Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cihan

Genel seçimleri kastediyor …!
Çoğunluk yasası her zaman demokrasiyle, özgürlükle ve eşitlikle eşanlamlı olmuyor; kimi zaman zorbalıkla, köleleştirmeyle ve ayrımcılıkla eşanlamlı oluyor…
Reklam
-Bir insanı diline bağlayan göbek bağını koparmaya çalışmak kadar tehlikeli bir şey yoktur. Koparıldığı ya da ağır biçimde zedelendiğinde bu bir felaket halinde bütün bir kişilikte yankılanıyor. Cezayir'i kana boğan fanatizm, dinden çok daha fazla dille ilgili bir hoşnutsuzlukla açıklanabilir;
Bu, dünyanın her yerindeki birçok ülkede geçerlidir ve bir insanın dinsiz yaşayabileceğini ama herhangi bir dili olmadan kesinlikle yaşayamayacağını görmek için uzun ispatlamalara gerek yoktur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İki topluluk farklı diller konuştuğunda, ortak dinleri onları bir araya getirmeye yetmez..
Dilinizin ölmesini önlemek istiyorsanız, bağrında büyüdüğünüz kültürü dünyaya tanıtmak, saygı duyulmasını sağlamak ve sevdirmek, ait olduğunuz topluluğun özgürlüğü, demokrasiyi, onuru ve refahı tanımasını istiyorsanız, savaş önceden kaybedilmemiş demektir. Her kıtadan gelen örnekler zorbalığa karşı, karanlıkçılığa karşı, ayrımcılığa karşı, küçümsemeye karşı, unutuluşa karşı ustaca mücadele edenlerin, çoğu zaman davalarını kazandıklarını gösteriyor…!!!
Reklam
Birine saygı göstermek, tarihine saygı göstermek, onun aynı insanlığa ait olduğunu kabul etmekle olur, farklı bir insanlığa, ucuz bir insanlığa değil…!
“Tarihin çöplüklerinde her zaman umduğumuzu bulamayız…”
- Bugün inanan bir insana tamamiyle kabul edilebilir gelen pek çok davranış, onun eski "din kardeşleri" için tasavvur dahi edilemezdi. Bu sözcüğü tekrar tırnak içine aldım, çünkü o atalar bizimle aynı dini yaşamıyorlardı. Eğer bugünkü davranışlarımızla onların arasında yaşayacak olsaydık, hepimiz zındıklıktan, zinadan, sapkınlıktan ya da büyücülükten sokaklarda taşlanır, bir zindana atılır ya da ateşte yakılırdık.
- Tarihçi Marc Bloch, "İnsanlar babalarından çok, zamanlarının çocuklarıdır" diyordu. Bu kuşkusuz her zaman doğruydu, ama asla bugünkü kadar doğru olmamıştı.
-Ama balkonunun altında bir limuzinle doğmamış olan herkes, kurulu düzeni sarsma arzusu duyan herkes, yozlaşmaya, devlet zorbalığına, eşitsizliklere, işsizliğe, gelecek endişesine isyan eden herkes, çok çabuk değişen bir dünyadaki yerinin neresi olduğunu bulmakta zorlanan herkes İslamcı hareketin etkisine kapılıyor. -Orada hem kimlik ihtiyaçlarını, bir gruba dahil olma ihtiyaçlarını, maneviyata olan ihtiyaçlarını, fazlasıyla karmaşık gerçekliklerin basit biçimde açıklanmasına olan ihtiyaçlarını, hem de eylem ve başkaldırı ihtiyaçlarını gideriyorlar...
Reklam
Batı cennetine" özlem duyanların, çoğu zaman göçmenlikten başka çareleri yoktur.
Ben onların dininden değilim", diye yazar, "ama ben de insanım ve bana insanca davranmaları lazım."
Kimliğinin tehdit altında olduğunu insan nasıl hissetmez??? Nasıl, başkalarına ait, başkaları tarafından konmuş kurallara dayanan bir dünyada, kendisinin bir öksüz, bir yabancı, bir asalak ya da bir parya gibi olduğu bir dünyada yaşadığı hissine kapılmaz?
Kendilerinden emin olan toplumlar yansımalarını güven verici, huzur dolu, açık bir dinde bulurlar; güvensiz toplumlarsa korkak, bağnaz, çatıkkaşlı bir dinde. Dinamik toplumlar, yenilikçi, yaratıcı bir İslamda yansırlar; oldukları yerde kalan toplumlar durağan, en küçük değişime bile isyan eden bir İslamda yansırlar.
Kararlı olarak ötekine gitmek için başınız dik ve kollarınız açık olmalıdır, ancak başınız dikse kollarınız açık olabilir. Attığınız her adımda kendi insanlarınıza ihanet ve kendinizi inkar ettiğiniz hissine kapılırsanız, ötekine doğru ilerleyişiniz aksar; dilini incelediğim benimkine saygı göstermezse, onun dilini konuşmak bir açılma jesti olmaktan çıkar, bir bağlılık ve boyun eğme eylemine dönüşür.
736 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.