Kadının hafifi var da erkeğin olmaz mı? Karısı yanındayken başka kadınlara bakan, tek başına yürürken yanından geçen kadına dönüp bir de arkadan bakan yok mu? Bunlar hafiflik sayılmaz ama kadın dönüp bir erkeğe baktığında hafiflik olur. Çünkü erkeğin meşrebi, çok eşlilik merkezli.
Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız
Bence tüm sıkıntı, esasen bir hayvan olduğumuzu bir türlü kabullenemememizden kaynaklanıyor. Bak basitçe anlatayım. Bizi diğer tüm mahlûkattan farklı kılan sevgili beynimiz, içerisinde işte o tüm mahlûkatın bilgisini de taşır. Sürüngen beyin, limbik sistem ve korteksten oluşan bu muazzam yapı, doğru yerlerine basıldığında muhteşem sesler çıkarır. Cinsellik sürüngen beyinle ilgiliyken, duygular limbik sistemde dolanır. Fakat elimizde, bizi akıl ve izana davet eden korteks gibi bilge bir kozumuz vardır. Aşk dediğimiz şey, kabul etmek gerekir ki, insan icadıdır. Biz icat ettik aşkı. Yerleşik düzene geçtikten sonra gelişen toplumsal kültürün biyolojiye etkisi sonucu aşık olmak üzere evrimleştik. Öncesinde genlerin devamı için aşka gerek yokken, zamanla bu bir zorunluluk haline geldi. İnsan bebeğinin diğer hayvanlara nazaran çok daha uzun süre bakıma ihtiyacı olması nedeniyle de, bir anne-baba işbirliği oluşturmak adına, tek eşlilik ve sadakat gibi kavramlara yöneldik. İşte bu yüzden, genlerimizin devamı için çıldıran sürüngen beynimizdeki hayvani düşünceleri, limbik sistemimizdeki duygularla olduk olmadık anlamlara bürüyüp aşık oluyor, o kişi tarafından istenmediğimizdeyse soyumuz kuruyacakmış gibi krizlere giriyoruz. Hayır, kurursa kurusun, bu çağda böyle ilkel yaklaşımlar da nedir? Çelişki tam burada işte. Aklını korteksine toplayıp sistemi reddedenlerin genleri devam etmiyor. Akıllılar ölüp gidiyor yani, hadi geçmiş olsun. Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız özetle. O yüzden dedelerimiz ve ninelerimizle aynı tuzaklara düşüyor, hâlâ armut gibi aşık oluyoruz Osman.
Reklam
Aşk dediğimiz şey, kabul etmek gerekir ki, insan icadıdır. Biz icat ettik aşkı. Yerleşik düzene geçtikten sonra gelişen toplumsal kültürün biyolojiye etkisi sonucu aşık olmak üzere evrimleştik. Öncesinde genlerin devamı için aşka gerek yokken, zamanla bu bir zorunluluk haline geldi. İnsan bebeğinin diğer hayvanlara nazaran çok daha uzun süre bakıma ihtiyacı olması nedeniyle de, bir anne-baba işbirliği oluşturmak adına, tek eşlilik ve sadakat gibi kavramlara yöneldik.
Sayfa 112 - İletişim Yayınları, 7. Basım
- Karı koca tek eşlilik konusunda sadece insanları kandırıyorlar , oysa çok karılı ve çok kocalı yaşıyorlar . Bu iğrenç bir şey , ama sürüp gidiyor işte ...
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
Reklam
Çok eşlilik;
İslâm bir erkeğin dört karısının olmasına nasıl izin veriyordu? ... Farkına vardığım şeylerden biri de İslâm'da çok eşliliğin teşvik edilmediği, sadece zorunlu hallerde buna tolerans gösterildiğiydi.
Sayfa 35
Evlilikler, evliliği gizem­li bir şey olarak, Tanrı önünde görevler yüklenmiş bir giz olarak gören insanlar arasında vardı, şimdi de var. Böyleleri için var, ama bizim için yok. Bizde insanlar evlilikte cinsel ilişki dışında bir şey görmeksizin evleniyorlar ve bundan da ya yalan, ya da zorlama çıkıyor ortaya. Yalana daha kolay katlanılıyor. Karı koca tek eşlilik konusunda sadece insanları kandırıyorlar, oysa çok karılı ve çok kocalı yaşıyorlar. Bu iğrenç bir şey, ama sürüp gidiyor işte; fakat sık sık olduğu gibi, karı koca ömür boyu birlikte yaşamayı görünüşte bir taahhüt olarak üstlendikleri ve evliliklerinin ikinci ayından itibaren birbirlerinden nefret ettikleri, ayrılmak isteseler de birlikte yaşadıkları zaman, bu yüzden ayyaşlığa düştükleri, kendilerini ve birbirlerini vurdukları, öldürdükleri, zehirledikleri korkunç bir cehennem ortaya çıkıyor.
