Ayaklı Kütüphane Çalıştığım yerde çok değerli bir arkadaşım bir gün benim için ayaklı kütüphane diyerek bir başka arkadaşına anlatırken söylemiş. Sonra bunu banada söyledi. Ayaklı kütüphane nasıl oldum.
Türkçüler Hazırlık İçinde: Türkeş ve Arkadaşları Ne Yapacak? Millî Yol'un ilk sayılarında Atsız'ın yazısının bulunmayışı, buna karşılık Orkun'un ilk sayısında bir yazısının yer alması, Altan Deliorman'ı "Acaba Atsız, Millî Yol'a biraz buruk mu?” diye düşündürtür. Deliorman, "Kendisine niçin yazmadığını sorduğum
Reklam
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
Neye niyetlensem uzun uzun düşünüyor, çok uzakları gözüme kestiriyor ama daha ilk adımda ayağıma takılan bir çakıl taşının etrafinda dolanıp duruyor, başkaları, beni alıkoyan çakıl taşını ellerini kollarını sallayarak geçip giderken ben, bana aşılmaz bir dağ gibi görünen çakıl taşıyla baş başa kalıyordum. Sanki bütün ömrüm orada geçecekmiş gibi. Daha ilk adımda öylece, ruhum ağırlaşmış halde, çakıl taşlarıyla doldurulmuşum gibi, ki ikisi de aynı kapıya çıkar, kalakalıyordum. Ama izleyecekleri yolu bilip beni geride bırakarak geçip gidenlerin de özetle benden fazlasına eriştiklerini sanmıyorum. Şüphe yok ki güçlü, gösterişli atlar gibi benden çok öteye gidiyorlardı ve sağlam bir tebriği hak ediyorlardı ama sonunda arkalarından baktığımda, peşlerine yük arabaları iliştirilmiş olduğunu görüyordum. Kendi yarattıkları yük arabaları. Bana bağlanmış bir yük arabası yoktu ve yine bu nedenle ne dizginlerim ne de at gözlüklerim vardı. Bu halde onların gördüğünden daha fazlasını rahatlıkla görebiliyordum. Ama işte söz konusu kendi gidişim olduğunda nereye gideceğimi, ne tarafa adım atacağımı bilemiyordum. LUIGI PIRANDELLO BİRİ, HİÇBİRİ, BİNLERCESİ ( SAYFA: 12 ) #luigipirandello #birihiçbiribinlercesi #kitalalıntısı
Sayfa 12
'Seni anlıyorum' demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur. Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. Deliliğin kokusunu, anormalliğin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır. Beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni, sevgilini, çocuğunu. Dolayısıyla herhangi bir şeyi, birini anladığına, ama gerçekten anladığına emin olmak, sarıldığında arkasında ellerini kavuşturabilecek kadar o şeyi ya da kimseyi anlamak olağanüstü bir durumdur. Ve çok zaman isteyen söz konusu olağanüstü ilişki için olağanüstü bir insan olmak gerekir.
Gözyaşlarım tükenmişti yıllar içinde. Birbirimize bir söz vermiştik. Birbirimizin ölümünü izlemeyecetik. Birbirimizi o kadar çok sevmiştik ki kalplerimiz sağlam olsa bu aşkın,o kalpleri de tükedeceğininden emindik. Onun yaşamasını istemişdim,onun yaşamasını o kadar istemişdim ki hastaneyi terk etmiştim.
Sayfa 417Kitabı okudu
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
İlim Bilgeliği Hikmetin bilgisi ilim ve irfana dönüşerek sır muhafızı dört büyük insanın sırları ile zırha büründü. İlim ile akan bilgi asil kanla buluşup bir bedende o gün bugündür bir başka türlü dolaşmaya başladı. İnsan ruhunun iki ışığı var; biri bilgelik diğeri delilik! Delirmeye gerek duymadı, yetti bilgelik. Sen kimsin ki şetan ile baş
Çalışma hayatının ve Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları 7
- Kimsenin cahilliğini yüzüne vurma. Bil ki insanları en çok kızdıran ve gücendiren cahilliklerinin yüzlerine vurulmasıdır. - Yalan söyleme. Yalan söyleyen, yakalanmak korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir. - Bir kimseye söz vermeden evvel iyi düşün. Fakat verdiğin sözden dönme. Sözden dönmek yalancılığın en çirkinidir. - Daima olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol. Olduğundan farklı görünmek isteyen, karşısındakilere kendisinin ahmaklığını göstermiş olur. - Kimseye karşı kin tutma ve kimsenin muvaffakiyet ve saadetini kıskanma fakat imren. Sen de öyle bir muvaffakiyet ve saadete erişmeye çalış. İmrenmek yükselmenin şartıdır. Kin ve kıskançlık ise iç ferahlığın sağlık ve saadetin iki azgın düşmanıdır. - Dost kazanmak için cömert ol, bil ki cimrinin dostu yoktur. - Gençliğinde iyi arkadaş kazan. Yaşlılıkta kazanılan arkadaşlık sağlam olmaz,zira paslı teneke lehim tutmaz. - Gençlik güzelliğine şans denilen kör kuvvet bile aşıktır. Gençliğini boş yere harcama, onu kıymetlendirmeyi bil. - Herkesçe beğenilen asıl güzellik, ahlak güzelliğidir. Çünkü ahlakı güzel insan, her yaşta güzeldir. - Ahlakını güzelleştirmeye daima çalış. Ahlak güzelliği insan için en kıymetli bir servettir.
