Daha önce tatmamıştı böylesini,
Nasıl doyardı tadına?
Emdikçe emdi, emdikçe emdi
O bilinmeyen bahçenin meyvelerini;
Dudakları morarıncaya kadar emdi;
Sonra fırlattı içi boşalan kabukları
Ama koydu cebine bir meyvenin çekirdeğini,
Ve bilemedi gece miydi vakit, yoksa gündüz mü
Tuttuğunda tek başına evin yolunu.