Neden böyle?
Birileri duygularını belli etmek isterse, çok duygusal,çok romantik,çok itici olarak nitelendiriliyor. Duygularını içinde yaşayıp belli etmiyorsa ,odun oluyor. Birileri çok utangaçsa,sıkıcı. Birileri çok dışadönükse, şımarık. Birileri herkesin ortasında ağlarsa,güçsüz ama eve gidip tek başına ağlarsa güçlü. Birileri çok konuşursa geveze. Hiç konuşmazsa asosyal. Birileri diğerlerinin fikrine katılırsa mantıklı;katılmazsa, boş ve kafasız. Birileri diğerlerinin dinlediği müziği dinlemeyince,zevksiz. Birileri diğerlerinin aldığı şeyleri alırsa ,uyumlu;almazsa,fakir. "Konuşmak" ne kadar kolay değil mi ? Konuşup durmak,yargılamak basit ama kimse sizin düşündüğünüzü yaşamak zorunda değil. Kimsenin iç dünyasında neler yaşadığını bilemezsiniz. Herkesi olduğu gibi kabullenin. Kimse mükemmel değil. Kimse mükemmel olmak zorunda değil.
Platon'a iki soru sormuşlar:
Birincisi ;"İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir"?
Platon tek tek sıralamış:
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki sonrasında çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.
Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.
Yarından endişe ederken bugünü unuturlar.
Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar,
Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler..
Sıra gelmiş ikinci soruya ; "Peki sen ne öneriyorsun"?
Bilge yine sıralamış;
Kimseye kendinizi "sevdirmeye" kalkmayın!
Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
Önemli olan; hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.
İnsanoğlu beden, akıl ve hayal gücünden oluşur. Beden özürlü, akıl güvenilmez olabilir, ancak hayal gücü bu gezegendeki hayatın en sevimli enerjilerinin yoğunlaşması ile ortaya çıkmaktadır.