Fetihler... (GANİMET)
* * * "... Fetihler sayesinde elde edilen ganimetler, İslamın doğruluğunun kanıtı olarak görülmüştü. Hz. Muhammed müslümanlara "Kisra (iran) ve Kayser'in (Bizans) hazinelerini" vaat etmemiş miydi? Büyük İskender de bin yıl önce Asya seferinde elde ettiği muazzam ganimetleri harekatının tanrısallığının bir kanıtı olarak kullanmıştı." Ne var ki elde edilen zenginlik vaat edildiği gibi ADİLC DAĞITILMAMIŞ, aksine Mekke'nin eski zenginlerinin (Emeviler) yanı sıra bazı müslüman komutan ve yöneticileri hem zengin hem de daha güçlü kılmıştı. Halkın büyük çoğunluğuysa derin bir HAYAL KIRIKLIĞINA uğramakla kalmamış, artan VERGİ yükü nedeniyle YOKSULLAŞMIŞTI... Örneğin, birçok arap tarihçinin verdiği bilgileri aktaran İbn Haldun İran'dan elde edilen altınların, yüzlerce deveyle zor taşındığını vurgulamıştır. Aslında sonradan, müslümanları derin ayrılığa ve kanlı çatışmalara sürükleyen olayların başlangıcı, Hz. Muhammed'in ölüm günlerine dayanır. O gün sadece peygamberin kuzeni ve damadı Ali'nin halifelik beklentisi boşa çıkarılmamış, aynı zamanda evleri basılmış ve sevdiği kızı Fatima yediği dayaklar yüzünden çocuğunu düşürmüş ve bunun etkisiyle birkaç ay sonra hayatını kaybetmişti. Hatta 40-50 yıl sonra, Peygamberin cennetlik olduklarını müjdelediği torunları Hasan ve Hüseyin'in yanı sıra onların bütün alile efradı da (sadece hasta çocuk Zeynel Abidin sağ bırakılmıştır) Kerbela'da kılıçtan geçirilmiştir... * * *
Johann G. Droysan, Büyük İskender Tarihi s 233 ve İbn Haldun'dan aktaran; Sadık Usta, Dünyayı Değiştiren Düşünürler, c 5, s 432Kitabı okudu
İş bulmak, para kazanmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak... hah, mutlu, huzurlu bir yaşam! İnsan sadece üremek için yaşamaz bayım. İnsan sadece çoğalmak için yaşamaz. Yaşamın başka bir anlamı olmak zorundadır. Yaşamın (yaşamak dışında) bir sebebi ve anlamı olmak zorundadır. Tabiî ki iyi bir iş bulmak isteriz, para kazanmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak isteriz. Tabiî ki mutlu, huzurlu olmak isteriz. Fakat bunlar yaşamın sebebi değil; gereğidir bayım. Niçin yaşıyorsunuz sorusuna böyle cevap verilmez. Bunlar için yaşanmaz; fakat yaşarken bunlar, olur.
Reklam
Ekonomik bağımsızlık diye bir laf çıkarttılar. Reklamlarda şöyle diyordu kadının biri: çocuk da yaparım kariyer de! Al sana ailenin sonu!
