[Soytarı] Onda göze çarpan çelişki, bir onur kalıntısından, derin ve gizli bir duyarlıktan ileri geliyordu, yoksa tekme ile kovulmaktan ve dinleyicilerinden bir metelik koparamamaktan değil.
Sayfa 66 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
637 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
Nehlüdov derin bir uykudadır. Ömrünü hiç bir sınır tanımadan, ahlaki yoksunluk içinde, zevklerinin peşinde tüketirken geçmişte işlediği bir hatanın sonucuyla karşılaşır. Yaşadığı büyük pişmanlık ve vicdan azabı sonrası uyanış sürecine girer. Artık eski Nehlüdov değildir. Hatasının sonucu çaresizce karşısında, korumasız ve aciz bir şekilde durmaktadır. Nehlüdov artık bir şeyler yapmalı, hatasının sonucu meydana gelen durumu telafi etmeli, adaleti ayağa kaldırıp doğru sonuca ulaşmalıdır. Çarlık Rusya’sının sonlarında geçen bu hikaye sınıfsal farklıları, adalet kavramının tahrifini, sosyal çürümüşlüğü gerçekten güzel yansıtıyor. Sibirya’ya sürgüne gönderilen yüzlerce suçlunun hapishanede başlarına gelen acı manzaraları hatta ölümlerini görüyoruz. İlginçtir kitabın bazı bölümlerinde Tolstoy Hristiyanlık inancını eleştiren mahiyette satırlar yazmış ama kitabın sonunda tamamen Hristiyanlık inancının tavsiye ettiği kabullenişleri ile kitabı bitirmiş. Ya ben mesajı anlamadım ya da mesajı anlamadım. Kalkıp da Tolstoy’da saçmalamış diyecek halim yok ama cidden ben çelişki gördüm final söylevinde. Neyse… Tolstoy’un okuduğum bütün kitapları güzeldi. Çok gerçekçi, hayatın tam kalbindeki konulara değiniyor hep. Hukuka, bürokrasiye ve ahlak konularına meraklı olanların okumasını tavsiye ederim. Karamazov Kardeşler gibi bu kitapta ders niteliğinde bence.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
Reklam
Yaşamın ne zaman iyi ve güvende olacak, diye soruyorsun, küçük adam; bunun yanıtı senin özüne yabancı: Hayat dolu olmak güvenlikten, sevgi paradan, özgürlük parti ya da kamu görüşünden daha önemli olduğu zaman, yaşamın iyi ve güvende olacak; Beethoven ya da Bach müziğinin havası, bütün varlığının havasından daha önemli olduğu zaman (bunlar senin içinde var, küçük adam, varlığının derininde bir köşede saklı olarak!); düşüncen, duygularınla çelişki halinde değil de, uyum içinde etkili olduğu zaman;
İnsanların mutsuz oldukları bir toplumda yaşıyoruz. Yalnız, çeşitli korkular altında acı çeken, ruhen dengesiz, yıkık ve bağımlı olan bu insanlar, önce bütün çabalarıyla kendilerine boş zaman yaratmaya çalışırlar, sonra da bu zamanı "öldürebildikleri" ya da geçirebildikleri oranında sevinç duyarlar. Ne acı bir çelişki.
Sayfa 24 - SayKitabı okuyor
her ne varsa yaşanılan aldım kabul ettim... alım al akım aktı... düştüm, koştum, kanadı dizlerim evet hepsi bendim... ne yöne dönsem yüzümü sanki bin asırdı... eteğimde uçuşan rüzgar, parmak uçlarımı okşuyor... nasıl anlatsam bu kokuyu: epeyce yol almış sonra oturmuş bir taşa dinlemiş gibi... yahut bir kaç günlük susuzluktan sonra suya kavuşmuş biri gibi... her yaşım bin asır gibi... bir ânımı anlatsam diğerlerinin hatrı kalır gibi... sanki ne yapsak eksik kalacak bir yerlerimiz. İnanması zor gibi geliyor ama çocukluğumun kokusunu alıyorum... bazen gözler kapanıyor ve babasının minik kızı, yine koşarak babasına sarılıyor... onbinlerce kez yıkanan ellerim hala başka anların izlerini taşıyor... eskiye özlem mi yoksa eskide kalmak mı bu bir ufak çelişki... F.S
Mutlak ruh , basit , net bir dünyada yaşama gerekliliğiyle doludur. Örtük olan her şey, her çelişki ,her karmaşa onu ürkütür, karıştırır ve ona katlanılmaz gelir.
