Merve çalış

Mûsâ'nın (a.s) peygamber oluşu, öncekilerden değişikti. Şöyle ki: Mûsâ'ya (a.s) peygamber olduğu doğrudan doğruya Allah tarafından özel bir konuşma ile bildirilmişti. Bu bildirişte, araya melek girmemişti. Bu yüzden Mûsâ'ya "kelimullah" denmişti
Reklam
Her günahın kendine özgü bir tevbesi vardı. Bu, tövbenin kabulü için vazgeçilmez bir esastı. Meselâ; bir hakkı gizleyenin; bu günahtan kurtulmak için gizlediğini açıklaması gerekirdi. Sadece pişmanlık yetmezdi
Âsiye, Kur'an'da; ve zalim yakınları olan müminlere örnek gösterilmişti. Her inanın Âsiye gibi davranacak, yakınlarının kötülüklerine uymayacak ve göz yummayacaktı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Allah'a isyan 3 derecede olabilir; 1- bir kimse Allah'ın kulu olduğunu kabul eder, fakat pratikte onun emirlerini aksini yaparsan buna fâsık denir. 2- bir kimse Allah'tan ilgisini keser ve başka birisine bağlanır o zaman kafir olur 3- Allah'ım hükümlerini beğenmeyerek onu uygulamaya mani olan ve onun kullarını kendi emirlerine ve yoluna boyun eğmeye zorlayan kimse tağuttur. Böylece, Allah'ın emirlerini engelleyip insanların kendisinin istek ve yemelerine sevk eden tağut; nefis, şeytan,rahip,liderler,kral ve benzerleri, herhangi bir şahıs da olabilir ki yüce Allah bu tağut belasından kaçmayı emretmiştir. Bu nedenle bir kimse tağut'u reddetmedikçe gerçekten Allah'a inanmış sayılmaz. Çünkü tağutlar, kendilerine ilah yerine koyup Allah'ın dinine alternatif bir din koyarlar ve ona itaat ettirmek isterler.Fakat müminin kalbinde hak ile batıl asla uzlaşmaz
Arapça'da "tâğût" kelimesi sözlük anlamıyla haddi aşan herkes için kullanılır. Kur'an bu kelimeyi Allah'a isyan eden ve O'nun kullarının hakimi ve maliki olduğunu inkar edip onları kendi Kulu olmaya zorlayan kimseler için kullanır
Reklam
Olur ki (bazen) hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olur ve hoşunuza giden bir şey de sizin için şer olur. (Hayırlı ve doğru olanı) Allah bilir, siz bilemezsiniz Bakara suresi 216
(Ey mü'minler!) Yoksa siz, sizden önce geçip giden (mü'min)lerin, başlarına gelen (sıkıntı)lar,sizin de başınıza gelmeden (hemen) cennete gireceğinizi mı sandınız? Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki hatta peygamber ve onunla birlikte olan mü'minler : "Allah'ın (vaadettigi) yardımı ne zaman?" Diyecek (duruma gelmiş)lerdi. İyi bilin ki Allah'ın yardımı çok yakındır. Bakara suresi 214
" Andolsun ki biz sana apaçık (her şeyi bildiren) ayetler indirdik; onları fâsık (yoldan çıkmış olan) lardan başkası inkar etmez Bakara suresi 99
Sevgi, kuldan Allah'a kulluk ve samimiyetle yükselen; Allah'tan kula "rahmet" ünvanı ile inen ilahi sırdı
Her peygamber Allah'tan vahiy alırdı. Ancak bazı peygamberlerin aldığı vahiy kitaplaşırdı. İbrahim'in (as) de suhuf'u vardı
Reklam
Akıl, varlıklar içinde sadece insana verilmişti. İnsan aklıyla düşünecek, ibret alacaktı. Aklı kendisine ışık olacaktı
Kur'an-ı Kerîm'e göre ilk din; hak dindi; Âdem'in (as) getirdiği idi. İslamdı. Bu dinde ancak Allah'a tapılırdı. Allah birdi, O'ndan başka yaratıcı yoktu
Âdem (as) dünyadan göçtü. ondan bize kalanlar şuydu; - Âden (as) ilk yaratılandı.ilk insandı. -Cennet ve dünya hayatını yaşayandı. -ilk hata yapandı - ilk örtünendi -ilk tövbe edendi -ilk peygamberden -ilk tevhid mücadelesini verendi -ilk evlat acısının tadandı -ilk selamlaşandı -toprağı ilk işleyendi
"Zulmen öldürülen her insanın kanının ( günahından) Âdem'in ilk oğluna bir pay mutlaka ayrılır. Çünkü adam öldürmeyi ilk adet haline getiren odur"
İnsan,nimete kavuştuğu, ya da yüksek bir makama ulaştığı zaman, ilk arzusu burada devamlı kalmaktır. Devamlılık arzusunda en haklı kişi, Adem (a.s) olmalıydı. Çünkü cennetteydi.
454 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.