Sıdıka Küçük Bey'le evlendirilir. Küçük Bey parasını harman savuran karısını aldatır. Bir yanda da Sıdıka onun düzeleceğini evlatları olduğunda evine daha da bağlanacağını düşünür fakat öyle bir şey olmaz. Dilşat Hanım ise Küçük Bey'in annesidir ve Sıdıka'yı çok sever hep ona ve çocuklarına sahip çıkmıştır. Dilşat Hanım ölünce kıtlık baş gösterir ve köşklerinden daha makul bir eve taşınırlar. Küçük Bey eline geçen paraları her fırsatta yine harcar ve bir gün ansızın ölür. ardından kimse üzülmez. Tabi bir de Sıdıka'nın oğlu Ziver de kör bir kurşuna kurban gider. Bu ölüme ben de çok üzülmüştüm. Kızlarından Küçük Hanım evlenir. Ardından Dilşat Remziyle kaçarlar. Remzi askere gider döndüğünde kızı Semahat'le karşılaşır kızı olduğunu öğrenir. Bir çok olaydan sonra Sıdıka Hakkın Rahmetine kavuşur. Daha sonra sadık arkadaşı, hizmetçisi, dostu Beko da ölür. Ziver, Sıdıka ve Beko yan yana gömülürler.
En sevdiğim kısım kitabın başındaki acaba Küçük Bey düzelecek mi merakıydı, Sıdıka'nın aşkı Hayri Bey'le olan masum sevgilerini okumak da güzeldi tabi Hayri Bey kısa bir süre sonra öldü. Atatürk'ün dönemlerini ona olan sevgileri de anlatmaları çok güzeldi o kısımlarda gözlerim doldu.
Sevmediğim kısım Dilşat'ın Sıdıka'yı engellemesiydi. Ama o dönemlerde bu normal tabi ki neyse ki evden kovup çovuklarına hasret bırakmadı.
Kitap gerçek hikayeden alındığı için içine daha bir çekiyor mutlaka okunmalı.