Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
480 syf.
9/10 puan verdi
Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı oldukça kapsamlı bir araştırma kitabı. Kitabın bütün konusu cadılar ve cadı avı üzerine olduğu için sayfalar geçerken sürekli aynı cümleleri okuyormuş hissine kapılmaktan korktuğumdan geniş bir zaman dilimine ayırdım okumamı. Bu kadar uzun ve kapsamlı bir araştırmayı okumak gerçekten kolay bir iş
Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı
Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı AvıHaydar Akın · Alfa Yayınları · 2021128 okunma
Reklam
Tanrısal yasalar, insanlar tarafından hazırlanan yasalarda olduğu gibi, acımasız ve güçlüden yana olduğu için, zayıflar daima elenir ve toplum dışına itilir; ancak suçsuz insanları katledenler hayatta kalabilirler.
Yeni bir cadı avı başlıyordu sanki. Silah bu kez kızgın demir değil, alaycılık ve baskıydı.
94 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Akademik ve anlaşılır
Kitap, yazarında önsözünde belirttiği üzere iki makalenin birleşmesiyle oluşturulmuş akademik bir eser. Hacmi oldukça küçük yaklaşık yetmiş sayfa kadar. Giriş ve sonuç bölümü hariç altı başlıkta konular özetlenmiş. Osmanlı Devleti’nde, Avrupa benzeri bir cadı avı yaşanmadığı fakat kendine has bir korku hikayeleri kültürü bulunduğunu belirten yazar, bu kültürün köklerini ve kaynaklardaki izlerini sürüyor. Burada Evliya Çelebi ve Ebu Suud Efendi’yi referans gösteriyor. Hayaletler, hortlaklar, cadılar ve vampirlerle ilgili olan edebiyat eserlerinden de söz ediyor. Kitap birkaç hikâyeye kabaca değinse de pek hayalet hortlak hikayesi bulmak mümkün değil. Meraklılarının bir çırpıda okuyacakları, akıcı bir eser.
Osmanlı’nın Üç Harflileri
Osmanlı’nın Üç HarflileriMarinos Sariyannis · Fol Kitap · 021 okunma
419 syf.
·
Puan vermedi
Filozof ve İdeolog Bir Recep İvedik
Kitabı nihayet okuyabildim ancak övüldüğü kadar etkilenmedim; kimsenin bir kabahati değil, büyük ihtimalle ben anlamamışımdır. Kitapla ilgili yorumların neredeyse hepsi komik olduğunu söylüyor ancak bende hep bir hüzün vardı okurken, belki yazarın yaşarken kitabını yayımlatamamasındandı belki de kahramanımız Ignatius’un yaşadığı topluma derdini
Alıklar Birliği
Alıklar BirliğiJohn Kennedy Toole · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2014760 okunma
Reklam
"Bu gece süpürgemin üzerinde uzak diyarlara uçtum ve şimdi önceden bilmediğim şeyleri biliyorum."
Bir cadı avı sürmekte; yazan, çizen, düşünen, sorgulayan ve farklı konuşan herkes, bilhassa hükumetin iç ve dış politikalarını eleştirme cesareti gösteren herkes kendini baskı altında hissetmekteydi.
Ortaçağ Hıristiyanlığı bir zulüm kültürüydü. İşkence ulusal ve yerel iktidarlar tarafından kıta çapında uygulanan bir yöntemdi ve küçük suçlarda körleştirme, dağlama, el, kulak, burun ve dil kesme türünden sakatlayıcı cezalardan hangilerinin uygulanacağı yasalarla belirleniyordu. Ölüm cezası infazları birer sadizm çılgınlığıydı ve diri diri yakma, tekerlekte kemikleri kırma, atlarla parçalama, rektumdan kazığa oturtma, karnı deşerek bağırsakları bir makaraya sarma, hatta hızla boynu kırma yerine yavaş yavaş gererek ve boğarak uygulanan idamlar gibi çilelerle doruğa ulaşıyordu. Sadistçe işkenceler engizisyon, cadı avı ve din savaşları sırasında Hıristiyan kilisesi tarafından da uygulanıyordu. İronik adıyla Papa IV. Innocentius' 1251'de işkence uygulamalarına izin vermiş, Dominiken tarikatından keşişler de bu izni zevkle yerine getirmişlerdi. Inquisition adlı resimli kitapta belirtildiği gibi, Papa IV. Paul döneminde (1555-59), Engizisyon "açıkça doymak bilmiyordu; Dominiken rahibi ve bir zamanların Büyük Engizisyoncusu olan Paul'un kendisi ateşli bir işkence taraftarı, usta bir işkenceci ve canavarca kitle katliamları ustasıydı ve bu hünerleri nedeniyle 1712'de azizlik mertebesine çıkarılmıştı."
Sayfa 156Kitabı okudu
vay anam vay =D
Yüzyıllar boyunca, genelevler bulundukları kentleri zenginleştirdi, dini otoriteler kâr payı konusunda birbirlerine düştüler; 1533'te Fransa'nın Lausanne kenti sakinleri, ruhban sınıfının kentteki genelev yüzünden rekabete girişmelerinden şikayetçi oldular. Tüm bu işlerden paralar yağarken engizisyon da bir cadı avı başlatıyor, genelevlere dokunmazken bağımsız kadınlarıdiri diri yakıyordu.
Sayfa 31 - Pencere Yayınları, Cağaloğlu, İstanbul, 1997.Kitabı okudu
Reklam
736 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
1990 yılında bir İngiliz derneği “Tüm zamanların en iyi 100 polisiye romanı“ sıralamasında 13. sıraya “Gülün Adı“nı layık görmüş. Bu tarz sıralamalarda genelde vatandaşlarını kayırdıklarını düşündüğüm politik İngilizlerin, uğursuz 13 rakamının özellikle mi Umberto Eco’nun bu etkileyici romanına verdiklerini bilemem. Üstelik bence roman, polisiye
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 201612,5bin okunma
Kadın düşmanlığının en “uç” hali
Ayrıca ilginç olan da Luther’in “Kadınlar için en büyük onur, erkekleri doğurmuş olmalarıdır” şeklindeki söylemidir. Ancak unutulmamalıdır ki; Hristiyanlık dönemindeki kadın düşmanlığı, çok büyük bir temele dayandırılmıştır ve on altıncı yüzyıla gelindiğinde ise Johann Weyer ve Cristian Thomasius gibi ünlü cadı avı muhalifleri bile bu konudaki söylemlere karşı çıkamamışlardır.
Sayfa 81
Martin Luther, senden beklemezdim.
Üstelik bu Cadı Avı, yalnızca Katolik Kilisesi’ne özgü olmakla kalmamıştır. Ardından Protestan Kilisesi de cadıların peşine düşmüştür. Zaten bu yeni mezhebin lideri olan Martin Luther, cadılığın gerçekliğine inanmaktaydı.
Sayfa 74
Cadı Avı sırasında İtalya’da olduğu kadar İspanya’da süren bu davaların çoğunda engizisyon kontrolü ve bu davalar için uygulanan resmi işlemler artmıştır.
Sayfa 74
968 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.