Sayfa 137
Türk Fırtınası diyor ki;
FENERBAHÇE'Yİ KULLANARAK ALGI DEĞİŞTİRMEYE KALKAN DENSİZLİĞE İNSANLIK AHLAKINI YAŞATAN BİR TÜRK'ÜN YANITLARI Bu yazı ile bugün yeryüzü yerinden oynayacak üzerinde insan olarak yaşayanlar silkinip kendine gelecek. ilmi sır gereğidir. Görülen lüzum üzerine yaşattıklarını sırayla yaşatan ahlakın ihtiyaç duyulan yeni tokat yanıtlarını
Ben buna biraz gülebilirmiyim:)
Yahya b. Sald'in anlattığına göre Hz. Ömer bir adama: "İsmin nedir?" diye sordu. Adam: "Cemre (Kor ateş)" dedi. "Kimin oğlusun" diye tekrar sordu. Adam: "İbni Şihab'ın (Alevoğlu) oğluyum." deyince Hz. Ömer: "Kimlerdensiniz?" dedi. Adam: "Humkalardan (Ahmaklardan)" dedi. "Eviniz nerede?" diye sordu. "Hirretü'nNar'da (Hararetli ateş)." cevabını alınca, "Hangisinde?" dedi. Adam: "Zatı Leza'da (Şiddetli alev)" cevabını verince, Hz. Ömer (ra): "Bu kadar olumsuz isimle senin ocağın batmış!" dedi
hz Ömer, bir kızının ismini Asiye koymuştu. Efendimiz (sas) bu ismi de Cemile olarak değiştirdi. Buradaki isim, Hz. Asiye'nin ismi değildir. Zira Hz. Asiye'nin ismi ا (elif) harfiyle başlar ve hüzünlü matemli anlamlarına gelir. Fakat Hz. Ömer'in kızına koyduğu Asiye ismi ع (ayn) harfi ile başlar ve asi, isyankar anlamlarına gelir.
Reklam
Yemeği farklı bir baharatlı ve ateşte pişirmek, yasanın ve ahlakın sınırlarının dışına çıkan bir dostluğun tarafı olmak, rüzgârı ve güneşi dikkate alarak şarabı dinlendirmek, benzeri olmayan nar çiçeği kırmızısını tuvale aktarmak, bir kuş sesini flütle tekrarlamak, iktidara ortak olan yazı’yı parçalayarak yeniden kurmayı denemek, sevgili ile yasanın ve ahlakın dışında bir dil oluşturmak, Aşık olmadan çocuk yapmamak, hayvanlara tasma takarak doğalarını bozmamak, tarım yapmanın tahakküm üreten boyutunu fark etmek, haritanın dışında oluşmuş bir duygu ve düşünce dünyası edinmek, bu edimlerin içinden geçen bir bedeni edinme kaygısı taşımak yaratıcılığı etkinleştirir, etkin düşünceyi kuvvetlendirir; böylece tikel ve farklı olana hassasiyet gösteren düşünce, haysiyet de edinmeye başlar.
"Resûlullah (sav) yapmış mı, yapmamış mı?"
Biz, Abdullah b. Ömer'in (ra) adımlarını izliyoruz. Ne diyordu o büyük insan: Bana yapılacak iş için hükmünü (yani farz, vacip, müstehap olduğunu) söylemeyin, bu işi Allah Resûlü (sav) yapmış mı, yapmamış mı onu haber verin. Eğer Allah Resûlü (sas) yapmışsa ben de yaparım, yapılan iş ne olursa olsun." [Ahmed b. Hanbel, Müsned, XIV, 515] 𝗕𝗶𝘇𝗶𝗺 𝗶𝗰̧𝗶𝗻 𝗱𝗲 𝗼̈𝗻𝗲𝗺𝗹𝗶 𝗼𝗹𝗮𝗻 𝗺𝗲𝘀𝗲𝗹𝗲, "𝗥𝗲𝘀𝘂̂𝗹𝘂𝗹𝗹𝗮𝗵 (𝘀𝗮𝘀) 𝘆𝗮𝗽𝗺ı𝘀̧ 𝗺ı, 𝘆𝗮𝗽𝗺𝗮𝗺ı𝘀̧ 𝗺ı?" 𝗺𝗲𝘀𝗲𝗹𝗲𝘀𝗶𝗱𝗶𝗿.
Niçin yaşıyorsunuz? Okulu bitirmek, iş bulmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak için; sonra bir ev, bir araba, iyi bir insan, görevlerini yerine getiren iyi bir yurttaş olmak; yani huzurlu, mutlu bir yaşam sürmek için. Hah! Ne saçma şeyler bunlar! Oysa bunlar için yaşanmaz; fakat yaşarken bunlar olur! Ne demek istediğimi anlayabiliyor musunuz?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.