(Vedûd İsm-i Şerîfi, Muhabbet ‏ودود اسم ‏شریفی, محبت)
İşte şu üç misâl gibi, bin bir esmâ-yı İlâhiyenin her birinde pek çok tabakāt-ı hüsün ve cemâl ve fazl ve kemâl bulunduğu gibi, pek çok merâtib-i muhabbet ve iftihâr ve izzet ve kibriyâ vardır. İşte bundandır ki, Vedûd ismine mazhar olan muhakkikîn-i evliyâ, “Bütün kâinâtın mayası muhabbettir, bütün mevcûdâtın harekâtı muhabbetledir, bütün mevcûdâttaki incizâb ve cezbe ve câzibe kanunları muhabbettendir” demişler. Onlardan birisi demiş: فَلَكْ مَسْتْ مَلَكْ مَسْتْ نُجُومْ مَسْتْ ٭ سَمٰوَاتْ مَسْتْ شَمْسْ مَسْتْ قَمَرْ مَسْتْ زَم۪ينْ مَسْتْ ٭ عَنَاصِرْ مَسْتْ نَبَاتْ مَسْتْ شَجَرْ مَسْتْ بَشَرْ مَسْتْ سَرَاسَرْ ذ۪ي حَيَاتْ مَسْتْ ٭ هَمَه ذَرَّاتِ مَوْجُودَاتْ بَرَابَرْ مَسْتْ دَرْمَسْتَسْتْ.٭ Yani muhabbet-i İlâhiyenin tecellîsinde ve o şarâb-ı muhabbetten, herkes isti‘dâdına göre mesttir. Ma‘lûmdur ki, her kalb, kendine ihsân edeni sever ve hakîkî kemâle muhabbet eder ve ulvî cemâle meftun olur. Kendiyle beraber sevdiği ve şefkat ettiği zâtlara dahi ihsân edeni, daha pek çok sever. ...
Sayfa 295 - Hayrât NeşriyatKitabı okudu
Saika
-Ey Musa! Doğrusu Allah'ı kendi gözümüzle görmedikçe sana asla inanmayacağız, demişlerdi. Oysa Allah'ın yardımını , ihsan ve in'amını , lütuf ve keremini ayetlerle defalarca görmüşlerdi. Görmüşlerdi; ama Elçinin getirdiklerini onaylamak yerine; gözleriyle gördüklerine, elleriyle dokunduklarına inanmak daha kolaylarına geliyordu. İnkârlarına mazeret arıyorlardı ki; tam o an; neler oluyor diye etraflarına bakınırken; bir yıldırım ; bir ceza onları aniden; oracıkta kıskıvrak yakalayıvermişti.
Reklam
Kampanya: Atsız Affedilmelidir! Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
İhsan servetin, icad vücudun, icab vücubun, tahsin hüsnün, tenvir nurun fer'i ve delili olduğu gibi; bütün kâinattaki bütün kemal ve cemal, Sani-i Zûlcelâl'in kemal ve cemaline bir zıll-ı zalildir ve burhanıdır.
Nokta RisalesiKitabı okuyor
Beşer, fıtraten şu kâinatın Hâlık'ına karşı hadsiz bir muhabbet üzerine yaratılmıştır. Çünki fıtrat-ı beşeriyede cemale karşı bir muhabbet ve kemale karşı perestiş etmek ve ihsana karşı sevmek vardır. Cemal ve kemal ve ihsan derecatına göre, o muhabbet tezayüd eder. Aşkın en münteha derecesine kadar gider.
"Ey insan! O'nun esmâ ve sıfâtına ait istidâd-ı muhabbetini, sâir bekasız mevcûdâta verme, faydasız mahlûkâta dağıtma. Çünkü, âsâr ve mahlûkat fânidirler. Fakat o âsârda ve o masnûâtta nakışları, cilveleri görünen Esmâ-i Hüsnâ bâkidirler, dâimîdirler. Ve esmâ ve sıfâtın herbirisinde binler merâtib-i ihsân ve cemâl ve binler tabakât-ı kemâl ve muhabbet var. Sen yalnız Rahmân ismine bak ki: Cennet bir cilvesi ve saâdet-i ebediye bir lem'ası ve dünyadaki bütün rızk ve nîmet bir katresidir." Hanımlar Rehberi
Sayfa 75 - RnkKitabı okudu
Reklam
"Bilmezsin, bu Hidayet ne hokkabazdır. Kimse yokken Naima okur, misafir gelince elinde Plutarkos'la karşılar. Gece saraya söver, gündüz saraydan ihsan alır. Salonlarını döşeyen antika eşyalar gibi konağına aldığı misafirlerde de damga ve üslup arar; Hidayet'in konağını biraz da misafirleri döşer."
Sayfa 60 - oğlak
Şairin cenaze törenindekiler:
Cenaze törenine katılmak üzere Beyazıtta toplananları tefrik etmek artık zorlaşmıştı. Bu arada Şehir Meclisi üyeleri, Ferdi Öner, Recep Bilginer, Orhan Mete, Üniversite profesörlerinden Ah- met Hamdi Tanpınar, Mazhar Şevket İpşir, Sabahattin Eyüboğlu, Mina Urgan, Burhan Toprak, Rıfkı Melûl Meriç, sanatçı ve muharrirlerden Asaf Hâlet Çelebi, Fikret Adil, Reşat Ekrem Koçu, Nizamettin Nazif, Sait Faik, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sabahattin Kudret, Münir Süleyman, Feridun Fazıl Tülbentçi, Behçet Kemal Çağlar, Hüsamettin Bozok, Abdülbaki Gölpınarlı, Lutfi Erişci, Muvaffak İhsan Garan, Orhon Arıburnu, Rifat Ilgaz, Sinan Korle, Cavit Yamaç, Fahir Onger, Râkım Çalapala, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu, Sabri Berkel, Cemal Tollu, A. Arad, Nuri İyem, Halil Dikmen, Necmi Rıza, Ercüment Behzat, Şehir ve Ses tiyatroları sanatkârları göze çarpıyordu. Biraz sonra kalabalık adam akıllı artmış, gelenleri farketmek imkânsız bir hal almıştı.
586 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.