Kitapta bir de nihilistten söz ediliyordu. Prens Meşçerskiy'e göre nihilist, bir bakışıyla tavukları öldürebilecek denli zehirli biriydi. Bu tanımdan tek anladığım nihilistin aşağılayıcı, kaba bir sözcük olduğuydu; başka hiçbir şey anlayamamıştım. Bu da beni yılgınlığa düşürdü; herhalde, dedim, ben iyi kitapları anlayamıyorum! Hangi kitapların iyi kitap olduğu konusunda ise beni hiçbir kuşkuya düşürmeyecek çok sağlam bir ölçütüm vardı: Bu kadar önemli ve güzel bir hanımefendinin, kötü kitaplar okuyacak hali yoktu!
Sayfa 204Kitabı okudu
Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur. Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. Deliliğinin kokusunu, anormalliğinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır. Beş duyunun algıladığı kadar anlarsın aileni, sevgilini, çocuğunu. Dolayısıyla herhangi bir şeyi, birini anladığına, ama gerçekten anladığına emin olmak, sarıldığında arkasında ellerini kavuşturabilecek kadar o şeyi ya da kimseyi anlamak olağanüstü bir durumdur. Ve çok zaman isteyen söz konusu ilişki için olağanüstü bir insan olmak gerekir…
Reklam
Nur risaleleri'nin kaynağı
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür: Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Sayfa 31 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Söz birliğini zorlamak olası değildir, çünkü yöneticiler söz özgürlüğünü sınırlamaya ne kadar çok çalışırlarsa o kadar güçlü bir dirençle karşılaşırlar. Besbelli gözünü para bürümüş olanların, dalkavukların ve en üstün kuruluşun karınlarını doyurmak ve para keselerine dayanarak böbürlenmek olduğunu sanan öteki ahmakların değil; eğitim, sağlam ahlak ve erdem sayesinde daha büyük bir özgürlüğe kavuşabilmiş olanların direnciyle. … Üstelik bu tür yasalar hemen her zaman büsbütün yararsız kalırlar, çünkü yasaklanan kanıların yararlı olduğuna inanların bu yasalara uymaları olanaksızdır. Onları zaten yanlış sayarak reddedenler ise yasayı kendilerine verilmiş bir üstünlük sayarlar ve bununla öylesine öğünürler ki, yetkeyi ellerinde bulunduranlar sonradan bu yol tutulmak istense bile yasayı yürürlükten kaldıracak gücü kendilerinde bulamazlar.
Yüzün yakın çekiminde bütün arkaplan bulanıklaşmaktadır. Dünyanın kaybına sevk etmektedir. Yakın çekimin estetiği bir toplumu yansıtmaktadır ki bu toplumun kendisi bir yakın çekim toplumu olmuştur. Yüzün kendisi yakalanmış görünür ve kendi kendisine refere eder. Artık dünyayı içermez, yani artık ifade edici değildir. Selfie işte tam da bu boşluktur, ifadesiz yüzdür. Selfie bağımlılığı "Ben"in iç boşluğuna işaret eder. "Ben" günümüzde kendisini tanımlayabileceği, ona sağlam bir kimlik verebilecek ifade biçimlerinden çok yoksundur. Günümüzde sabit kalan bir şey yoktur. Bu istikrarsızlık "Ben"i de etkilemiştir ve sabitliğinden etmiştir, onu eminsiz kılmıştır. Bu güvensizlik, kendi etrafındaki korku Selfie bağımlılığına itmektedir ve hiçbir zaman rahat vermeyecek olan "Ben"in başıboşluğuna götürmektedir. İç boşluğunun karşısında bu Selfie öznesi beyhude yere kendisini üretmeyi denemektedir. Selfie benliğin boş biçimidir. Boşluğu üretir. Ne narsist kendi kendine delice bağlanma ne de kibir Selfie bağımlılığını çıkaran şeydir; fakat iç boşluk bunu üretir. Burada sabit, kendi kendisini seven narsist bir "Ben" yoktur. Daha ziyade bir negatif narsizm söz konusudur.
"Seni anlıyorum!” demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada… Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur. Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya. Deliliğinin kokusunu, anormalliğinin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın, otobüs durağında. Sadece gördüklerin vardır. Beş duyunun algıladığı kadar algılarsın aileni, sevgilini, çocuğunu. Dolayısıyla herhangi bir şeyi, birini anladığına, ama gerçekten anladığına emin olmak, sarıldığında arkasında ellerini kavuşturabilecek kadar o şeyi ya da kimseyi anlamak olağanüstü bir durumdur. Ve çok zaman isteyen söz konusu olağanüstü ilişki için olağanüstü bir insan olmak gerekir.
1,350 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.