“...Sinek kuşları hanımeli çiçekleri üzerinde duruyordu. Dünyada sahip olmak istediğim hiçbir şey yoktu. Ne kötülükler çektiysem unuttum. Vücudumda hiçbir acı hissetmiyordum. Doğrulduğumda masmavi denizi ve yelkenleri gördüm.” -Andrew Wyeth “...Hummingbirds were stopping over honeysuckle flowers. There was no thing on earth I wanted to possess. Whatever evil I had suffered, I forgot. In my body I felt no pain. When straightening up, I saw the blue sea and sails.”
'Sevgi' üzerine deneme
Birisini sevdiğinizde, o size hakaret bile etse, gönül tahtınızdan indirmezsiniz onu.. Çünkü emir büyük yerden, yürekten, geliyordur.. Kalbinizin usağı olursunuz. Suçsuzken özür dilersiniz mesela. Siz ona "Özledim, seni görmeye geldim!" dersiniz, o sizi paylar, "Falanca günü görüşecektik, bugün hesapta yoktun" diye karşılar. Buz gibidir. Uykusuz halinize karışan o çocuksu sevinci görmez, sizi sadece göndermeye çalışır... Bahaneleri hazırdır. Zaten hiç bir zaman inanmamıştır o BIZ'e. O yüzden de her an patlamaya hazır bir volkan taşıyordur içinde. Sizi kurban eder o volkana. Siz ona kurban olurken, o sizi bir mesajla kurban eder. Kendisinde gördüğü zaferi can yakan cümlelerle kutlar. Siz afallar kalırsınız. Bir yabancıyı sevdiğinizi anlarsınız. "Borcumuda ödeyeceğim" der giderken... Hangi borçtan bahsediyordu? Onun artık bir can borcu vardı... Cesetinizle birlikte susarsınız. Kendinizi gömer, onu güzel kokulu kabristan çiçeklerine bırakırsınız. Sevmeye devam edersiniz. Onu yeryüzündeki çiçeklere emanet edip karışırsınız toprağa. Birgün yeniden filizlenir ve sizin toprağınıza hayat verir umuduyla. - Deniz
Reklam
Kadife çiçeği
Gözleri yaşlı bir yayla sabahı Yukarıdan teselli veren güneş Çekmiş üzerine yeşilli yorganı Kara toprakta kadife çiçeği Söğütler dal budak bülbül öter Kınalı kayalarda kırlangıç geçer Uçuyor kelebek ölmeyecek gibi Bir aşktır kuzeyde kadife çiçekler ...
Karmaşadan uzakta masamda mum ve çiçekler var. Bir de sobanın üzerinde sıcak şarap.. Değmeyin keyfime.
dildar bekes
geçiyor günler bir göçmen kuş topluluğu gibi deniz maviliğini yitiriyor güneş farklı doğuyor artık güçsüz ve yaşlanıyor sokaklar yokluğunla şarkılar senle başlıyor şiirler sensizlikle gündüzler kararıyor geceler hep aydınlık sararıyor yavaş yavaş hükmedemediğim çiçekler mahkum alıyor yalnızlık beni gardiyanım ötmeyen kuşlar üzerime kapatılıyor hayali kapılar bir ben kalıyorum cehenneme bir de yazamadığım şiirler ve bir sen kalıyorsun cennete bir de okunmamış şiirler...
Bir ikbahar sabahında, en sevdiği mevsimde, hayat yine akmaya hazırdı. Kuşlar cıvıldadı, çiçekler başını kaldırdı, Filizler güne yürüdü, çocuklar uyanmaya başladı, toprak yağmurla buluştu, karıncalar sıraya girdi, dalgalar kıyıya vurdu, tohumlar çatladı, bir bebek dünyaya gözlerini açtı, bir gafil yeni gündeki günahlarına yürüdü, kimi sıcak yataklarına bir kez daha gömüldü, savaşlar devam etti, bir aşık göz yaşları ile ıslatığı yastığının üzerinde uykuya yeni daldı, bir kelebek daha güneşe meftun oldu.İşte o an dünyanın zannetiğinden de küçük olduğunu gördü.
Reklam
1.000 öğeden 961 ile 970 arasındakiler gösteriliyor.