Sayfa 160 - ÇitlembikKitabı okuyor
Reklam
Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihidir. Özgür insanlarla köleler, patrisyenlerle plebler, baronlar ve serfler, lonca mensubu yurttaşlarla kalfalar, kısacası ezenlerle ezilenler arasında her zaman çelişki vardı, bunlar birbirlerine karşı kâh gizli kâh açık kesintisiz bir mücadele yürüttüler, her defasında tüm toplumun devrimci bir dönüşümüyle veya mücadele eden sınıfların beraberce çöküşüyle sonuçlanan bir mücadeleydi bu.
Sayfa 250Kitabı okudu
282 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
•Yaşanmış Esrarengiz Olaylar - Ergün Candan
"Ölüm ruhları yok edemiyor." Merhabalar... Bu kitabı da büyük bir beklentiyle aldım ve listemdeki kitapların önüne koyarak okudum... Bilinmeyene yönelik bitmek bilmez merakım, ilgim ve belki de yıllar yılı kafama takılan soruların cevaplarını bu kitapta bulabilirim diye. Beğendim mi, beğenmedim mi bilemiyorum. Yine de beğenmedim
Şahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz Olaylar
Şahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz OlaylarErgun Candan · Sınır Ötesi Yayınları · 199980 okunma
Yumuşak ve hafif bir nefret. Sanırım kendime duyduğum his bu. Burada düşünüyorum. Merhaba demenin zorluğunu falan anlatmaya çalışmayacağım. Çocukken çektiğim zırvaların da bir anlamı yok. Yani normal bir çocukluk geçiren yoktur ki. Evet, benimde salakça orada oturup gizlendiğim bir çocukluğum oldu. Sakince bekleyen çocuklar da vardır pekâlâ veya kapıyı vurup giden çocuklar, zengin çocuklar, yalnız çocuklar. Hepsi bok gibi, bunu saklamaya gerek yok. Bir öfke duyuyorsam kendime karşı bunun için birini suçlamama gerek yok. Gün geçtikçe hınçla kendimden uzaklaşmak canımı sıkıyor, fakat anlaşılamayacak bir çelişki değil bu. Sakince küçük bir taburede oturarak hayatımı devam ettiremez miyim? Hayır. Çünkü bunu hak etmiyorum.
112 syf.
·
Puan vermedi
KLAS DURUŞLU İNSAN
Nuri Pakdil'i anlamak ve dünya karşısında nasıl bir duruş sergilemek gerektiğini öğrenmek için, her satırıyla yüreğinize dokunan bir eser. Kısa ama zengin içerikli bir kitap. Kitabı okurken yavaş okumak, sindirmek, düşünmek lazım. Kütüphanenizde bulunmalı. Nuri Pakdil demek klas duruş demektir. Yazıyı ibadete dönüştüren şahsiyet. Klas duruş nedir diye soranlara: "Klas duruş, her şeyden önce mala mülke itibar etmemektir. Vicdanlı olmaktır. İlkeli olmaktır. Yazdıklarınızla yaşama biçiminiz arasında çelişki olmamasıdır. Her koşulda, doğru bildiğiniz şeyin arkasında durmaktır." diyor Nuri Pakdil.
Klas Duruş
Klas DuruşNuri Pakdil · Edebiyat Dergisi Yayınları · 19971,091 okunma
Reklam
Zorlandığınız şeyi yapmayı reddederek kontrolünüzü sağlamaya ve saygınlığınızı korumaya çabalayacaksınız. Çelişki şu ki, çoğunlukla sonuçta kendinizi inciteceksiniz. Birisi, uygunsuz bir biçimde gerçekten yararınıza olacak bir şeyi yapmanızda ısrar ederse bu oldukça karmaşık olabilir. Bu sizi "kazanamaz" duruma sokar; çünkü, o kişinin dediğini yapmayı reddederseniz, sadece onunla inatlaşabilmek uğruna yenik duruma düşersiniz. Diğer taraftan, onun dediğini yaparsanız, ele geçirilmiş hissedersiniz. Zorlayıcı taleplere boyun eğdiğiniz için, onun sizi kontrol ettiği duygusuna kapılırsınız ve bu durumda kendinize saygınız kalmaz. Kimse baskı altında kalmak istemez.