Kur'an ve Kadın
Bu Batılı "fanatizm”in tipik bir örneği, İslâm'da kadının durumuyla ilgili polemiklerdir. Bir kere daha, şöyle ikili bir ayırım yapmamız yararlı olacak: Kur'ân'ın hükümleri ile Müslüman ülkelerdeki uygulamayı birbirinden ayırmak, bu birincisi; ikincisi de, Hıristiyan halkların gerçekteki uygulaması ile Müslüman halkların
"Evlilikler, evliliği gizemli bir şey olarak,Tanrı önünde görevler yüklenmiş bir giz olarak gören insanlar arasında vardı, şimdi de var.Böyleleri için var, ama bizim için yok.Bizde insanlar evlilikte cinsel ilişki dışında bir şey görmeksizin evleniyorlar ve bundan da ya yalan, ya da zorlama çıkıyor ortaya.Yalana daha kolay katlanılıyor. Karı koca tek eşlilik konusunda sadece insanları kandırıyorlar, oysa çok karılı ve çok kocalı yaşıyorlar.Bu iğrenç bir şey, ama sürüp gidiyor işte; fakat sık sık olduğu gibi,karı koca ömür boyu birlikte yaşamayı görünüşte bir taahhüt olarak üstlendikleri ve evliliklerinin ikinci ayından itibaren birbirlerinden nefret ettikleri, ayrılmak isteseler de birlikte yaşadıkları zaman, bu yüzden ayyaşlığa düştükleri,kendilerini ve birbirlerini vurdukları, öldürdükleri, zehirledikleri korkunç bir cehennem ortaya çıkıyor"
Sayfa :13-14Kitabı okuyor
Reklam
Boşanma hakkını Kur'ân (Bakara, 2/229) ve Hadis (Buhari, 68, 3 ve 68,1133) kadına da tanırken, bu hak da Batı'da ancak on üç asır sonra kabul edilmiştir. Çok eşlilik Kur'ânda vardır. Fakat çok kadınla evlenmeyi kurumlaştıran Kur'ân değildir ki! Daha önce de vardı. Öyleyken Kur'ân'ın bu konuda koyduğu zorunlu şartlar, çok eşliliğe ters düşer. Çünkü Kur'ân kadınlar arasında hem ekonomik, hem sevgi ve hem de cinsel yönden tam bir eşitliğin sağlanmasını ister. Kur'ân'ın bu yöndeki hükümleri harfiyen tatbik edilmek istendiğinde ise çok kadınla evlilik imkânsız hâle gelir.
"Savaş bittiği anda, doğumlarda da artış başladı. İnsanlık var olma savaşı veriyordu. Erkek nüfusu azalmıştı, kadın hakları savunuculuğunu bırakıp çok eşlilik kurumunu öneren hatun kişiler de bu arada ortaya çıktı."
Sayfa 191Kitabı okudu
"Çok sayıda insan, cinsel dürtülerini çok eşlilik şeklinde ifade ettikleri zaman üstün ve egemen olduklarını düşünür. Bu yüzden çok sayıda kişiyle cinsel ilişki kurarlar ve onların cinsel arzularını ve tutumlarını psikolojik sebeplerden dolayı bilinçli bir şekilde aşırı gerdiklerini anlamak kolaydır. Onlar bu yöntem ile fatih kabul edileceklerine inanırlar. Elbette ki bu, kendini kandırmaktır; çünkü aşağılık kompleksini dengelemeye yarar."
Müslümanlar Olarak Ne Yapacağız?
Kardeşlerim, tartışmalı konularda İslami bakış açısını sergilemeliyiz, İslam devleti konusunda, yeryüzünde Allah-u Teâlâ'nın hükümlerinin hâkimiyeti hakkında, Hilafet hakkında olan görüşlerimizi açıkça ve yüksek bir sesle dile getirmeliyiz. Demokrasi hakkında ve onun İslam'da nasıl bir İslam dışı sistem olarak sınıflandırıldığı hakkındaki görüşlerimizi dile getirmeliyiz! Demokrasinin İslami alternatifi olan Şura ve onun ne manaya geldiği hakkında konuşmalıyız. Had cezaları, İslam'daki ceza hukuku hakkında konuşmalıyız! Çok eşlilik gibi, kadınların hakları, insan hakları gibi konularda nerede durduğumuzu, pozisyonlarımızın ne olduğunu konuşmalıyız. Özür dilemeden ve dürüstçe bu konular hakkında konuşmalıyız ve Batı'nın bu gündemiyle aldanma- sınlar diye bunları Müslüman kitleler için açıklamalıyız.
Sayfa 49 - Zikredilen tartışmalı mevzuları ne birilerinin hoşuna gitsin diye ne de birilerinin zoruna gitsin diye konuşacağız.Allah bunu helal kıldı şartları şu ulema bunu böyle anladı konuşma bundan ibaret.Kitabı okudu
564 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.