Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Buse ışık
Buse ışık
@buseisik5
22 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Fatih Gezer'in 2. kitabı Suni Tebessüm. İlk kitabını ne kadar beğendiysem bunu da o kadar çok beğendim. Ağustos 2023'te Everest yayınlarından çıkan 'Ruhunu Satanlar Derneği' adlı kitabını okumak için sabırsızlanıyorum.
Yaşamak ya da yaşamaya çalışmak... Görmezden gelmek ya da gelinmek... Kitabı okuduğumda değişik bir olay ile karşılaşmanın şaşkınlığında değil sıradan olayların bu kadar çarpıcı verilmesi beni etkilenmesinin şaşkınlığı içindeyim. Bunun sebebi de sanırım Fatih Gezer'in dil ve üslup yetkinliği.
Kitap Suni Tebessüm isimle ile zaten ilk başta bir dikkat çekiyor. Diğer dikkat çekici nokta ise yazarın kitap içinde birçok farklı yazar ve kitaptan alıntılar yapması. Bu alıntılar bence kitaba ayrı bir atmosfer katmış. Kitabın konusuna geldiğimizde belgesel yapımcısı abisinin odasında intihar etmesi ve toplumdan uzak yaşayan Selim'in bununla yüzleşmesi, kabullenme ve kendini var etme süreci. Karakterler roman boyunca bizi şaşırtmıyor herkes tam beklenilen davranışları gerçekleştiriyor. böylece romanda acaba bu ne yapacak demek yerine duygulara hapsediyor.
İlk romanı Ölüler Kıraathanesi'ni okuduktan sonra okumak daha anlamlı ve keyifli olacaktır.
İyi okumalar.
Zorba kitabevinde gerçekleşen Fatih Gezer 'Suni Tebessüm' üzerine söyleşiyi de kitabı okuduktan sonra izleyebilirsiniz.
youtube.com/watch?v=qFQSkKV...
#kitap #2024
#edebiyat
Ölüler Kıraathanesi
Fatih Gezer'in ilk romanı ve son olmamasını dileğiyle başlamak çok doğru olur.
Kitap çok farklı yaşamların nasıl birleştiğini gösteriyor. Herkes çok farklı evet ama aslında dertlerimiz bizi aynı yapıyor. İnsanları birleştiren şey mutluluktan daha çok acıları oluyor.
Yaşarken gerçekten yaşıyor muyuz? Bu soruyu kitabı okurken sık sık sorma isteği duyuyoruz.
Cesaret, sevgi, yardım/yardımlaşma, mutluluk, dert, korku, ölüm...
Herkesin okuması hatta herkesin birkaç kez okunması gereken bir kitap.
10/10
Kalbimi kıran bir kitap...
Jean Louis Fournier'in 'Dul' adlı kitabı Can Bilge çevirisi ile YKY'den çıkıyor. 40 yıllık eşini kaybetmenin ardından yaşadığı derin yas sürecini Fournier'in kendisi anlatıyor. Bunu o kadar kalbe dokunacak bir yerden yapıyor ki siz de yas sürecini yaşıyormuş hissine kapılabiliyorsunuz. Bir sayfada beraber gülüyorken diğer bir sayfada da beraber üzülüyorsunuz ve bir bakmışsınız gözünüzden bir damla yaş akıyor...
Jean Louis Fournier'e baktığımızda aslında sıradan ve hatta sıkıcı diyebileceğimiz bir karakter fakat eşi Sylvie ile tanışmasıyla hayatına bir renk geldiğini düşünüyorum. Bu iki zıt kutup birbirini çok iyi tamamlamış. Burada yazarın kendi sözlerini aktarmak isterim "benim eksiklerim, onunla artıları vardı. İyimserle kötümserin buluşmasıydı bu."(s.10) Aslında yazarın bu sözleri tüm bu zıtlığı özetliyor. Sylvie ile hayatına gelen renk onun gitmesi ile soluklaşıyor. Hayatına devam eden Louis ise yaptığı her harekette, her nesnede ve her sözde eşini hatırlıyor. Mutlu olduğu birkaç dakikada bile vicdan azabı çekiyor.
Kitabı okurken gözümde sürekli bir Netflix dizisi olan 'After Life' canlandı. Tony ile Louise tanışsa birbirini en iyi anlayacak iki arkadaş olabileceğini düşünüyorum. Kitaptan önce ya da sonra diziye de bir şans vermenizi öneririm.
Okur Takip Önerileri
Kitap 2022 yılında Hamdi Akçay'ın kapak tasarımı ve Beyza Ertem'in editörlüğü ile İthaki'den çıkıyor. Kitap 10 ayrı öyküden oluşsa da kendi içinde bir bütün oluşturduklarını söylemek çok yanlış olmaz.
Kitap bizi 'Yaşamalısın' adlı ilk öyküyle karşılıyor. İlk öyküden başlayarak yüzümüze hayatın gerçeklerini, yok sayılan insanlarını, hayal kırıklıklarını ve yalnızlığı tokat gibi çarpıyor. Kitap genel olarak bakıldığında mahalle kültürünü, dostlukları, insanın kusurlarını, siyasal ve toplumsal eleştirileri ortaya koyuyor. Yurtçu bunu yaparken akıcı, sade bir dil kullanıyor ve böylece öykülerde yer alan karakterler ile empati yapmadan okumak imkansız bir hale geliyor.
Kitabın heyecanını kaçırmadan söylemek isterim ki her öyküsünü ayrı sevdim kendimden bir parça buldum lakin ' Mahallenin Acıklı Panoraması, Aramızdaki Fikret ve Yaşamalısın' öyküleri benim için bir adım öndedir.
Bu kitabı bir çırpıda bitirebilecek fakat etkisini üstünüzde uzun süre hissedeceksiniz.
Şimdiden iyi okumalar, okuyanların seveceğinden şüphem yok.
