Bir insanın kendisine cevap vermeyen bir başka insanla konuştuğu yerde akıl kaybolur. " Konuşan bir insandan daha güzel , daha öğretici bir gösteri yoktur . Ama dinleyicinin duyduğu üstüne düşünme hakkının baki olması , konuşmacının bu konuda taahhütte bulunması lazım ... Dolayısıyla dinleyicinin konuşmacının aklıyla konuşup konuşmadığını doğrulaması lazım . Zekâların eşitliliğinin gerektirdiği bu doğrulamaya izin verilmezse , söyleşi benim gözümde körün köpeğiyle konuşmasından farksızdır.
Sendelemenin bir önemi yoktur; kötü olan sapmak, yolundan çıkmak, söylediğine dikkat etmemek, ne olduğunu unutmaktır. Öyleyse haydi kendi yolundan git.
Bir zekanın bir başka zekaya tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır. İradesini kendi yoluna sokacak ve o yolda tutacak kadar güçlü değilse insan -özellikle de çocuk- bir hocaya ihtiyaç duyabilir. Ama bu tabi oluş sadece iradeler arasındadır. Ne zaman ki bir zekayı bir başkasına bağlar, o zaman aptallaştırıcı olur. Öğretme ve öğrenme ediminde iki irade ve iki zeka vardır. Çakışmalarına aptallaşma denecektir.