Zihinsel Özgürleşme Üstüne Beş Ders

Cahil Hoca

Jacques Ranciere

Cahil Hoca Konusu

Felsefenin elması Joseph Jacotot'nun başına düşmüştür: 1818'de sürgünde bir devrimci olan Jacotot Belçika'da Fransız edebiyatı okutmanı olarak yarı-zamanlı bir iş bulur. Tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmediği halde hocalık etmek zorundadır... İkidilli bir Fénelon baskısı koşar imdadına; "öğrencileri"nin kendi kendilerine Fransızca ve Telemak'ı öğrenmelerine kılavuzluk eder. İnsanın bilmediğini de öğretebileceğini gösteren bu tuhaf deneyin sezdirdiği kaçınılmaz sonucu anlamakta hiç gecikmez Jacotot: Bilen ile bilmeyenin, öğreten ile öğrenenin, kol emekçisi ile zihin emekçisinin, kısacası zekâların eşitliği. Bu şaşırtıcı hikâyeyi ve Jacotot'nun felsefesini anlatan Jacques Rancière hem eğitim üzerine çok özgün bir düşünce sunuyor hem de zekâların eşitsizliğini ve bilgi hiyerarşisini bahane eden toplumsal eşitsizlik tasavvurlarına önemli eleştiriler getiriyor. "Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır," diyen Cahil Hoca, eğitimciler ve eğitim sistemi üzerine kafa yoranlar için olduğu kadar siyaset felsefesiyle ilgilenenler için de ufuk açıcı bir kitap. (Tanıtım Bülteninden)
Çevirmen:
Savaş Kılıç
Savaş Kılıç
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 5 dk.Sayfa Sayısı: 144Yayınlanma Tarihi: Ekim 2014Yayınevi: Metis YayıncılıkOrijinal Adı: Le Maître İgnorant
ISBN: 9789753429665Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Puan

7.910 üzerinden
517 Puan · 146 İnceleme

Cahil Hoca Yorumları ve İncelemeleri

Tümünü gör
Quidam

Quidam

@SinestezikMuz
·
19 Mart 2018 22:38
10/10 puan verdi
Bu kitaba ne diye inceleme yapıyorum ki? Bu kitaba inceleme yapmak bana mı düştü? Ben ne anladımki ne anlatayım? Kitabın adı zaten "Cahil Hoca" olduğundan 'bilmediğimi öğretebilirim' felsefesiyle yazmaya başlıyorum. Okurken, kitap hakkında söylemek istediğim çok fazla şey vardı. Ancak
151 etkileşim
nur

nur

@lefvre
·
24 Aralık 2020 18:34
9/10 puan verdi
Ufuk açıcı bir kitap. Öğretmen-öğrenci, öğretme öğrenme, anlatma anlama kavramları üzerinden tartışma yapıyor yazar. Zekâlar arasında yaratılan hiyerarşiyi eleştirip zihinleri, insanları özgürleştirdiğin zaman açıklayan konumundakiler olmadan kişinin kendi başına kendi zekâsıyla yol alabileceğini felsefik düzlemde tartışıyor. Cümle kuramayacak kadar beynimi yoran düşünmeye sevk eden bir kitap oldu. Açıkçası iyice özümsenmesi gereken bir çalışma. Herkese hitap etmeyebilir ilgi alanları dolayısıyla. Öğretme ve öğrenme edimini hiç böyle bir açıdan düşünmemiştim, bana çok şey kattığını düşünüyorum. Araştırma kitaplarında normal bir kitapta romanda ya da denemede olduğundan daha can alıcı bir önem taşıyor çeviri durumu benim için. Yazarın anadili ile kendi diliniz arasındaki mesafeyi iyice tartabilmesi gerek. Ancak en sevdiğim ve öğretici yayınlar çıkarmaya özen gösteren Metis yayınları bu konuda oldukça başarılı durumda. Felsefe çizgisindeki kitapları okumayı seven insanlar için çevirinin de konunun da ilgi çekici olacağını düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim. :)
77 etkileşim
Uğur De Molinari

