Atatürk'ün not defterlerinden,
14 Temmuz 1918, Pazar. Matmazel Brandner'i bekliyordum. Karlsbad'ın güneybatısındaki eski şatosuyla tanınan Elbongen'e otomobille gitmeye karar vermiştik. Otomobil Eger nehir kıyısındaki yolu takip ediyordu. Matmazel Brandner Türk ordusuna ilgi duyar gibi görünüyordu. Bana ordumuzun sayısı ve mevcutları hakkında soru sormuştu.
Sayfa 150 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu'nu 1. Dünya Savaşı'na sokan kişilerin başında Enver Paşa'nın geldiği ileri sürülebilir.20 Ortada bir de gerçek vardır: Başta Sadrazam Said Halim Paşa olmak üzere hükümetteki birçok kişi, Osmanlı İmparatorluğu'nun mümkün olduğu kadar tarafsızlığını korumasına gayret göstermişlerdir. Almanya'nın savaşı
Sayfa 30 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
İttihat ve Terakki'nin ileri gelenleri 23 Ocak 1913'te hükümete karşı harekete geçmişlerdi. Enver ve Talat Paşalar o gün gerçekleştirilen Babıâli Baskını'nın liderleriydi. Harbiye Nazırı bu olaylar esnasında öldürülmüş ve neticede de hükümet istifa etmişti. Bu istifa yazısını alarak saraya giden Enver Bey, Sultan Reşad'dan
Sayfa 19 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Askerîyedeki eğitim fevkaladedir ve her şeyden evvel düzenlidir. Askeride, matematiğe ve coğrafyaya çok önem verilmektedir. Dikkat edilirse tarih değil, matematik ve coğrafya öne çıkarılmaktaydı. Aynı zamanda lisan eğitimi de önde gelmektedir. Atatürk, özellike coğrafyanın faydasını Çanakkale'de görmüştür. Hatta sadece Çanakkale'de değil, gittiği diğer yerlerde de bu durum geçerlidir Zira matematik ve coğrafya askerî eğitiminin vazgeçilmez safhasıdır. Sonuç olarak Selanik Askerî Rüşdiyesi'nin onun hayatındaki rolü ziyadesiyle önemlidir.
Sayfa 32 - 2. Baskı, Mart 2023, İstanbul.Kitabı okudu
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken bir yandan da onlarla sobbet ediyor, "Nerelisin?", "Kaç kardeş siniz?" gibi sorular soruyordu. Gözleri bir ara, saçının ortası kırmızı olan bir delikanlıya takıldı. Delikanlıyı yanına çağırdı ve merakla sordu: "Adın ne senin evladım?" Delikanlı, hazır ol
Genç bir zabit olan Enver, Avrupa Türkiye'sinin kaybının bir neticesi olan donuk dönemden faydalandı ve Harbiye Nazırı olarak Osmanlı ordusunun başına geçti. Orduya ilk ve en büyük hizmeti, orduyu o eski kumaş parçalarından kurtarması olmuştur. Aklın eline geçtikten sonra ordu öylesine çabuk çehresini değiştirdi ki, Çanakkale'de İngilizleri yenerek, Galiçyada Avusturyalılara yardım ederek, Makedonya ve Romanya'da müttefiki ordularla muzafferane işbirliğinde bulunarak, kıymetini çabucak göstermede gecikmedi. Kısacası Matmazel, eğer Türkler bu umumi harbe girmemiş olsalardı, müttefiklerin lehinde görünen bugünkü askeri durum tam tersini gösterirdi diye iddiada bulunmakta bir mahzur görmüyorum.
Sayfa 300 - Masa Kitap - Mustafa KemalKitabı okudu
Reklam
Çanakkale Şehidine Ağlanmaz
Çanakkale şehidine ağlamak, insanlar arasında ayıp sayılırdı. Bir şekilde yakınının şehit haberini alanlar, insanların içinde ağlamaz, tarlaya, bahçeye, ormana gider, doya doya gözyaşı döker, sonra gözyaşlarını silerek, başları dik bir şekilde evlerine, köylerine dönerlerdi. Evladının, ciğerparesinin şehadet haberini alan bir anne, her ne kadar bu
Sayfa 224
"İkinci Ordu Komutanlığı'na geldiği vakit, pek nazik bir durum karşısında idi; Ordu Çapakçur Boğazı'nın kuzey ve doğusundaki dağları tutuyordu. Yorgun ve zayıf bir orduyu bölgenin pek şiddetli ve sürekli kış aylarında, vasıtasızlık içinde o dağlarda bırakmak tehlikeli idi. Ordunun bu durumunu Başkumandanlık da, Kafkas Cephesi Komutanlığı da görmüştü. Fakat bir türlü üstüne sorumluluk almak isteyen yoktu. Genç Ordu Komutanı Mustafa Kemal, Çanakkale'de kazandığı şöhreti tehlikeye koyarak, orduya çekilme emrini vereceğini ve bunun bütün sorumluluğunu kendisi yükleneceğini bildirdi. Çekilme tedbirlerini başarı ile tatbik etti. Bu çok ehemmiyetli idi. Çünkü Rus Kuvvetleri ileri harekete geçerlerse, Genç Komutan'ın şöhreti sönerdi. Fakat onun vatan sevgisi, şöhretine bağlılığının çok üstünde idi. Kararını vermiş, ordusunu kurtarmış, orduyu geride yeniden kurmuştu. Taarruzda, bozgun ve çözülme tehlikesi önde, çekilmelerde ise, tehlike geridedir. Bu çekiliş sırasinda bir neferin, - Ne korkak komutanlardır bunlar, ben düşmanı öldü­rüp duruyordum, ne diye geri çektiler bizi ... diye söylendiğini duyunca, - Peki ama yalnız senin düşman öldürmenle olmaz ki... Koca ordu bu... Belki senin anlamadığın sebepler vardır, dedi. Nefer, Mustafa Kemal'in yüzüne baktı, - Sen kimsin? diye sordu. - Ben sizin komutanınızım. Nefer, kendini kurtarmak için en önde kaçıp gittiğini zannettiği komutanı yanında görünce, - Ha o başka! dedi."
