İbn-i Haldun - Konfüçyüs
_Benzer hadiseleri benzer şartlar veya benzer şartları benzer hadiseler meydana getirmektedir. _O, senin mutluluğunu senden daha çok ister ve senin çıkarlarını da senden daha iyi bilir. Çünkü o, senin idrakinin ve aklının sınırlarının üstünde bir varlıktır _Türkler, savaşçı karakterleri ve kahramanlıkları nedeniyle islâmın kurtarıcısı olmuşlardır.
Masonluk, Nostradamus, Kanlı Kontes...
(Kara Büyücü, İblis’in Peygamber'i Crowley'in ilhamları)_ _Abrahadabra; Ra-Horus’un Peygamberi. _Ölüm, köpekler içindir. _Düşkünleri ve mutsuzları ezin. Bu aptal insanların dertlerine azıcık bile endişelenme sakın. _Bir dilenci sefaletini asla gizleyemez. _Lütuf yok. Suçluluk yok. Tek kanun: İstediğini Yap. _Hayvan gibi olma,
Reklam
Kosṭanṭiniyyede lodos menzilidür ol yére nişān eyleŋe hüner-ile atup ṭaş dikmek isteyen kişinüŋ adına üstād baḫtiyār dérler...... baḫtiyār meẕkūruŋ hem kirişinüŋ nāmına ḳaḍı ḳavlü hüsām dérlerdi... Kāḍı ḳulı ḥüsām dérlerdi evvel daḫı pehlevān atıcıydı ava şibāb zamān şiba mübeddel olduḳda bi’l-iḫtiyār miḫālıcda taḳaʿid édüp merḥūm tozḳoparanuŋ
Atsız ile nasıl tanıştım?
Pek çok kimse gibi ben de, Nihal Atsız adını ilk defa 1944 yılının Mayıs ayında duydum. Ancak o yılın o ayında ben hem mesleki hayatım, hem özel hayatım bakımından çok meşgul bir insandım. Gazetelerin ancak manşetlerine göz atabiliyordum. Bu manşetlerde o sırada sık sık Sabahattin Ali ile Nihal Atsız adları geçiyordu. Bu iki insan arasındaki
Missouri zırhlısı ve gerçekler...
şimdi okuyacağın şeyler Amerika'nın Türkiye'ye hâkim olmaya başlamasıyla ilgili olacak. Bugünü anlamak için bunları bilmek lazım. Amerika ve Rusya arasında Soğuk Savaş'ın başladığı 1946'da, Türkiye'ye Amerika'nın en büyük zırhlısı olan “Missouri Zırhlısı” gelmişti. Amerikan Missouri savaş gemisinin İstanbul'a
Evliya Çelebi, hatıratında şöyle anlatır: "Bazıları 'bütün sene burada ikamet ettim, yaz geldiğini görmedim.' derler. Biz de Rusya'da Azak'ta ve Deşt-i Kıpçak'ta erbaîn ve zemherîr kışları geçirdik ama böyle keskin kış görmedik!" Evliya, bu sözlerle nereyi anlatmıştır?.. a-Bursa'da Keşiş Dağı'nın (Uludağ) zirvesini b-Van'ın Başkale ilçesini c-Erzurum şehrini d-Ağrı Dağı'nın tepesini. Cevap: c
Reklam
Atatürk , yanında çalışan bizlerle sık sık ilgilenir, uşak olduğumuza bakmadan sofrada, konukların arasında yaptığı şakaların, takıl­ maların dışında yalnız gördüğü zamanlar da bir ek­siğimiz, isteğimiz olup olmadığı ısrarla sorardı. — Sağolun Paşam, hiç bir eksiğimiz yok... Karşılığını alınca da düşünceli bir halde uzaklaşırdı. 1928 yılında İstanbul'dan Ankara'ya ilk gidişim­ de bir gün Atatürk : — Çelebi efendi, yerinden memnun musun? Diye sordu. Köşkte şoförler, müstahdem için ayrılmış yerler vardı. Üç - dört kişi bir arada yatardı. Biz de başsofracı İbrahim, İki Ali'ler ve ben dördümüz ayni yerde kalıyorduk. Pek rahat ta sayılmazdık. Böyle olduğu halde : — Çok memnunum Paşam. Diye karşılık verdim. Atatürk, bu sözlerimi duymamış, gibi konuşması­ na şöyle devam etti : — Burada belki rahat değilsiniz. Ben de rahat değilim... Ama her şey zamanla düzelir... Ben yeniden: — Rahatım Paşam... Dedim. Bunun üzerine Atatürk : — K a ç para alıyorsun? Diye sordu. — Elli lira... — Yarın yüz lira alırsın. Ama zaman gelecek, ben Reisicumhurluktan çekileceğim. O zaman belki bu pa­rayı alamıyacaksın. Belki beş lira alacaksın. O zaman da birbirimizi bırakmıyalım... Bu sözler, Atatürk'ün hizmetkârlarına bile ne kadar bağlı olduğunu ve onlardan ayrı kalmak isteme­diğini açık seçik gösteriyordu.
Sayfa 181Kitabı okudu
SUNUŞ XIII. yüzyıl Anadolusuna sevgi ve Tanrı vasfı olan aşk temeline dayalı, Ortaasya kökenli Türk-İslâm kültür ve tasavvuf görüşü ile bir güneş gibi doğan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, inşam yücelten, halkı Hak'ka yöneltmek için kucaklayan, insanları gerçek insanlığa, gerçek sevgiye, gerçek hürlüğe davet eden, alabildiğine hür ve bugün bile
Sayfa 3 - MEVLANA KÜLTÜR ve SANAT VAKFI YAYINI ☪ Birinci Baskı - Mart 2010Kitabı okudu
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.