Büyümek, ancak yıkımdan sonra mümkündür.
Omzumdaki yük:
Günlük stres, iş ortamı, yoğun beklentiler, anlatmaya çalışmak, anlaşılmamak, hayal kırıklığı, hayal kurmanın verdiği yorgunluk, uykusuz geçen kabus dolu geceler, bitmeyen raporlar, tezler, sınav kağıtları, günlük rutin işler milim milim yüklendi omzuma ve şuan kilitlenmiş vaziyetteyim... Ne için, kim için, değer mi?.. Değmez iki günlük dünya; doğduk, büyüdük, öleceğiz... Hiçbir şey için, hiç kimse için değmez... Yük etmemek lazım hayatı omuzlarımıza, yoksa aniden çöküveriyor...
Reklam
Küçükken daha cesurdur insan. Koşmaktan, delicesine eğlenmekten; düşerim, yaralanırım korkusuna vazgeçen kaç çocuk vardır ki şu dünyada? Büyüdük bir çırpıda; atılgan ve cesur kişiliğimiz, fevri kararlar aldıran bir baş belasına dönüşüverdi aniden. Değişen çok şey oldu elbet ve hatta bazı şeyler yitirildi zamanla.
"Çocukça mutluluğumuz üzerine karabasan gibi çöken gecelerin sızısında büyüdük. İnsanın yavaş yavaş büyüdüğüne mi inanırsın? Hayır, aslında o, aniden doğar ve büyür.Tek bir an, tek bir sözcük, onun yüreğini yeni bir kalıba sokar. Tek bir sahne, onu çocukluktan kendi yolculuğunun sarp yollarına bırakıverir."
Gassan Kanafânî
Gassan Kanafânî
-Sürgündeki Sevda Filistin/2-
KÜÇÜKTÜK
Küçükken babaannemin yanına giderdik. Tabi küçüklük ya: yaramazlık, koşuşturmaca derken o ev bir adımlık mesafeye inerdi. Ev dediğim de küçücük derme çatma bir gecekondu.       Gecekondu deyip geçmekle de olmaz, sımsıcak, hayallere açılan büyük bir şatoydu. Ben ve küçük kız kardeşimin çiçekler içindeki kocaman şatosu. Babaannem ise bizleri hep
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.