Her sözün bir alıcısı var diyorum, yorma kendini. Senin sevdiğini sevmeyen olduğu gibi senin sevmedigini seven de olacaktır. Bak etrafına, hangisi sadece kendisi olabiliyor ya da başkasında dururken kim kalbine dokunabiliyor? Hepimiz bir elmanın hiç tam olamamış yarılarıyız. O ilk ısırık atıldığında günahını yüklemiş boynumuza Havadan.
Yüzüme bakıyor anlamsızca ve keskin bir iğrenmeyle
Söyle bana diyor, senin bu kadar soğuk bakmana neden olan nedir ?
Gülüyorum, sigarama dumanından asılıyorum.
Soğuk bakmak mı ?Hiç aynaya baktım mı Öyle ya , göremeyeceksin ki ... Olur da bakarsan gözlerini dik saydam derinliğe çünkü orada bir şey yok ama bir zamanlar çok şey olduğunu yine de hatırlatacaklar sana. Yıkık bir kent, talan edilmiş binalar, ortasından irin akan bir cadde, aklına gelemeyecek, yüreğine alamayacak kadar dokunaklı yalnızlıklar bulacaksın. Sonra dön ve benim bakışlarımı sorgula. Koskoca kentler, ışıklı caddeler, parlak yüzler, gülen dudaklar, yaldızlı bakışlar diyarından gelmiyor muyuz hepimiz? Şimdi ise sonsuza dek sürülmüş birer mülteci gibiyiz o kentlerden. Sanır mısın ki her süren sürdüğüyle kalacak. Hepimiz adını unuttuğumuz sürgünlerden geldik ya da geleceğiz. Sırası gelen sürülecek kör bir kuyuya.