Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Istırap olmadan hiç aşk olur mu?
Sayfa 5 - Kapı Yayınları
Herkes en Nihayet kendisi kadar yalnızdır! -S-59
Düşünmeli değil mi, "Ne kadar tek başınasınız?" diye sorulmuyor da "Ne kadar yalnızsınız?" diye soruluyor. Acaba neden?!?!? Gustave Janouch Franz Kafka'ya bir vesileyle şöyle sorar: — [Gerçekten de] o kadar yalnız mısınız? Kafka başıyla tasdik eder. — Kaspar Hauser kadar mı? Kafka güler: — Onunkinden de beter... Ben [ancak] Franz Kafka kadar yalnızım! (G. Janouch, Gespräche mit Kafka, s. 41, Frankfurt, 1961) Kimse başkası kadar yalnız olamaz, aksine herkes en nihayet kendisi kadar yalnızdır. Çünkü —unutmamalı ki— tek başınalığı başkaları (ağyar), yalnızlığı ise sadece kişinin kendisi (yâr) farkeder. Uzun söze ne hacet, sen 'sen' kadar yalnızsın, ben 'ben' kadar!.. Şayet 'O'nun ahlâkıyla ahlâklanabilseydik, belki ancak o zaman 'O'nun kadar yalnız olabilirdik; zira 'O' da 'O' kadar yalnız!
Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Reklam
Herkes en Nihayet kendisi kadar yalnızdır! -S-58
Yalnızlıklarının farkında olmayanlar, tek başına olmayı yalnız olmak zannediyorlar... yolun başında şaştıkları için, yolun başında şaşkınlığa uğradıkları için böyle zannediyorlar... Keşke uğramakla kalsalardı, bilakis orada ikameti seçtiler. İşte bu yüzden zannetmeye devam ediyorlar... Onları şaşıran ifadenin kendisi... Yalın-ız olmayı...
Sayfa 58 - Cenab-ı Aşka Dair - Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Herkes en Nihayet kendisi kadar yalnızdır! -S-57
"Yalnız olmak..." Bu ifadenin işaret ettiği anlam birikintisi ne kadar da çok, ne kadar da farklı... İfade bizleri gerçekten de şaşırıyor, bizler de şaşıyoruz bu yüzden... Şaşıran değiliz biz, üzerimize düşen sadece şaşmak... şaşkınlık bize ait, şaşıran ise öncelikle ifadenin kendisi... Unutmadık aslâ, 'şaşan' ve 'şaşıran' ile beraber bir de 'şaşırtan'ın olduğunu... Şaşırtan, yani şaşmaya değil, şaşırmaya neden olan... ifadenin bizleri şaşırmasına yol açan temel etmen... Bu sözcük de yanlış kullanılıyor ya, geçelim... Yaşananlar tam bir şaşırtmaca... oyun içinde oyun... Şaşan kim?... Şaşıran ve en nihayet şaşırtan kim?... Şaşkınlık karıştırmaktan kaynaklanıyor... Gerçekten de karıştırılır hep "yalnız olmak" ile "tek başına olmak" kavramları... Oysa yalnız olmak başka... tek başına olmak daha başka... Hakikatte hiç tek başına olmadık, olamadık... İstedik mi gerçekten tek başına olmayı, tek başına kalmayı, bilemiyorum...
Sayfa 57
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 77
Ayrılıkla yaşamak demek... Ayrı oldukça, ayrı kaldıkça ayrılığı sona erdirmeyi istemek demek... ayrılık biterse aşk da biter bu yüzden.. Oysa aşkın (var)olabilmesi için ayrılığın da olması gerekiyordu. Ayrılık varsa aşk da vardı, yoksa aşk da yoktu. Peki aşk yoksa, ayrılıktan, yani nedeni olmayan bir sonuçtan nasıl sözedebiliriz ki?!?! Kimsenin
Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 76
Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır. Hasılı dört menzile sahip bir dairenin içindeyiz: ayrılık menzili, hasret menzili, acı-ızdırab menzili, aşk menzili. Dikkat edilirse düz bir çizginin, bir doğru'nun içine bu menzilleri yerleştirmekten kaçınıyorum; yani 'önce'
Sayfa 76
Reklam
Kişi ne zaman kendisiyle tanışır?. S 75
Hasretin nedeni ne ola ki ya yoksunluk ya ayrılık! İnsanlar yoksun oldukları şeylerden, neyse o şeyler onlardan ayrı kaldıklarından dolayı hasret çekerler: sevgiliden ayrılık, aileden ayrılık, memleketten ayrılık, vs. Hasretin nedeni ayrılık, peki ya kendisi?!?! Hasret ayrılığı farketmek demek, ayrı olduğunu hatırlamak, ayrılığı unut(a)mamak demek... Hasret insana sadece kendisinden ayrı kaldıklarını, ayrı olduklarını değil, bizatihi ayrılığın kendisini farkettirir. Çünkü 'ayrılık' hasretle farkedilir. Nasıl ki ayrılık hasrete, hasret de yanmaya, ızdıraba yol açıyorsa, ızdırab da kişinin ayrı kaldıklarına kavuşma, onlara dokunma, onları tutma arzusu duymasına yol açar; kısaca aşk'a. Ayrılıktan aşka giden yolun menzilleri kabaca böyle... (a) önce ayrılık... (b) sonra ayrılığın farkına varmak, yani hasret... (c) derken hasretin verdiği acı.... (d) ve en nihayet son menzilde aşk... Demek oluyor ki ayrılığı farkettiren hasret ise, belki sona değil ama sonuna erdirecek olan da aşktır.
Sayfa 75 - Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Bana beni verecek olan, beni bende bana bulduracak, buldurmakla kalmayıp olduracak olan yine o idi. ...... Ne var ki ışkını gözlerime saldı da göremez oldum; nûru nâra dönüşünce sükût edemez oldum.
Sayfa 15 - KapıKitabı okudu
Kendinize kendinizde biraz yer açmaktan niçin bu kadar korkuyorsunuz? Niçin hiç kendinizle ve biraz da kendiniz hakkında konuşmayı denemiyorsunuz?
Sayfa 59 - KapıKitabı okudu
Yalnızlık kişinin kendisiyle buluşması... kendisiyle tanışması... kendini tanıması... Demem o ki yalnızlık kişinin sürülere karşı kendisini koruması, onlardan kaçması değil, bilakis sürülerin içine atılmışken, tam da sürülerin içinde iken kendini fark etmesi...
Sayfa 52 - KapıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.