ben böyle güzel tuvalet tasviri okumadım daha önce
''Ne zaman Kyoto ya da Nara’daki tapınaklara gidip eski, kasvetli fakat tertemiz tuvaletlerini görsem Japon mimarisine karşı bir minnettarlık duyuyorum. Japon stili odalar da iyi olmalarına iyidir ancak Japon tuvaletleri tam anlamıyla ruhun dinlenmesi için tasarlanmıştır. Tuvaletler mutlaka ana binadan uzağa, taze yaprak ve yosun kokusunu alabileceğiniz çalılıkların arkasına yapılır. Koridoru geçer, o loş ışığın içinde oturur, belli belirsiz parlayan kapının yansımasına bakarken derin düşüncelere dalar ya da dışarıdaki manzarayı izlersiniz. Yarattığı his tarifsizdir. Soseki ustanın her sabah tuvalete gitmeyi zevklerinden biri olarak gördüğü, bunu “fizyolojik bir haz” olarak tanımladığı söylenir. Bu hazzı tatmak için de etrafı sessiz duvarlar ve hoş ahşaplarla çevrili, mavi gökyüzünün ve taze yaprakların görülebildiği bir Japon tuvaleti kadar uygun bir yer yoktur.''
Sayfa 15 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Ardavirafname
l] Bir kez daha Çînvâd köprüsüne geldim. [2] Orada kötülerin ruhlarını gördüm. Ölümlerinden sonraki ilk üç gecede48 onların ruhlarına öylesine talihsizlikler, acı olaylar ve kötü şeyler gösteril­ mişti ki, dünyada asla o kadar kötülük görmemiş ve o derece sıkın­ tı çekmemişlerdi. [3] Kutsal Surûş ve tanrı Âzer’e sordum: “Bu ruh hangi insanın
Reklam
_Laiklik, medeniyettir. _Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum. _Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
uzun zamandır şöyle alıntı okumadım
Burunlarının doğrultusunda gidenlere, kör değillerse gözleri yol gösterir, yirmi burnu yan yana diz, kokmaya başlayan kişinin kokusunu duymayan bir tek burun yoktur. Elindeki koca tekerlek yokuş aşağı yuvarlanmaya başladı mı, koyver gitsin, yoksa boynunu kırarsın, ama yokuşu çıkıyorsa tekerleğin, bırak seni de götürsün. Akıllı bir adam sana daha iyi bir öğüt verirse, benimkini geri verirsin. Bu sözler bir kaçığın olduğuna göre, bırak deliler dinlesin.
The Orginals - YÜKSELİŞ
" Bir yıl benim için de bir yıldır, bir ömür de bir ömür. Payıma fazlasının düşmüş olması, gözümde önemini ya da heyecanını kesinlikle azaltmıyor. " ° ° ° Gerçekten de kitabı okuyanların veya konusunu bilenlerin anlayacağı bir alıntı. Kitabı daha okumadım, fakat diziyi izledim ve kitabını da çok seveceğimi düşünüyorum. Okuduğunuz iki cümlede bile bir çok şey anlatıyor...
Marx’ın kitap yorumu
Buraya vardığımdan beri hiçbir gazeteye bakmadım, ve aslına bakarsan, Carleton’un İrlanda Köylülerinin Özellikleri ve Öykülerinden başka hiçbir şey okumadım. İlk cildini bitirmekte yeterince zorlandım, ikincisini daha uygun bir zaman bulana dek bir kıyıya koyacağım. Kitap, İrlanda köylülerinin yaşamını bir o yandan, bir bu yandan anlatan, birbiriyle bağlantısız öykülerden oluşuyor, yani kolay yutulacak bir lokma değil. Tam da bu yüzden bu kitabı alıp saklamak gerek, au fur et a mesure* kendine bir o yemekle, bir bu yemekle ziyafet çekmek için. Carleton ne iyi bir biçemci ne de bir yazım ustası, orijinalliği betimlemelerinin gerçekliğinde saklı. Bir İrlanda köylüsünün oğlu olduğu için, konusunu Levers and Lovers’dan daha iyi biliyor. * Aradan zaman geçtikçe.-ç.
Sayfa 305 - (Marx’tan Engels’e, 14 Ağustos 1879) Sol Yayınları