Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dibâceden ...
◍ ... Gözleri görürlerdi gözler.Herşeyin kendi renginde olması ne demektir ki.Hiçbirşeyin çok değerli olmaması ve her şeyin çok değerli olması değil mi? Değildi.Bir şeyin ne olduğunu başka bir şeyden hareketle anlatmak mümkün değildi.Herşey kendisiydi... ◍
Ketebe YayıneviKitabı okudu
İnsanların, bitkilerin, hayvanların, cansız varlıkların ve bir de eğer varsa göremediklerimizin de içinde bulunduğu bu Dünya gezegeninin kendi ekseni etrafındaki dönüş hızı ekvatorda saatte 1.670 km olarak hesaplanmış. Evet, yanlış okumadınız, saatte 1.670 km! Bu, ses hızından da yüksek bir hız manasına gelmektedir. Bir örnek vermek gerekirse,
Sayfa 12 - Yüzleşme YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Madde 4: Çocuklar ile tehdit etmeyin.
"Çocuklar olmasa bu evde bir dakika durmam" cümlelerinin tanığı olarak büyüyen çocuklar iki insanın mesuliyetini omuzlarına almış ve her geçen gün büyüyen suçluluk duygusunun altında ölmek üzere demektir. Durum bir süre sonra öyle bir hal alır kı çocuğunuzu sinir krızı geçirirken teselli eder bulursunuz kendinizi. Oysa her şey onun içindi değil mi? Şu lanet hayata onun için katlanıyordunuz falan? Çok mutlu bir çocukluk yaşattınız çocuğunuza tebrik ederim. Hem anası hem babası yanında ama ruhu kaybolmuş. Kırgınlıklar kırgınlıkları tetikler, öfkeler öfkeyi. Sız bir ağaçsanız, eşiniz toprağınızdır yavrunuz da meyve. Meseleye bu rahmet nazarı ile bakınca aslında insanın kalbi yumuşacık oluyor. Meyvenizı en güzel en özenli şekilde yetiştirip koruyun gözetin ve dalınızdan kopana kadar üzerinize düşeni yapın ama ruhunuzun beslendiği asıl kaynağa, o meyveyi elde etmenizi sağlayan eşinize, nankörlük etmeyin. En başta haksızlık etmemeniz gereken, hakkını teslim etmeniz gereken eşinize hakkını teslim edin. Eşınizin her tür hakkını ne kadar teslim ederseniz çocuğunuz için o kadar iyi bir ebeveyn oluşturursunuz, unutmayın.
Ben size bunları uzun bir yolculuğa çıkan iyi bir dostla vedalaşır gibi söylüyorum: Üç dört hafta daha beklesem çok geç olurdu. Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki. Daha şimdiden ne haldeyim. Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: 'Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek...
Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok mânâlı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün.. Fakat içimde öyle bir şeytan var ki.. Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş.. Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız..
Sayfa 51 - Aperatif Kitap, 3.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Transandantal Meditasyonda dikkat dışarıdan içeriye, düşüncenin kaynağına yönelir; sonra bilinçli zihin, uyanık haldeki bilinç sezgisi ve bilinçsel bir mutluluk olan üstün ve saf bilince döner... Bu sadece bir düşünüştür, fakat öyle bir düşünüştür ki, sezgi içe dönük olarak derinliklere ulaşır ve saf bilinci elde eder." Mantra, dikkati düşüncenin kaynağına götüren bir sözcüktür, sesli olarak değil içten tekrarlanır. Öğretmen, meditatöre meditasyon sırasında çaba harcamamasını söyler. Pratikte, çok geçmeden bu sorun ortadan kalkar. İnsan bir kez meditasyonun doğal akışını tanırsa, bisiklet üzerinde denge kurabilme yeteneği gibi kendiliğinden bu yeniden belirir. T.M. uygulamasında en az altı saatlik aktivite ile ayrı­lan yirmişer dakikalık iki devre olmak üzere, günde kırk dakika meditasyon yapılır. Yemekten sonra en az iki saat geçmelidir. Akşam ve sabah saatleri meditasyon için en uygun zamanlardır. İnsanın yaşam biçimini değiştirmesine gerek yoktur; bu, Maharishi'nin öğretisine diğer Hintli guruların karşı çıkmalarına neden oldu. Maharishi'ye göre, düzenli olarak uygulanan meditasyonun etkisi altında yaşam biçimi kendiliğinden değişir. Günde iki kez uygulanan meditasyon sırasındaki dinlenme ile, günün diğer saatlerindeki normal faaliyetlerin birbirini izlemesi, günlük faaliyetlerin 'olma haliyle' desteklenmesine neden olur. Genellikle birkaç yıl meditasyon yaptıktan şonra, saf 'olma hali'ni deneyimlemek günün büyük bir bölümüne yayılır.
Reklam
Kollestrol değil Şeker... Şeker.. !!!
LDL, gerek tıp dün­yasında gerekse de halk arasında kötü kolesterol olarak bilinir. Çünkü damar duvarlarında birikerek damarlarınızda sorun ya­şatma ihtimali oldukça yüksektir. Burada asıl soru şu; LDL niye böyle bir şey yapar? Şimdi gelin biraz biyokimya olaylarına girelim. LDL aslın­ da taşıyıcı olan basit bir proteindir.
Sayfa 73
Birden fazla okuduğum bir pasajı hep severim.
İnsan zihni, doğası itibariyle tekçidir ve aynı anda iki şeyi birden kabullenemez; bir hiçliğin olmuş olduğunu bilir, sonsuz geçmişteki biyolojik varolmayışı, zihni tamamen bomboştur çünkü ve o hiçlik, adı üstünde geçmiş olduğu için, katlanılması çok zor değildir. Fakat ikinci bir hiçliği -ki belki buna da katlanması o kadar zor değildir- mantıken kabul edemez. Uzamdan bahsederken uzamın sonsuz tekliğinde kıpırdanan bir lekeyi getirebiliriz gözümüzün önüne ama zaman içindeki kısa yaşamamızı anlatacak böyle bir analojiden yoksunuz, çünkü her ne kadar kısa da olsa (otuz yıllık bir yaşam dilimi gerçekten de müstehcen denecek kadar kısa!) varoluşumuzun bilinci sonsuzlukta bir nokta değil, bir yarık, bir kesik, metafizik zamanı boydan boya kesen bir yarıktır. onu ikiye böler ve -ne kadar dar bir çizgi de olsa- önüyle arkası arasında bir ışıltı saçar.
"Öyle günahlar vardı ki hatırası işlemesinden daha çekiciydi; öyle zaferler vardı ki arzuları değil de kibri besleyip doyurur, duyulara verebileceği keyif ve tatmin duygusundan çok daha fazlasını zihne verirdi."
Noel Boba ne kadar gerçektir? Ren geyiklerinin çektiği kızağıyla, göbekli, tombul yanaklı, beyaz sakallı, kırmızı giysili Noel Baba kişiliği hangi dinden olursa olsun tüm dünyada benimsenmiştir. Noel Baba’nın asıl ismi Aziz Nikola’dır. Üçüncü yüzyılda Antalya’da, Myra’da (bugünkü ismi Demre) dünyaya gelen Nikola yaşamının büyük bir bölümünü
Sayfa 36 - AykırıKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.