Kara Yılan
Güneşin yeni doğduğunu sana haber veriyorum Yağmurun hafifliğini toprağın ağırlığını Ve bütün varlığımla kara yılan seni çağırıyorum Seni çağırıyorum parmaklarımdan süt içmeğe Pamuğun ağırlığını yapan dağın hafifliğini Sana haber veriyorum yeni doğduğunu güneşin Ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk Günahlarım kadar ömrüm vardır Ağarmayan saçımı güneşe tutuyorum Saçlarımı acının elinde unutuyorum Parmaklarımdan süt içmeğe çağırıyorum seni Ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum Gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum Seni süt içmeğe çağırıyorum parmaklarımdan Kara yılan kara yılan kara yılan kara yılan Sezai Karakoç *Parmaklardan süt emmek mazmunu için bakınız Hz.Muhammed sav, Hz Ömer ra ve ilim...
Atlar koşacak yeniden bozkırlarda, önde yüreği Ömer kesilmiş bir çocuk. Ülkemden yükselecek melekler ve kanatlarıyla kuşatacaklar yara almış her bir kara parçasını. Birimiz secdede, birimiz rükûda, birimiz uykuda iken..
Reklam
Aksa
Şu geçen başını kaldırıp vicdanıyla baksa Öz yurdunda garip yaşıyor mabed-i aksa Ateş geliyor gökyüzünden, yok mu bir çaresi Bakışlarla, ne kardeşi kaldı ne hanesi Hastane duvarlarında yatıyor çoğu cansız Ve yaşlı bir amca, kucağında yaralı kız Söylesene amca, kabus mu bu gördüklerim Enkazın altında can çekişti sevdiklerim Söyleyemedi amca, bu
EFENDİSİNDEN HAMİLE KALAN CARİYE
İbnu Ömer anlatıyor: "Halife Ömer buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur." Kaynak: Muvatta, Itk 6, (2, 776). Not: Muhammed ve Ebubekir zamanında bu satışlar yapılmış. Bu yüzden Müslümanlar cariyenin her an satılabilmesi ve hamile kalmaması için azil (dışarıya boşalmak) yapıyorlar.
Erkek, hanımıyla çocuk gibi olmalı, fakat aile reisliği vazifesinde adam gibi olmalıdır. Erkek eve girerken gülmeli, çıkarken susmalı, bulduğunu yemeli, bulmadığını sormamalıdır. Hz.Ömer (r.a)
Erkek, hanımıyla çocuk gibi olmalı, fakat aile reisliği vazifesinde adam gibi olmalıdır. Erkek eve girerken gülmeli, çıkarken susmalı, bulduğunu yemeli, bulmadığını sormamalıdır. Hz.Ömer (r.a) - Kimyâ-i Saâdet
Reklam
karanfil
(16 Haziran 2004) Ayça okulunun kapısından koşarak çıkarken etrafına göz gezdirdi. Tanıdık hiçbir yüz görmemenin verdiği üzüntüyle omuzları çökmüştü. Bugün annesi de babası da onu okuldan almaya gelmemişlerdi. Bu çok sık yaşanan bir durum değildi. Sadece annesinin ve babasının işi olduğu zamanlar olan bir durumdu. Babası muhtemelen daha işten
Erkek, hanımıyla çocuk gibi olmalı, fakat aile reisliği vazifesinde adam gibi olmalıdır. Erkek eve girerken gülmeli, çıkarken susmalı, bulduğunu yemeli, bulmadığını sormamalıdır. Hz.Ömer (r.a)
İmam Gazali
İmam Gazali
ufak tebessümler ile taş, duvar ve sanki hiç doğmamış kadar geçimsiz bir sonbahar kadını biz kırk metrekareye dört kişi sığdık zahmetine katlanılmış şu soğuk şu hain şu hüsrana mahkûm yontmaları duvarlara dizdik çeşitli el işleri çekiyor canım işte kocakarı çeyizlerinden kımıldaması zor geliyor hangi kolum ulaşmak istese yahut hangi ruhun
Proje ödevim olan "Bir Çocuk Aleko" hikayesi için aldığım kitap meğer Ömer Seyfettin'in birden fazla hikayesini içeren bir kitapmış. Bir taşla birden fazla kuş 😁. Neyse, şimdilik ödevim olan hikayeyi okumam lazım, daha sonra diğerlerine de bakar, okurum.
Reklam
ÖMER'İN ÇOCUKLUĞU MUALLİM NACİ HATIRA/1307 Yazarın asıl ismi ömerdir Edebiyat tarihimizin çocuklara yönelik İLK ve dönemine çocuk gözüyle ışık tutması,dilin sadeleşmesi ve edebiyatın yenileşmesi açısından önemli örneklerindendir "Bir felaketzedeyi en fazla,teselli eden ağlatır"
Mısır Valisi Amr İbn-i As’ın oğlu ile bir Kıpti çocuğu bir müsabakada yarışırlar. Kıpti çocuk valinin oğlunu bu yarışmada geçer. Valinin oğlu bu sonucu içine sindiremez. Kıpti çocuğa; -Sen beni nasıl geçersin ben şöyle değerli birinin oğluyum, diyerek bir tokat atar. Kıpti çocuğunu alır, Mısır’dan Medine’ye gider, adalet olacağını bildiği için Müslümanların halifesi Hz. Ömer’e meselesini anlatır. Halife Ömer de onu dinledikten sonra iki satır yazı yazar ve: -Bunu Mısır valisi Amr İbn-i As’a götür, der. Kıpti Mısır’a döner, O günün şartlarında kim bilir yolculuk üç ay mı sürmüştür, altı ay mı sürmüştür? Kıpti Valinin huzuruna gelir. Halifenin gönderdiği iki satır mektupta Kıpti çocuğun valinin çocuğuna aynı şekilde tokat vurması ve adaletin böylece yerine gelmesi emredilmektedir. Ayrıca mektupta “Annesinin özgür doğurduğu çocukları siz ne zaman köle edindiniz” diye bir azar vardır. “Küçük şeylerde adalet yerine gelmezse büyük şeylerde de yerine getirilemez.”
Şimdiki çocukların kitap ve birçok kaynağa ulaşılabilirlik açısından çok şanslı olduğunu düşünüyorum.. Bizim zamanımızda cin Ali serisi vardı,gazetelerin daha çok tiraj elde etmek için dağıttığı Ayşegül serisi ve biz onlarla büyüdük.Nedense birden Ömer Seyfettin dayatıldi okullarda küçücük beyinlerimize, şimdi bile düşününce tüylerimi diken
Çokça da HAKİKAT ..
Ebubekir (ra) gibi sadık Ömer(ra) gibi adaletli Osman(ra) gibi haya sahibi Ali(ra) gibi ilim sahibi Evlatlar yetiştirmeyip, sadece meslek sahibi çocuk yetiştirmeye çalışanların en ufak bir olayda Mehdi ne zaman gelecek, İsa ne zaman gökten inecek, ebabiller nerde kaldı diye söylenmesi gafletten başka nedir ki .!
Ayşe
Ayşe
892 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.