64 syf.
7/10 puan verdi
Oscar Wilde
Oscar Wilde
hayatındaki katı kurallar sistemine karşı hem sert ve ciddi hem de alaycı bir şekilde hayatı ve insanları devamlı sorgulayarak kendi benliğinin her daim farkında olan yazar. Kısa, etkileyici ve genel olarak çok farklı ve özgün tarzda cümlelerin olduğu güzel bir eser. Okurken sizi kimi zaman gülümseten, kimi zaman sorgulatan
Oscar Wilde
Oscar Wilde
beni okurken eğlendiren ve birçok çelişki içinde bırakan ilk yazar diyebilirim. Kitabı okurken yazdığı her bir cümlenin üzerine saatlerce düşünebilirsiniz. Onun düşüncelerini anladığınızı düşündüğünüz yerlerde bile kendinizi birden bir çelişkinin içerisinde bulabiliyorsunuz.
Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar
Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda ParıldarOscar Wilde · Can Yayınları · 20204,982 okunma
158 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Kendi Fikrimce
Marcus Aurelius' u keşfetmem bir sözü ile olmuştu. Sözü ''Duyduğunuz her şey bir düşüncedir gerçek olgular değil. Gördüğümüz her şey perspektiftir gerçek değil.'' şeklindeydi. Üzerine oldukça düşünmüş kafa yormuş sonra Aurelius'u ve Stoacılığı araştırmaya başlamıştım. Stoacılık ile edindiğim bilgiler oldukça ilgimi çekmişti. Bu kitabı geçen yaz almıştım ancak okuyabildim. Bu kitap Marcus Aurelius'un içebakışının bir yansıması. Felsefenin düşünce üzerine düşünme olduğunu her zaman duydum ya da bana bu şekilde öğretildi. Bu kitabı okuduğumda bunu net bir şekilde gördüm. (İlk okuduğum filozof Marcus Aurelius değil.) Bunun içebakışı merkeze alarak yazmasıyla ilgili olduğunu düşünüyorum. Kendine kendine konuşuyor tartışıyor, sonraki bölümde kendisine sorduğu sorunun cevabını veriyor. Bazen çelişiyor bunu fark ediyor ve bu çelişki üzerine düşünüyor. Kendisi hem imparator hem de filozof olduğundan bu iki kimliğinde yansımalarını görmek mümkün. Benim için oldukça önemli bir yeri var Marcus Aurelius'un. Tabi ona katılmadığım durumlarda var örneğin duyguları biraz fazla yok sayması ya da sadece belli duyguların önemli olduğunu söylemesi gibi. Gerçi belki böyle demiyordur da bu duygulara fazla kapılmamamızı öğütlüyor olabilir bir noktada. Gerçi bize bir şey öğütlediği yok ''Düşüncelerim'' demiş ve bunları Stoacılığı benimseyerek yapmış.Okumaktan oldukça keyif aldığım bir kitap oldu. Bence felsefe okumaktan hoşlananların okuması gereken bir kitap tabii kendi fikrimce :)
Düşünceler
DüşüncelerMarcus Aurelius · Yapı Kredi Yayınları · 202214,9bin okunma
Yazının başında kitaptan yaptığım alıntıya dönecek olursak; Kemal Tahir'in deyimiyle, şamar yemiş bir devletin çocukları olmak Türk toplumunun özellikle yakın tarihle kurduğu bir tür travmatik ilişkiye de işaret eder. Bir yanda muhteşem bir imparatorluğun çocukları olmak ama diğer tarafta şamar yemenin ezikliğini hissetmek. Ancak tarih, bilinç, kimlik de çoğu zaman acı sonuçları olan büyük olaylarda şekillenir. Türkiye de yaşayan insanlar sadece tarihleriyle kurdukları ilişkide değil bugünü yaşarken de benzer duygular içindedir. Hapsedildiği durumla olması (çok) mümkün konumu arasındaki çelişki benzer bir sosyal psikolojiyi doğruyor.
Akif Emre
Akif Emre
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.