Uğur De Molinari

@romeika
·
15 Ekim 2021 18:33
Puan vermedi
Bu kitabın temel felsefesi de tam olarak bu sözdür. Felsefesi bu olunca eğitim, öğrenme ve öğretme gibi uygulama alanları bizzat üzerinde durduğu noktalar olmuş yazarın. Bu noktada öğrenci merkezli eğitimin ve bilgide özgürlük alanının geniş olduğu bir eğitim sisteminin öneminin altını çizmiş her eleştiri ve analizinde. Öğretmeni de sürekli öğrenen bir misyonda değerlendirerek, öğrenciye, kendisinin de bilmediği bilgiyi de öğretebilme durumunu ve üst bilgiye ulaşmanın yolunu açabilmesi üzerinde durur. Dolayısıyla yazar bilginin bir hiyerarşisinin olmadığını savunmuştur. Bilgi her şekilde her anda öğrenebilir bir pozisyondadır. Aslında yazarın bu tarz yaklaşımında kitle-iktidar ilişki yatmakta. Bilgiye ulaşım ve bilginin kendisi iktidar yarattığı için bilgi eşitsizliğe yol açmaktadır iddiası haklı bir pozisyonda kalmaktadır. Eşitlik ilkesinin önemseyen yazarımız bu kitabında muhalif olduğu nokta tam olarak bu alan diyebilirim. Bu yüzden zekaların eşitliği ilkesini önemsemektedir. Bilgiye ulaşımda eşit koşul yaratmaktadır. Ancak algılama gibi bir gerçek de var. Iq’su 120 olan iki öğrencinin bilgiye ulaşmada aynı yolları izlemeyeceği gibi verileri aynı kapasitede değerlendirebileceği de meçhul. Çünkü zekanın kullanımı farkındalık ve algılama/görme yetileriyle de doğrudan ilişkilidir. Görüşüm nispeten ayrılsa da bu kitabın çok değerli olduğunu söyleyebilirim. Okunması gereken kitapların başında geliyor. Keyifli okumalar dilerim.
53 etkileşim
Tamara

Tamara

@TAMARA0
·
04 Haziran 2022 10:22
10/10 puan verdi
Kurucu bunu öngörmüştü: Evrensel eğitim tutunamayacaktı. Ama, diye eklemişti, ölmeyecekti de. Eski yöntem, sırayla birbirinden kopuk bilgilerin öğrenilmesini istiyordu. Oysa Jacotot'un Evrensel Eğitim olarak nitelendirdiği yeni sistem "Her şey her şeydedir." diyordu. Yani bir şey öğrenip her şeyi onunla ilişkilendirmek. Öğrencinin " her şeyi kendi başına görmesi, sürekli karşılaştırması ve hep şu üç soruya cevap vermesi gerekir: Ne görüyorsun? Ne düşünüyorsun? Ne yapıyorsun?" Eski yöntem zekalar arasında farklılık olduğuna inanır ve yetişkin ile çocuğun zekasının da eşit olmadığına inanır. Evrensel Yöntem ise bütün zekaları eşit görür. Zihinsel kapasite hiyerarşisinin varlığı reddedilir. Halkı aptallaştıran asıl unsur öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır. Bu sözden yola çıkarak anlatmak istediğim eşitsizlikleri, sıralayım.. Zengin fakirden üstündür, erkek kadından üstündür, öğretmen öğrenciden üstündür, şehirli köylüden üstündür, kral halktan üstündür, baba aile fertlerinden üstündür. Böyle uzar gider. Peki bu üstünlüğü gerçekten sağlayan zekaları mı? Yoksa konumları mı ? Tartışılacak bir şey yok “ hegemonya” olan kimse o üstündür. Gelecek, hafta bir sürü gencin hayatını etkileyecek sınav var.”YKS” Bir çoğumuz bu giyotinden geçmişiz. Evet giyotin demek bence yerinde bir söz. Tartışma konusu bile olmayacak derecede saçma sapan sınavlar bunlar. Bir çok gencin hayatını hiçe saydığı, kendilerini değersiz aptal olduğuna inandırmış, bir hayal yutucu.( Akıllılar, bu kitabı okumasın!! :))
26 etkileşim
Betül E.

Betül E.

@h2obetul
·
01 Haziran 18:47
Puan vermedi
Kitapta bütün insanların eşit zekaya sahip olduğu (anladığım kadarıyla bir şeyleri öğretebilmek adına bunu kanıtlama yoluna gidilmemiş sadece öyle olduğu varsayımı yapılmış) belirtilmiş. Her insanın hangi koşullarda yaşıyor olursa olsun bir öğretmen, bir uzman yardımı olmadan istediği ne varsa öğrenebileceği tezi üzerinde durulmuş. Bir öğretmen ya da uzmanın farkında olarak ya da farkında olmadan öğrencinin potansiyelini sınırlandırabileceği düşünülmekte. Bazı noktalarda yazara hak verirken bazı noktalarda bu kadar sert sınırlar çizilmemesi görüşündeyim. İnsanlar elbette kendi başlarına öğrenebilir ama bizim dikkat etmediğimiz ya da anlamlandıramadığımız noktalarda bir rehbere ihtiyaç duyduğumuz zamanlar olabiliyor. İlgilisine göre kitabı okuyan için akıcı gelebilir veya okurken yer yer sıkıldığınız noktalar olabilir.
6 etkileşim

