Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gençliği bağrında barındıran bir çatı yoktu. Kahve vardı, bol bol meyhane vardı. Koca insan seli içinde, gönülleri insanı insan yapan duygulardan mahrum, kafaları da bu yolda işlenmemiş, hülasa manevi bir yalnızlık içindeydiler. Onlar ateşlerini, belli bir eğitimden geçerek, belli bir memleket meselesine dökemiyorlar, kendi. kendine başıboş üreyen hergele sürüleri gibi dolaşıp duruyorlardı. Kim bilir memleketimizi ışıklı yarınlara götürebilecek, ne değerli çocuklar sönüp gidiyordu bu arada ...
Annemin Çadırı
Herhalde ev mobilyalarını tasarlarken bunu amaçlamıştı birileri; biraz cereyanda kalsa hastalanmaya teşne çekirdek ailenin parçalanmasına, her bir parçanın kopup uzay boşluğunda birbirinden uzağa sürüklenmesini engel olmak içindi mobilyalar. Bir masanın en az iki sandalyesi oluyordu mesela. Ikili koltuk ha keza. Hele iki kişilik yatak. Insanın sokakta yanından geçip gideceği bir adamla ya da kadınla bir ömür boyu birlikte uyumaya mecbur kılmaktan başka neydi ki bu kötü fikrin özü? Her gece aynı yorganın altında uyuyan iki insan değil kopmaya, kopmayı aklının ucundan geçirmeye dahi nasıl cesaret edebilirdi. Ailemizi aynı çatı altında kenetleyen şey eşyaydı sanki; tek sandalyesini kullanmadığımız 4 kişilik yemek masamızdı, odalarımızı birbirine bağlayan koridorlardı, yüzümüzü birbirimizin ıslaklığına kuruladığımız havluydu, paltolarımızı birbirine sarılma mesafesinde muhafaza eden portmanto, çamaşırlarımızı birbirinin kirli sularında döndürüp duran çamaşır makinesi ...
Reklam
Sen evden çıktın ya, önce duvarlar nemlendi. Çatı odalara indi. Pencereler birer örümcek ağı. Eşik çoktan darağacı. Sokaklar zülüflerinden esmiyor artık. Zaman eşya da boğuldu. Ev değil, yaprak döken hatıra. Yalnızlık her yerden ses veriyor. Bunaldım diyorum, herkes biraz daha kabuğunun içinde. Bir elim ötekine çırpınıyor. İnsanın yalnız ağlaması ne kadar acıymış. Sen evden çıktın ya, kırk beş yıl çıkmıyor işte.
Yeni Parti kuruluyor
İkinci Meclis'te, Mustafa Kemal, taraftarlarını bir fırka çatısı altında toplamakta gecikmeyecekti. Halk Fırkası adı altında bir siyasi parti şeklin de örgütlenerek Kurtuluş Savaşı'nın tüm mirası bünyesine katıyordu. Direnişi yerel düzeyde örgütleyen Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerini daha önceden tek bir yapı altında toplayan Mustafa Kemal, şimdi Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını alan bu çatı örgütün Halk Fırkası'na dönüşmesini emrediyordu.
Dinleyin, beni tatlı bebeğim; eğer bundan sonra bir daha tartışırsak (eğer bundan kaçınamazsak tabi) daha önceleri her bir “savaştan” sonra olduğu gibi ayrı ayrı yollarımıza gitmeyelim.Tüm farklılıklarımıza rağmen, tartışmadan sıkılıp da gülmeye başlayana kadar ya da tartışmanın kendisi bizden bıkıpta bizi başını sallayıp yalnız bırakana kadar, aynı şekilde ve aynı çatı altında kalalım.
"İnsan beynini boş bir çatı katına benzetiyorum. Orayı kendi seçtiğin mobilyalarla donatmalısın. Aptal biri bulduğu her çeşit kütüğü içeri atar ve böylece işine yarayabilecek bilgiler kalabalık yüzünden dışarıda kalır. ... Bu yüzden gerekli bilgileri dışarı itebilecek gereksiz bilgileri edinmekten kaçınmak gerek."
Sayfa 21
Reklam
Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar? Aynı ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar? Yıllar kalbini dağlasa da içlerindeki o kor söner mi âşıkların? Her şeyi aşikâr olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur?
O çatının altı kimi gün cehenneme dönse de, insana iyi günde kötü günde, hastalıkta, sağlıkta, bir dostla, hiç değilse bir düşmanla, aynı çatı altına sığınmak lazım değil midir?
Sayfa 58
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.