Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İngiltere Kralı VII. Edward 1936 yılının eylül ayı başında Türkiye'yi ziyaret etmişti. Ziyaretin ikinci günü misafir kral ile eşini taşıyan yatın teknesi Dolmabahçe rıhtımına güçlükle ya­ naşabildi. Çünkü denizin üstü çöplerle kaplıydı. Durumu fark eden Atatürk, Vali Muhittin Üstündağ'a 'Bu nedir?' diye sordu. Vali de Marmara'ya dökülen çöplerin lodosun tesiriyle sürükle­nip geldiğini izaha çalıştı. Ama bu açıklama Atatürk'ü tatmin etmemişti, vali suçlu mevkiine düşmüştü.
Sayfa 149 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okuyor
12 Eylül cuntasının hayatta kalan iki üyesi Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya cunta döneminde işlenen insanlık suçlarından sorumlu tutuldukları için değil, rejime karşı suç işledikleri, darbe yaptıkları için yargılandılar. Mahkûm da oldular: "Devlet kuvvetleri aleyhine" suç işledikleri için müebbet hapis cezasına çarptırıldılar; askeri rüt­beleri söküldü. Ama cuntanın o dönemde kimler tarafından nasıl desteklendiğini bugün kimse hatırlamak istemiyor. Sermaye sahip­lerinin, kanaat önderlerinin, üniversite yöneticilerinin, köşe yazarlarının "hızır gibi yetişen Mehmetçik"e nasıl selam durduklarını, 12 Eylül'ü toplumun çatışmalı taraflarını uzlaştıran bir "barış harekâtı" olarak nasıl sevinçle karşıladıklarını, hasta Türk demokrasisini aya­ğa kaldırabilmek için istemeye istemeye yönetime el koyan fedakâr Türk ordusu masalını nasıl dolaşıma soktuklarını hatırlamak iste­miyor. "Kendini kontrol etmekten aciz Türk demokrasisini" sağlam temeller üzerine oturtmak için meclisi fesheden, "demokrasiden çok daha kıymetli olan anavatan"ı kurtarmak için elini taşın altına koyan bu centilmen komutanları nasıl tebrik ettiklerini, arka arkaya ger­çekleştirilen infazlara nasıl alkış tuttuklarını hatırlamak istemiyor. İş bitti, rüzgâr döndü, şimdi mahkûm edilebilir Kenan Evren. Mah­kûm edelim; çünkü mahkûm olması gerekir. Ama otuz yıl önce ger­çekleştirilen o işin, yerine getirilen tarihsel işlevin, o sırada alkışla­nan "paha biçilmez hizmet"in ne olduğunu da unutmayalım.
Sayfa 28 - Suç ve CezaKitabı okuyor
Reklam
ama orada oturup dikkatle etrafı izleyince bir şeyin farkına vardım: Herkes kendi çapında mutlu görünüyordu. Gerçekten mutlu muydular, yoksa sadece bu izlenimi mi veriyorlardı bilemiyordum. Ama bir şey varsa, eylül sonunun bu güzel ikindisinde herkes mutlu gözüküyordu. İçimi tanıdık olmayan bir yalnızlık duygusu kapladı, çünkü bu görüntünün dışındaki tek kişi benmişim gibi hissediyordum. Düşünecek olursam, geçmişte kalan yıllar boyunca zaten hangi manzaraya ait olmuştum ki ben?
Sayfa 107
Yalnız ondan değil, kendinden de kaçması gerekiyordu. Çünkü ondan kaçmakla kendini ateşten kurtaramayacağını görüyordu.
Sayfa 149 - İthakiKitabı okuyor
365 syf.
·
Puan vermedi
İlk başta Süreyya'yı kadın, Suat'ı erkek sandım:D
Mehmet Rauf'un en önemli eseri olan Eylül; Servet-i Fünun döneminde yazılmış olan ilk psikolojik romanıdır. Eserde, Suad, Süreyya ve Necip üçlüsü arasındaki sevgi, sadakat, aşk, evlilik üçgeninde roman kahramanlarının ruhsal çözümlemeleri yapılmaktadır.Kitabın başlarında yavaş ilerleme söz konusu ve bu durum sizi sıkabilir. Ancak kitabın
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201739,6bin okunma
Kurt kuzuyu yakalamış yiyecek. Ancak bir bahane uydurmak lüzumuda hissetmiyor değil. Kuzuya demiş ki, sen geçen yıl bana küfretmişsin, bunun cezası ölümdür, seni yiyeceğim. Kuzu, beni yemek istediğini biliyorum ama ,yalan demene gerek yok. Çünkü ben geçen yıl daha doğmamıştım der.» Bu kısacık öyküyü PKK merkezi önderlerinden Bedrettin Kavak’ın babası Hüseyin Kavak anlattı. Batmanlı Bedrettin Kavak 12 Eylül 1980’den bu yana tutuklu. Şimdilerde Ceyhan cezaevinde. Kardeşi Gültekin Kavak, «yeni bir örgüt kurabilir» savıyla gözaltına alınmış. Gel gör ki, Gültekin’in bu işlerle arası hiç iyi sayılmaz. O, okulunu bitirmenin peşinde. Sınavını kazandığı parasız yatılı bir okul için kendisinden «temiz» olduğuna ilişkin bir belge istense de Batman Emniyet Müdürlüğü vermez. Gerekçe abisi Bedrettin Kavak’tır tabii. Hüseyin Kavak, emniyet müdürüne çıkarak durumu izah etmeye çalışır ancak hiç bir sonuç alamaz. «Yahu» der bu kez de baba Kavak, «hanım hamile yarın öbür gün doğum yapacak. Bu yeni bebe de mi sizin gazabınızdan kurtulamayacak?» Yanıt, tereddütsüz «evet» olur. Bebenin geleceğinin kurtulması için tek yol vardır, Bedrettin başta olmak üzere tüm ailenin devlet safına geçmesi, «devlete sadık bir yurttaş» olmaları. Doğmamış çocuğu bile «suçlu» ilan edilen Hüseyin Kavak, «bunlar da birşey mi oğul» diyor ve ekliyor «asıl derdimiz Türk Halepçeleri.»
