Lise önemli
ilk derse girdiğim gün öğrencilerime hep aynı şeyi söyleyerek başlıyorum; "Robert Kolejli, St. Josephli, Alman Liseli, St. Benotli ve St. Georglu olanlar ön tarafa buyurun" Ondan sonra da sınıfın diğer öğrencilerine hitap ederek diyorum ki "Bakın, ben dersi saydığım okullardan gelen öğrencilere göre anlatacağım. Yetiştiniz yetiştiniz, yetişemediniz işte kapı!" Çünkü bunu bir yarış olarak görmekte fayda var. Tabii elenenler oluyor ya da aynı dersi on defa alanlar, malum atılmak kalktı. Ama yine de öğrenci alması gereken o notu alana kadar vazgeçmiyorum.
Sayfa 175Kitabı okudu
İnsaf ve acıma dilenmekle ulus işleri, devlet işleri görülmez.
Ben affetmiyorum kardeşim, benim gibi bu milletin mensubu vicdan sahibi hiçbir kişi de affetmiyor. Ne büyüklüğü? 250 şehidin çocuklarına da anlatsanıza bu büyüklüğü Sayın Selvi? Milletin namusuna göz diktiler, toprağı işgale kalktılar, ne merhameti? Ne duruyoruz? Büyüklük gösterelim o zaman, Öcalan'ı da affedelim. Gülen Pensilvanya'da bizim affetmemizi bekliyor olabilir, ona da çağrıda bulunalım. Öyle ya, "Eski defterleri açmak küçüklere yakışır", sizler büyük insanlarsınız, Türk milletinin yerine kararınızı veriniz! Elinde silahla Genelkurmayı teslim alan askerin kardeşini Büyükelçi, terör örgütüne üyelikten içeride yatanların kardeşlerini bakan yapıyoruz, FETÖ'nün bankasını kuranları Türkiye'nin en büyük kurumlarının başına getiriyoruz. Ne olur yani bunları da affetsek?! Hatta bakın size önerimdir, Semih Terzi'nin naaşını şehitliğe getirelim, hatta Terzi'yi Ömer Halisdemir'in yanına gömelim! Naaşları yer bile değiştirebilirsiniz! Size göre 'kurşun sıkılmadıysa sorun yok'! Semih Terzi de sıkmadı. Buyurun, teklifinize açığız. Ne suç işlemiş? Bir terör örgütüyle birlikte hareket etmiş mi? Buna bakmıyoruz madem.
Reklam
Yunan komutan Trikupis anlatıyor.
Askerimiz çok yorgundu ve cephanemiz bitmişti. Beyaz bayrak çekip teslim oldum. Atatürk beni mert bir askere yakışır bir biçimde kabul etti. Gazi’nin bana söylediği sözleri hiç unutamayacağım: üzülmeyin generalim, dedi siz Görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte yenilmekte vardır. Napolyon da savaş kaybetmiş, tutsak olmuştu. Size karşı büyük bir saygı besliyoruz. Burada kendinizi tutsak durumda saymamanızı rica ederim. Konuğumuzsunuz. Yakında her şey düzelecektir. Buyurun istirahat edin.
Sayfa 134Kitabı okudu
Atatürk savaşı adım adım takip etmiştir. Askerliğe bir bilim olarak ilgisi vardır. Bu muharebeyi nasıl kazandık, onlar neden kaybetti vs. birçok sorunun cevabını arar. Yunanlıların yaptıkları hatalara bakar. Mesela, taarruz sürerken bir telgraf gelir, bizimkiler telgraf karşı tarafın eline ulaşmadan kesip alır. Telgrafta Trikopis’in başkomutan
Akıl ile zeka arasındaki fark.
İlk derse girdiğim gün öğrencilerime hep aynı şeyi söyleyerek başlıyorum; "Robert Kolejli, St. Josephli, Alman Liseli, St. Benoitli ve St. Georglu olanlar ön tarafa buyurun."
Sayfa 175Kitabı okudu
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
Reklam
_Estetik: Güzel Sanatlar Felsefesi’dir. _Sanat: Kendisini nesne olarak alan Tin’dir. Yaratıcı Ruh’un nesneleşmesidir. İnsanın doğaya öykünmesi ve gereksinmesi olup tinsel ve duyusal olanın uyuşmasıdır. _Sanat, bizleri felsefi düşünmeye çağırır; felsefi düşünme ile de o, sanatta bir yenilenmeyi, yeniliği sağlamayı değil, ama sanatın temelinde
KONYA TABURU'NUN KURULUŞU
Yunan savaşının yeni başladığı günlerden bir gün Mustafa Kemal Paşa, Konya'ya geldiğinde (3 Ağustos 1920), Mevlevî tekkesini de ziyaret etmiştir. Postun en büyüğü Çelebi Efendi ile birlikte kahve içtikten sonra, Postnişin (Büyük Çelebi): -Paşam kavga hepimizin, biz nasıl katılacağız? Dediğinde; Paşa'nın: -Maddî yardım ve insan yardımı bekleriz. Demesi üzerine, Baş Çelebi: -Biz hazırız, davetinizi bekliyorduk Paşam. İki yüz otuz kişi eli silâh tutan mevlevî genç müridimiz var, emir buyurun, yüzbaşıya hemen talime başlasınlar. Ayrıca kasada yüz elli altınımız ve on beş araba kadar depoda erzakımız var. Bunları orduya bağışlıyoruz. Harp bitmeden türbenin kapısı da açılmayacaktır. Gazamız hayırlı olsun. Diyerek, Kemal Paşayı kapıya kadar uğurlamıştı… …Mevlevi Bölüğü ve Konya'dan katılan diğer gönüllerle birlikte meydana gelen Konya Taburu, Sakarya Harbi sırasında Yunanlıların Ankara'ya yürüyüşünü Haymana ilerisinde durdurmuştur.
Sayfa 118 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Sana hayran olmayan mı var Atam
Gazi’nin bu esnada ki sözlerini hiç unutmayacağım: “Üzülmeyin General “dedi . Vazifenizi sonuna kadar yaptığınız askerlikte mağlup olmak da vardır Napolyon da vaktiyle esir olmuştur.Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Burada kendinizi esir addetmemenizi rica ediyorum.Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir buyrun istirahat edin . Atatürk’ün bu ince ve Nazik muamelesi karşısında ben de büyük kumanda karşı içimde bir hayranlık duymaya başlamıştım.
Sayfa 67
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.