Dedim ki ! Elinizde Kürd ten başka unsur kalmamıştı. O Kürtler ki vaktiyle Diyarbekir'de bulunduğunuz zaman kalplerini kazanmaya çalışmıştınız...
104 syf.
10/10 puan verdi
Açıkçası uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Kitap, dilbilimci olan bir Kürt aydını Celadet Ali Bedirxan’ın 1933’te Mustafa Kemal’e yazdığı uzun bir mektuptan oluşuyor. Bizzat dönem içinde gerçekleşen olayları da ele alıyor. Dönemin hükümetinin Kürtlere karşı tutumlarını, politikalarını ve özellikle Kürdistan coğrafyası üzerine gerçekleştirilen istila faaliyetlerine eleştiriler, yer yer önerilen çözümler bahsediliyor. Bedirxan’ın Kürt dilbilimcisi olması üzerine kitapta en çok yoğunlaştığı konulardan biri Kürt dili ve dil üzerinden kimliğe atıfta bulunması. Bu konuda üzerinde durduğu, o dönem sık sık gündeme gelmiş olan Kürt ırkına ve dilini de içine alarak “Dağ Türkleri” yakıştırmasının çürütmesini dilin mensup olduğu aileden örneklerle, basit ve anlaşılır dil bilgisi kuralları ile Mustafa Kemal’e açıklıyor. Aynı zamanda o dönem süren politikanın Kürt dilini diğer dillerden toplama olarak gören ve aşağılayan zihniyete bariz örnekler ile Kürt dilin aslında oldukça zengin olduğundan bahsediyor. Mektup o dönemin türkçesi ile yazıldığı için çok ağır bir dili var ama basımda ve düzenlemede parantez içinde bütün kelimelerin şimdiki Türkçede karşılığı var, bu yüzden okuması oldukça rahat ve anlaşılır. Kürt literatüründe kesinlikle yayılması gereken bir kitap!
Mustafa Kemal’e Mektuplar
Mustafa Kemal’e MektuplarCeladet Alî Bedirxan · Avesta Yayınları · 201247 okunma
Reklam
Yeryüzünde bir maden, bir ocak olan Kürdistan ve onda Kürt bulundukça Kürtlüğün, ocağın iflasına maddeten imkân yoktur.
Anadolu’yu tahliye ile Anadolu köylüsünü Kürdistan’da iskân edeceğinize tabii ihtimal verilemez. Bu tasavvur edilse dahi Anadolu köylüsü Kürdistan’da yaşayamaz. Bugün değil, bundan yüzlerce sene evvel Şark’tan Garb’a doğru akın eden Türkler Fırat’ı geçtikten sonra yerleşmeye başlamışlardır. Kürdistan onlara bir yol, geçit olabilmiştir. Mesken olamamıştır.
İhtiyara sorduk: Peki neden seni bu kadar dövdüler? İhtiyar düşünmeden cevap verdi. Çünkü ben Kürdüm. Ne bileyim Kemal Paşa memlekette Kürt istemiyormuş. İhtiyar birden bire sustu biraz düşündü korkan bakışlarla etrafına baktı ve tekrar söze başladı: - Hayır demin yanlış söyledim, demin şaşırdım, biz artık Kürt değiliz. Eskiden Kürt idik. Şimdi hepimiz Türküz. Bu memlekette herkes Türktür. Kemal Paşa böyle söylemiş…
Yalnız Türklüğün en büyük peygamberi olan Ziya Gökalp Bey’in Kürtçe hakkında cidden dikkate değer olan bir hükmünü burada zikredeceğim. Ziya Gökalp Bey Diyarbakırlı bir Kürttür. Kürtçe anadilidir. Ziya Bey anadilini alelade bilmekle yetinmemiş, bu lisanı bir âlim, bir linguiste nazarıyla tedkik eylemiş ve vaktiyle bir de Kürtçe gramer vücuda getirmişti. .. Kürtçeyi diğer Şark lisanlarıyla mukayese ederken diyor ki: “Kürtçe, Arapça da dâhil olmak üzere, Şarkın en zengin lisanıdır.”
Reklam
Kürtçe, Kürdistan platosunun lisan-ı umumiyesidir (genel lisanıdır). Bu platonun muhtelif yerlerinde tesaddüf edilen Yahudi, Türkmen, Ermeni, Süryani, Kıldani, Çerkez ve Arap gibi unsurların tamamı Kürtçe bilirler. Hatta bunların arasında bazılarının öz ana lisanı da Kürtçedir. Kürtçeden başka lisan bilmezler.
Şahsi tetkiklerime nazaran -ki siyasi emellerden ziyade ilmi esasata müstenittir- diyebilirim ki Kürtçeden dışarıdan gelmiş kelimeler arasında toplamı en az olan Türkçe kelimelerdir. Bu ise pek tabiidir. Yukarıda izah eylediğim vechiyle Türkçe menşe, şekil ve aile itibarıyla Kürtçeye tamamen yabancı bir lisandır.
Türkçe okuyan, Türk terbiyesi alan Kürt çocukları ve gençlerini, kendilerini sevk etmek istediniz. Yeni Turan yoluna gideceklerine, ellerine geçen irfan meşalesi ile milli vicdanlarının derinliklerine bakmaya ve o derinlikler ve karanlıklarda ümmi Kürtlerin göremediği hakikatleri görmeye başladılar. Mektep sıralarından mücadele meydanlarına, ihtilalci saflarına geçtiler.
Müstahkem mevkilerde (sağlam yerlerde) ve şehirlerde korunmuş olan birliklerinize ova, vadi ve dağ eteklerinin yolları açıldıktan sonra memlekette bir tarama adliyesi yaptırdınız. Binlerce çoluk çocuğu, silahsız erkeği kılıçtan geçirdiniz. Küllerini, hâlâ Ararat tepelerinden esen soğuk rüzgarların dağıtmakta olduğu yüzlerce Kürt köyünü yaktınız.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.