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Orhan Kemal, Türk Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerindendir. 15 Eylül 1914’te Osmanlı Adana’sında doğmuş, 1970’te Bulgaristan’da vefat etmiştir. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. “Orhan Kemal” takma adını, Halide Edib Adıvar’ın kahramanı olan “Orhan Han” ve Türkiye Cumhuriyet’i kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham alarak
El Kızı
El KızıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20081,666 okunma
Türk Efsaneleri
Türk Efsaneleri Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye! İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı. Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz. Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak. Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
408 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
sabun köpüğü gibi bir kitap. bir çırpıda bitiyor. karakterlerin isimleri (burç, gülriz, kartal, kenan) ve yaşam tarzları fazla beyaz türk geldiği için onlarla bütünleşmek benim gibi sıradan kişileri sıkıyor. sahiplenemiyorsun çünkü o karakteri. tüm kitap boyunca "ee ne yapmış şimdi bu" diye okuyorsun. hoop atlıyor paris'e, hooop geliyor beyoğlu'ndaki bir lüks restorana. işleri güçleri tıkır tıkır yolunda gidiyor herkesin. hoop aradığı herkese her şeye her türlü bilgiye hemen ulaşıyor filan. araya da nihat gibi katalizör silik bir karakter koyarak okuyucuya yakın hissettirmeye çalışsa da olmamış kitap. karakterlerin altında boşluklar var ve üzgünüm ama türk romancılar tıpkı türk dizilerindeki gibi çok beceremiyorlar bu altını doldurma işini. kitabın tek faydası beyoğlu'ndaki her gün önünden geçip adını dahil bilmediğimiz mekanlar, binalar hakkında farkındalık yaratması ve o yakın tarihin kara lekesi olan 6-7 eylül olayları'nı yeniden hatırlatması.
Beyoğlu Rapsodisi
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201627,2bin okunma
Reklam
Lozan, 7 Eylül 1973 ... Baba yüzde yüz eminim ki benim yerime başkası olsaydı dersi mersi bırakırdı. Matematik dersinden ilk iki gün hiçbir şey anlamadım 3. gün yani bugün hoca bir problem verdi. Sınıfta sadece iki kişi yaptık. Biri geçen senenin birincisi, öbürü ben. Bu biraz moralimi düzeltti. Hocanın dediklerini anlamıyorum. Çünkü terimleri bilmiyorum. Bu sene sınıf birincisi olmamı benden isteme. Zaten istesen de olamam ya... Sevgilerle Ali Nesin
Sayfa 22
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çürüme - eylem sefaleti.. Düşüncelerinin yörüngesini değil, özünü yitirmesi. Kelimelerin boşalmış içlerini doldurabilmek mümkün mü? Bu kelime fuhuşunu bakir bir duyguyla sonlandırmak?.. Sanmam. Bakir duygular için bakir kelimeler gerek. Oysa ağızdan ağıza gevelediğimiz kaç bin kelimeyi tekrar çiğniyoruz dişlerimiz arasında! İnsan miadını doldurmuştur artık. İnsanlıktan eser kalmamıştır. Ya bizler? Müstakbel kadavralarız sadece - kefenlerini ellerinde taşıyan... Ölüme günübirlik kamplar kurmak ister gibi yeryüzünü baştan başa dolaşan cesetler topluluğu... Eylül ayında kitabım çıkmıştı. Ekim'de Çürümenin Kitabı'na bi göz atayım demiştim. İkinci sayfada "Anti-Peygamberlik" diye bir başlık vardı. Şaşırıp kalmıştım. Çünkü Anti-Peygamber kavramını ben de yazmıştım kitabımda, hem de ne kadar bakir bi' duyguyla. Sonra hemen gidip kitabı satın aldım. Okumaya başladım. Sarsıldım. Kendi hissettiklerime, kendi yalnızlık biçimime, kendi varoluşuma ve olmama çaba'ma bu kadar yakın, bu kadar aşina birine hiç rastlamamıştım. Değerli ve 'bana benzerliği yönünden' şaşırtıcı bir kitaptı. Kesinlikle okuyun derim..
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,3bin okunma
YAŞADIM 20. YÜZYILI
Ford minibüslerle taşınan insanlık daha Berlik duvarını yıkmamıştı 11 Eylül'de uçaklar Amerika'yı vurmamıştı daha Hepimizin cebinde birer çakı Hürriyet ve kardeşlik adına Çekili dururdu muhakkak Kimse olmazdı korkak Korkuyorsan sıra sende Önce sen çekilirdin en geriye Çünkü imam efendi Süphaneke ile birlikte Battal Gazi'yi anmasa rahat etmezdi Telsiziyle Afganistan'la bağlantı kurar Faizden Kaçmanın Kırk Bir Yolu adlı bir risale çalışırdı
3 Eylül Bir başkasının onu nasıl sevebildiğini, sevmeye nasıl hakkı olduğunu bazen anlamıyorum, çünkü onu yalnızca ben o kadar yürekten ve o kadar fazla seviyorum ki, ondan başka ne bir şey tanıyor, ne bir şey biliyorum; ondan başka da bir şeyim yok zaten!
Çünkü nasıl vergilendirildiğiniz oy davranışınızı etkilemiyorsa, o zaman oy davranışınız nasıl vergilendirileceğinizi belirlemiş oluyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.