Balkan Harbi korkusu geçmemiş
İngilizlerin Çanakkale'den çekilmesinden sonra Türk Genel Karargahı, 2. Orduyu hiç değilse Ulukış­la'ya kadar Anadolu içine sürmesi gerekirken, bu orduyu 1915 yılı ekiminden beri boşu boşuna Trakya'da tutmuştu. Oysa 1916 yılında doğu cephesinin öneminin artacağını önceden gö­rerek, bu önemli önlemi sağlaması gerekirdi. Bu durum önceden hesaplanmadığı içindir ki, hiçbir düş­manın bulunmadığı Trakya'da üç Türk ordusu toplanmıştı.
Sayfa 25
Çok akıllıca Aferin Von Sanders
Düşman gemileri, karaya çıkan birlikleri tam anlamıyla koruyorlardı. ... Türk hatlarının, İngi­liz siperlerinin yakınında kazılacak siperlere yerleştirilmesi­ni salık verdim. Çünkü ön hatlarımız, ancak böylece düşman gemi atışlarından kurtarılabilirdi. Siperler birbirine yakın olun­ca, gemiden atılacak mermilerin kendi siperlerine düşmesi olasılığı bulunduğundan, ön siperler top ateşinden kurtulabi­lirdi. Bu durum, komutanlara ve birliklere yeteri kadar açık­landı ve uygulandı. Dünya Savaşı'nda bir ordunun hem düşman filosu, hem de kara ordusuyla aynı anda savaştığı tek savaş alanının Çanakkale kara çatışmalarında olduğunu belirtmeliyim.
Sayfa 94
Reklam
İngilizler, mütareke yerini kendileri belirlemişler ve bunun için Limni Adası, Mondros limanında demirli Agememnon zırhlısını uygun görmüşlerdi. Bu durum İngilizlerin 1915 Çanakkale'de uğradıkları büyük yenilgiyi unutmadıkları anlamına geliyordu. Agememnon zırhlısı Çanakkale Savaşı'na katılıp yara alan gemilerden biriydi.
Ustanbul'da işgal kuvvetleri komutanları toplantı halindeydi. Türk ilerleyişini gösteren durum haritasına bakan General Charpy, "Süvariler yarın İzmir'e girer" dedi. "Bu hızla piyadeler de." "On dört gün içinde iki yüz elli bin kişilik bir orduyu hemen he-men yok edip 400 km. yol almak, olağanüstü bir olay." Harington içini çekti: "Tarihin en büyük çöküntülerinden biri bu. Bunu gerçekleştiren ordu birkaç gün sonra Çanakkale'de tarafsız bölge sınırına dayanacak." "O zaman ne yapacağız?" "Hamlet'in dediği gibi: İşte sorun bu.."
Sayfa 658 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Şahika'nın mektubundan
Sevgili babacığım, anacığım... Orda içiniz rahat olsun. Düşman askerleri Çanakkale Boğazı'nı asla geçemeyecek. Çünkü Türkler burda bir kahramanlık destanı yazıyorlar.... Ben bizim Türkler'in bu kadar cesur ve akıllı olduklarını bilmiyordum, burda öğrendim. Siz bakmayın düşman askerlerine öyle. Meğer onların bir çoğu Ingiliz bile değilmiş. Avusturalya ve Yeni Zelanda denen ülkenin askerleriymiş. Burda onlara Anzak diyorlar. ... Onlar adına ne acı verici bir durum ki, bu savaşta Türkler vatanını savunmak için şehit olurken,onlar ise bir hiç uğruna ölüyor. .... Düne kadar büyüklerimizden umudum yoktu; ama geçen gün askerin biri büyük bir komutanı anlattı bize. Bence o komutan yalnızca bu savaşın değil, gelecekte bu ülkenin gerçek bir lideri olacak. O komutanın adı, Mustafa Kemal'miş babacığım. ... Beni gönüllü hemşire olarak göndermekle bu dünyada sevapların en büyüğünü işlemişsiniz. Ordunun askere ihtiyacı olduğu kadaryarali askerlerin de bakıma ihtiyaçları var. Allah hepinizden razı olsun.
Sayfa 171Kitabı okudu
30. LOZAN'DA ÖZELLİKLE İNGİLTERE'NİN KARŞI ÇIKTIĞI EN ÖNEMLİ KONULAR HANGİLERİDİR? Lozan'da tartışılan konuların hemen hepsi İngiltere başta olmak üzere büyük güçlerin muhalefetine konu olmuşsa da İngiltere görüşmeler sırasında iki konu üzerinde daha fazla durmuştur. Bunlar, doğrudan İngiltere işgali altında bulunan
Sayfa 34 - Bilgi YayınlarıKitabı okudu
Mudanya'da konferansın üçüncü günü gene bazı ilerlemeler kaydedildi. Müttefikler, doğu Trakya'ya geçirilecek jandarma sayısı ve mülkiye memurları işinde ısrardan vazgeçtiler. Yunanlılarla harbin sona erdirilmesi de kabul edildi. Yalnız Karaağaç meselesi hâlâ askıdaydı. Sonra da İsmet Paşaya Ankara bazı tamamlayıcı talimat vermişti.
Sayfa 36 - Remzi kitabeviKitabı okudu
130 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.