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 63.2
Erkek% 36.8
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Jacques Ranciere
Jacques RanciereYazar · 22 kitap
Jacques Rancière (d. 1940) Fransız düşünür Paris-VIII (St. Denis) Üniversitesi'nden felsefe profesörü iken emekli olmuştur. 1960'larda Marksist düşünür Louis Althusser ile beraber yazdığı Kapital'i Okumak ile ünlenmiştir. Rancière, Mayıs 1968 öğrenci ayaklanmaları üzerine hocası Althusser'le olan uyuşmazlığının ardından, ideoloji ve proletarya gibi siyasal söyleme yerleşmiş kavramları güncelleme üzerine çalışmalar yürütmüştür. Örneğin, "Filozof ve Yoksulları" çalışmasında filozofların entelektüel hayatlarında yoksulların rolünü, Platon ve Marx eleştirilerinden yola çıkarak analiz etmiştir. "Siyasalın Kıyısında" kitabında, siyasetin eşitlik ve bütünlük anlayışını eleştirirken bu kitabın içinde yer alan "Siyaset Üzerine On Tez" çalışmasında, demokrasi ve siyaset arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlamaya çalışarak düzen anlamındaki siyaset ile varsayılan eşitliğin dışındaki siyasal arasındaki farkları ortaya koymuştur. "Cahil hoca" çalışmasında da Joseph Jacotot'un hikâyesi üzerinden eşitlik kavramını ve eğiticinin rolünü sorgulamıştır. Ranciere çalışmalarında düzen arayışı için göz ardı edilen eşitsizlikleri göz önüne koymayı amaçlamaktadır. 2006'da Rancière'in estetik teorisi görsel sanatlarda bir referans noktası haline geldiği belirtilmiştir. Rancière, Freize Sanat Fuarı gibi sanat dünyası etkinliklerinde dersler vermiştir. Eski Fransız başkan adayı Ségolène Royal, Rancière'in favori filozofu olduğunu söylemiştir. 2003 yılında Rancière, diğer bazı Fransız aydınları ile birlikte imzaladığı, 2003 Çeçen referandumunun gayrımeşruluğunu protesto eden bir mektubu Putin'e göndermiştir.

Cahil Hoca Sözleri ve Alıntılar

Tümünü gör
Elif Derya

Elif Derya

@Akbatana
·
27 Ocak 01:29
"Eğer insanlarda birbirini duygulandırma, birbirinin içini sızlatma yolunda eşit bir yeti olmasaydı,çok geçmeden birbirlerine yabancılaşırlar; yeryüzüne rastgele dağılırlar, toplumlar da çözülürdü...Bu kudretin uygulanması hem zevklerimizin en tatlısı hem de ihtiyaçlarımızın en buyurganıdır."
42 etkileşim
Elif Derya

Elif Derya

@Akbatana
·
27 Ocak 01:29
"Zekaların eşitliği gibi bir şey nasıl düşünülebilir?"diyorlardı onlar."Böyle bir kanı toplum düzeni bozulmadan nasıl yerleşebilir ki?'. Oysa tam tersini sormak gerekir: "eşitlik olmadan zeka nasıl mümkün olur ki? " Zeka, bilgiyle bilgi nesnesini karşılaştırmaya dayanan bir anlama kudreti değildir. Başkasının doğrulamasından geçebilecek şekilde, kendini anlaşılabilir kılmak kudretidir.
41 etkileşim
Dilan

Dilan

@unilereozgurluk
·
25 Aralık 2022 15:13
Bir kere olmuş olan her zaman için mümkündür.
143 etkileşim
Elif Derya

Elif Derya

@Akbatana
·
27 Ocak 01:31
Eşiti ancak eşit anlar. Eşitlik ve zeka eş anlamlı kelimelerdir, tıpkı akıl ve irade gibi. Her bir insanın zihinsel kapasitesini temellendiren bu eş anlamlılık, genelde toplumu da mümkün kılan şeydir.
49 etkileşim
Kevser

Kevser

@golger
·
24 Temmuz 11:29
Derken, dili açıklamayan hocalardan konuşmayı kendi zekasıyla öğrenmiş çocuk, kelimenin gerçek anlamıyla öğrenim görmeye baş­lar. Artık şimdiye kadar kendisine hizmet etmiş zekanın yardımıyla bir şey öğrenemeyeceği varsayılır; öğrenme ile doğrulama arasındaki özerk ilişkinin artık yabancısıdır sanki. İkisi arasına bundan böyle bir matlık girmiştir. Anlamak gerekiyordur.
4 etkileşim

Cahil Hoca İletileri

Tümünü gör
Eşiti ancak eşit anlar.
Cahil Hoca
Cahil Hoca
Ögretmenler İçin
Özgürleştirmeksizin eğiten, aptallaştırır.
Cahil Hoca
Cahil Hoca
syf. 24 Bu kitabı her eğitimcinin okuması dileğiyle.
Cahil Hoca
Cahil Hoca
Yazar, kitabın 81. sayfasında tembelliğin kendini küçük görmekten kaynaklandığını söyler. İnsan bir olay, durum karşısında "yok, yapamam" der ve kaçmak için türlü bahanelere başvurur. Dinlediğim bir podcastte ise erteleyen insanın kendini sevmediği söylenmişti. Kendini küçümsemek ve kendini sevmemek. Sevmediği için küçümsemek. Aslında herhangi bir şey gibi gördüğümüz tembellik, üşengeçlik, ertelemek aslında içten ne kadar büyük sorunların kaynağı. Şimdi düşünüyorum da iradesizliğime, süreklisizliğime bağlardım bu durumu ama içten içe yeterli kadar irade sahibi olamadığımı düşünüp kendimi küçümsüyormuşum. Tembelliğe🥀