Peki Kültür Bakanlığı'nın “edebiyat teşviki” adı altında edebiyatçılara dağıttığı 463 bin TL nasıl bu kadar doğal görülebilir? Makama ve kömürle “seçmen kafalamaya” karşı olup da 463 bin TL ile “yazar kafalama”yı desteklemek nasıl bir ruh hâlidir? Yandaş seçmenlere dağıtılan kömür ve makarna ne kadar “sosyal yardım” ise bakanlığın 50 kişiye verdiği para da o kadar “edebiyat teşviki”dir.
Edebiyattaki teşvikler hakkında ne düşünüyorsunuz? 201 -1 yılında Kültür Bakanlığı 50 yazara 463 bin TL edebiyat teşviği vermiştir. Bakanlık, bu 50 yazarın adını açıklamamıştır.
2018 yılı Yunus Nadi ÖYKÜ Ödülü, yazar Yiğit Bener’e verilmiştir. Yiğit Bener, Yunus Nadi ROMAN Ödülü’nün jürisindedir. Yani ödül, aynı yarışmanın diğer jürisinde olan bir yazara verilmiştir.
Yol ihalelerinin hep aynı yandaş firmaya gitmesi torpil de Yunus Nadi Edebiyat Ödülleri’nin hep aynı yayınevine (17 yılda 14 kez) gitmiş olması torpil sayılmıyor mu?
Can Yayınları’nın editörü Faruk Duman’ın jüri üyesi olduğu kurul, 2014 yılında Başar Başarır’a Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü vermiştir. Hemen ertesi yıl Dünya Kitap Ödülü’nü ise Faruk Duman alır, bu kez ise jüride Başar Başarır vardır.
Örneğin Türkiye’nin en saygın birkaç edebiyat ödülünden biri olarak bilinen Yunus Nadi Ödülü, 2002’den 2018 yılına kadar geçen 17 yılın 14 yılında Can Yayınlan’ndan çıkan kitaplara verilmiştir.
2006 yılında TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı Danışma Kurulu başkanı Doğan Hızlan, başkanı olduğu seçici kurul tarafından “onur yazarı” seçilmiştir; yani kendi kendisini “onur yazarı” seçmiştir.