Dr. Nazım Bey, Cavit Beye yazdığı bir mektupta, Büyük Millet Meclisi murahhası olan Bekir Sami Beyin, merhum Talat Paşa’ya yazdığı bir mektupta, mealen, yaptıklarınızı düşünürseniz, sizlerin Türkiye’ye girmeye hakkınız olmadığını anlarsınız. Dışarıda Türkiye ve İslam Dünyası için yeterince hizmet ederseniz, o zaman Anadolu sizi kabul eder, demiş. Dr. Nazım diyor ki, “Bütün varlığını vatana vakfeden ve bütün ömrünü tam bir ihlâsla onun kurtuluşuna adayan bir Türk’e bundan ağır bir şey yazılamazdı.”
pdf
Cavit Bey
Mustafa Kemal Paşaya yönelik İzmir suikastı teşebbüsü ile yargılanır.idam cezasına çarptırılır.Hiçbir zaman şiddete başvurmamış az sayıdaki ittihatçıdan biri olan Mehmet Cavit bey’in son sözü, ‘’bir gün Allah sizden intikam alır’’ olacaktır.
Reklam
Asılmak sana şaka geldiyse,birde çıkaralım mezardan, soralım bakalım fukara Cavit Bey,e...
Erkeklerin kadını bir muamma olarak görmelerine karşılık onu gerçekten anlamaya çalışmamasından yakınan Se­niha Hikmet de aslında erkekti; Enis Avni müstearını da kullanan Aka Gündüz'dü (1886-1958) kendisi. Neşriyatta beliren ilk kadın imzalarının birço­ğunun arkasında, gölge yazar olarak erkekler vardı. 1908'de İttihatçıların ka­dınlara yönelik Demet ve Mehasin (Güzellikler) dergilerini izleyen Kadın der­gisinin editörü de (Enis Avni) başyazarı da (İttihatçı liderlerden Cavit Bey) erkekti. Deniz Kandiyoti'nin (doğ. 1944) ortaya attığı erkek feminizmi tabi­ri boşuna değildir. Çağ dönümünün meseleleriyle boğuşan erkekler, içinden geçtikleri toplumsal ve politik değişimin kadını da içermesi gerektiğini gö­rüyor, düşünüyor, hissediyor, tasarladıkları yeni topluma uygun bir yeni ka­dının tasarımını ve hülyasını kuruyorlardı. Doğrudan doğruya kendi arzula­rının hülyasıydı bu aynı zamanda, kendilerine layık görerek özledikleri eş­ ve-arkadaş-kadın imgesiydi. İşte, böyle bir hülyanın sakini olarak gıyabında 'tasarlandığı' için, bir muammaydı kadın.
Sayfa 741 - İletişim Yayıncılık
Atay'a göre Cavit Bey'i "Lozan'dan beri muhalefete sürükleyen sebepler şunlardır: Büyük Avrupa Devletlerinin yardımı olmaksızın ve bu yardımları temin edecek tavizler yapılmaksızın Anadolu'nun ortasında tek başımıza bir devlet kurup yaşatamazdık. İstanbul'dan ayrılmamalı idi… Cavit iktisadi ve mali alemden kafasını ayıramayan, milliyetçiliği her bakımdan "darlaşma" sayan devrim diktalarına aklı yatmayan bir Osmanlı idi. Vatanperver namuslu adamdı… Komiteci değildi." Nitekim yıllar sonra İnönü, demokratik hayata geçerken C. Başkanlığı ve parti başkanlığının aynı kişide toplanamayacağı iddia edildiğinde; CHP başkanlığı için H. Cahit (Yalçın) uygun görecek ancak daha sonra söz konusu itiraz ortadan kalktığından olay gerçekleşmeyecektir.
Sayfa 195 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Toynbee Türkiye'deki asker yöneticiler için ifade ettiği "İktisat ve Siyaset öğrenimlerini deneme yanılma yöntemiyle tamamlayacaklar" öngörüsünde kısmen de olsa yanılmıştır. Zira iyi niyet yani değer yargıları da, bilgi kadar önemlidir. Örneğin Lozan'da Düyun-u Umumiye anaparasının taksiminde İnönü ve Cavit Bey arasında çıkan ihtilafta olduğu üzere yöneticilere, yurtseverlikleri doğru yolu gösterebilir.
Sayfa 191 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
Merkez Bankası'nın Kuruluşunda İleri Sürülen Modeller
Merkez Bankası'nın kuruluş hazırlıklarının başlaması neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt olduğu için, çeşitli modellerin ileri sürüldüğü ve tartışıldığı anlaşılmaktadır. (i) Osmanlı Bankası'nın Millileştirilmesi: İlk model, Osmanlı Bankası'nın millileştirilmesi ile Merkez Bankası'nın kurulması yöntemidir. Bu nedenle Osmanlı
Sayfa 141 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Osmanlı Borçları 1854 Kırım Harbi sırasında başlamıştı ve o dönemde Osmanlı toprakları örneğin, yaklaşık 5 milyon kilometrekare iken, Türkiye Cumhuriyeti yaklaşık 700 küsur bin kilometrekare üzerine kurulmuştu. İtilaf Devletleri borçların tümünü bizim ve altın lira ile ödememizi istiyorlardı. Oysa borçlar İmparatorluğun ayrılan çeşitli ülkelerine
Sayfa 121 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Yalnız Türkiye'de millileştirmeler, sermaye karşıtı sol-ideolojik bir muhtevadan yani sınıf çelişkisinden ziyade; iktisadi milliyetçilikten kaynaklanmıştır. Kaldı ki, bir kısmı Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan dolayısıyla bir zaruret olan millileştirmeleri de doğru bulmayanlar ve yabancı sermaye yatırımlarını savunanlar da o tarihte de
Sayfa 110 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Mali gayeye ne kadar hizmet ederse etsinler; gümrüklerin ekonomik yararı, Osmanlı döneminde de tartışılmış bir konudur. Nitekim Cavit Bey gümrükleri mukayeseli avantajları saptıran ve tüketiciyi cezalandıran bir öğe olarak düşünmektedir. Nitekim bu tez daha yüksek olan 1929 Tarifesinin uygulanmasına geçilirken de ifade edilmiş ve "hayatı lüzumsuz pahalılaştırdığı iddiası ile eleştirilmiştir. Her ne kadar başvekil İsmet Paşa, TL'nin değer kaybetmesini; spekülatörlere atfetse de yeni tarifenin kabulü ile paramızın dış değeri düşmüştür.
Sayfa 86 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
337 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.