BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
Reklam
Ahh Romeo
Romeo: Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. Bak nasıl da sararıp soluvermiş Tanrıça kederden Sen ondan çok daha güzelsin diye. Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan, Tüm göklerin en güzel yıldızlarından ikisi, Yalvarıyorlar onun gözlerine işleri olduğundan: Biz dönünceye dek siz parıldayın, diye. Gözleri gökte olsaydı, yıldızlar da onun
Başıma geleni çok tak­mıyordum doğrusu. Şimdi olsa yıkım gibi yaşanacak şeyler, nedense o zamanlar çok sıradan kabul edilirdi. Ne güzelmiş meğer o günler. Neyse. Benim aklımda hala arkadaşım. Belli ki o da yan hücrelerin birinde. "Ne yapıyor? lyi mi? İşkence yapmışlar mıdır? Morali nasıl?" Onları düşünüyorum. Be­şinci gündü galiba. O gün yemeğin yanında pelte gibi bir tel kadayıf verdiler. Tel kadayıf. inanılmaz bir şey. Bizim arka­daşın en sevdiği tatlı. Biliyorum, hastasıdır tel kadayıfın. Be­nim için o an bitti sanki siyasi şube, 12 Eylül, faşizm vs. De­ğil mi ki arkadaşım şu anda tel kadayıf yiyor, gerisi boş. Her şey güzel artık. Birbirimizin hayatlarının içindeyiz. Bundan hiç haberdar olmasak da...
Fıtık Amca, o dolaylardaki sinemalarda oynayan bütün filmleri seyredip “Hazret-i Ömer’in Adaleti” adlı yerli filmi uygun bulup karısına o filmi görebileceğini söylüyor. Necmiye... Genç kadının adı. Gidiyor sinemaya... Fıtık Amcanın içi pırpır... Ertesi akşam erkenden eve dönüyor. Oh, çok şükür Necmiye evde. — Necmiyaa? — Efendim. — Ne yaptın ben
Sayfa 18 - Du Bakali N’olecakKitabı okudu
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Reklam
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Çok güzel şiirsin <33
bütün oyunlar bitti - bir sen kaldın yalnızlığımda bir başka dünyadayım artık - beni çocuklar bile anlıyor yıktım boğaları bir bir - bana gül atma yıkıldım ne yapsam nasıl etsem nasıl boğsam öz çocuğumu git - ona git - çek gözlerini - ben yorgunum yokluğuna bilsen ne güzel yokluğuna parmaklarımda o hiç kurtulamadığım acı uğultu yokladım kapıları tek tek - dönüp ülkene düştüm bilsen ne güzel düştüm tatlı bir kıpırtının ötesindesin çocuksu korkularını giyiniyorsun yaralı bir temmuz ikindisisin hırçın sularıma iğilmiş
Sayfa 146 - Pdf
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Önce biz iyi olacağız.
Fakat beni yanlış anlamayınız. Her şey bitti, artık iyi işler yok demiyorum. Önce biz iyi olacağız. Zaten bu bizim Cenâb-ı Allah'a karşı kulluk görevimizdir. Ailemize, çevremize, toplumumuza güzel davranacağız. Hayırlı işlere koşacağız. Varsın başkaları istediği gibi olsun. Biz güzel bir kul, hayırlı bir insan olacağız. Varsın toplumda eksikler çok olsun, biz her işimizi tam yapmaya gayret edeceğiz. Bunun için önce şikâyet alışkanlığımızı bırakacağız. Şikayet bir tuzaktır. İnsanın kalbini karartır, şevkini engeller. Şevk azalınca gayet de azalır. Gayet etmeyenin salih ameli az olur. Allah için gayet edeceğiz, yolumuzu Allah Teâlâ açacaktır. Biz işimize bakacağız. Az laf, çok iş üreteceğiz. Her yaptığımız işi küçük büyük demeden bir amel olarak göreceğiz. Ancak böyle yaparsak dünyamızı da ukbâmızı da âbâd ederiz.
Sayfa 20 - ATİLLA PAMİRLİ
761 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.