Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Acaba...
Her dudakta aynı rezil şikayet: Yaşanmaz bu memlekette. Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye'nin insanından şikayetçi. İnsanından yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri yok. Vatanlarını yaşanmaz bulanlar vatanlarını "yaşanmaz"laştıranlardır.
Sayfa 97
İdeolojiler siyaset dünyasının haritaları. Haritasız denize açılınır mı? Ama harita tehlikeli bir yolculukta tek kılavuz olamaz. Pusulaya da ihtiyaç var. Pusula: Şuur. Tarih şuuru, milliyet şuuru, kişilik şuuru. İdeolojilerin peşine takılanlar pusulasızdırlar. Gemi ya kayalara çarptı, ya batağa saplandı. İdeolojilerin ışığına göz yumanları sloganlar yönetir. Karanlık kinlerin birbirine saldırttığı çılgın sürülerin savaş çığlığıdır slogan. İlkelin, budalanın, papağanın ideolojisidir. Düşünce ile çığlık bağdaşmaz. Şuurun sesi çığlık değildir. Yabani bağırır, medeni insan konuşur.
Sayfa 95
Reklam
Batının en talihsiz fikir adamı bir Ba's-ü bâd-el mevt hayaliyle avunabilir. Türk yazarı böyle bir teselliden de mahrum. Dil, Penolop'un örgüsü, 24 saatte bir sökülüp örülüyor Ba's-ü bâd-el mevt: ölümden sonra diriliş. Çağların zevkine hitap etmeyen yazarlar var Stendhal ve Nietzsche gibi. Bir zaman unutulduktan sonra tekrar sahne çıkar ve kalabalığın gönlünü fethederler
Sayfa 89
İnsanın az dostu, çok tanıdığı olmalı.
Sayfa 252 - İletişim
Sol-sağ... Çılgın sevgilerin ve şuursuz kinlerin emzirdiği iki ifrit. Toplum yapımızla herhangi bir ilgisi olmayan iki yabancı. Bu maskeli haydutları hafızalarımızdan kovmak ve kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle anlayıp anlatmak her namuslu yazarın vicdan borcu.
Kendimize dost seçeceğiz.En iyilerini seçmek istiyoruz, ama nereden bulacağız o dostları?
Reklam
Fazla izahat lisanen kabahattir. Cemil Meriç
Medeniyet can çekişiyor. Gök bomboş, hayat abes; roman bu kalpsiz dünyanın insanını bütünüyle sahneye koymak iddiasında.
Kendini yığın hâline getiren bir millet pâyidâr olamaz. Tek kaygısı para olan bir yığın yaşayamaz.
Hassas bir kadın bütünü ile sever ve ancak bütünü ile sevdiği zaman fizik haz duyar.
Reklam
İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.
Sayfa 92 - İletişimKitabı okuyor
Amour-goût: XVIII. asır Fransa’sındaki aşk. Bu tabloda gölgeler bile gül rengi. Nezaket, zerafet, kibarlık. Hırçınlık yok, fırtına yok, öfke yasak.
Kıtaları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...
STENDHAL VE “AŞK ÜSTÜNE”
Kristalizasyon yüzünden günün birinde kendi yarattığımız bir hayale aşık olduğumuzu, hayretler içinde görürüz. Tecrübe güvensizlik yaratır. Gittikçe kristalizasyon kabiliyetimiz azalır.
STENDHAL VE “AŞK ÜSTÜNE”
Stendhal’a göre sevmek, bütün hayal gücümüzü harekete geçirmektir. Aşkı devam ettiren, kafa. Kadın var, sadece fiziktir ve yalnız görünce arzularsınız. Neden? Hayale hitap etmez de ondan. Aşkın tek yaratıcısı hayaldir. İki nevi muhayyile var. Biri yıldırım gibi çarpar insanı, sabırsızdır, her şeyi sevginin çıkarına kullanır ve hemen harekete zorlar. Öteki hayalperesttir, ağır işler, vefakârdır. Birincisinde kafa kalbin emrindedir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.