yeminler töreni
...kır da at, sefilce sarkan kelepçelerini
boşan ruhundan, insanlıktan sıyrılmış
Sen, tüt ki acının meşgalesiyle
Tüm meşaleler parmak ısırtan bir iç çekişle
Haykırsınlar siluetlerine pervasızların;
''Bizimki de hayat mı be!''