“Çalışma edimini insanı insan olarak “ var ” eden dayanarak olarak gösterir. Bunun için insanın bugüne dek elde etmiş olduğu başarılara bakmak yeterlidir. Çalışma olmasaydı, insan çalışmasaydı, günümüz uygarlığı kurulmayacaktı.
“Ve bu kadar yolculuk sevmesinin nedeni.
Her gün birlikte olma gereksinimi bulunmaksızın, her zaman yeni dostlar ediniriz. Papaz okulunda olduğu gibi her zaman aynı insanları görürsek onları yaşamımızın bir parçası olarak saymaya başlarız. Yaşamımızın bir parçası saydıkça da onlar bizim yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamımız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki , hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez. Tıpkı şu, düşleri gerçeğe dönüştürmeyi beceremediği halde düş yorumculuğuna kalkışan insanlar gibi.
“İnsanların da içinde arzular benzer bir özgürlükle büyür; arzular gerçekleştirebildikleri anda genişler. Arzularımız çoktur, gerçekleştirebilmelerinin kapasitesi ise sınırlıdır.”