Buraya gelmişken, ince bir kıymet hükmü koymalıyız. Garplıların bizim dinimize itirazlarından bir tanesi, dinimizın kılıçla yayıldığı ve merhamet, telkin, fikir yolundan yürütülmediğidir. Buna verilecek cevap çok basit... Garplı, kendisinin Hazreti İsa'ya isnat ettiği, bambaşka bir din icat etmiştir. Bu, o din değildir. Onun dini, sahte bir merhamet edebiyatı, abes ve köksüz bir (mistik) ve sun'î esrar tertiplerine dayanır. Bu girift meseleyi ben, meşhur ve koyu katolik bir Fransız tefekkür adamıyla görüştum ve galiba onu cevaptan áciz kalacak hale getirdim. Islâmın kılıcı ise bir operatörün elindekı, (bisturi-neşter) gibidir.
Farzedelim: Bir çocuk hasta, ölmek üzere... Hemen ameliyat lâzım... Annesi avaz avaz bağırıyor. Komşular, yakınlar, filân... Onların merhameti mi daha değerlidir? Hiçbir ses çıkarmadan, rap rap, beyaz gömleğiyle yürüyen, hastayı masaya yatıran ve acıtarak vücudunu kesen doktorun merhameti mi?.. İslâmın kılıcı, ucunda merhameti götüren şifalı âlettir. Ve bu merhamet, mevcut bütün merhametlerin üstündedir.