Boykot, protesto ve sair gibi müslümanların yıllardır canhıraş mücadele(!) ettiği şeyler, bir yerden sekülerlerin yoluna denk düşseydi takriben bir haftada; kampanya, sanat, reklam artık elde kullanılabilecek ne varsa günbegün gümbür gümbür çözülürdü. Müslümanların yaptığıysa zor bir süreçte işleri sıkıcılaştırmaktan başka bir şey değil. Burada eleştirdiğim sekülerlerin kendilerini muaf gördükleri kayıtsızlık değil elbette, müslümanların ne kadar becereksiz olduğundan söz ediyorum ki, bugün dahi 158 sokak aydın'ı onlarca insanı yaralayıp, öldüren, sakat bırakan sokak itleri için “toplayamazsın hapsedemezsin, öldüremezsin” başlıklı bildiri yayınlama cesaretlerini kendilerinde bulabilmiş ve büyük ihtimalle de haksız mücadelelerinde haklı kazanca kavuşacaklardır. Ama gelgelelim çoklukla birlikte yokluğu da keşfeden hatta hiçlik makamına erişen müslüman alemi, dereye ayaklarını sokarak başını ıslatmaya çalışmaktan öteye gidemiyor. Toplanma yeri olarak düğün ve cenazeye, protestoları da ekleyip, sanırım toplaşıp toplaşıp kavuşamayacağız. Ve sanırım ki müslümanlar bu çağda, kazanan belli olsun diye kaybedeni oynuyor. Bari kendi savaşımı/zı kaybetmeyelim de yaşadığımız zaman, bunca acı boşa gitmesin...