Yolun yarısını epey geçmiş bir yaşta olarak
ne öğrendin şimdiye kadar deseler ;
Her gelenin gideceğini
Her acının azalacağını
Hayatta hiç bir şeyin seni üzecek kadar hükmü olmadığını
Herkesle kahkaha atabildiğini ama yalnız ağladığını
Ölümden gayrı her şeyin çaresi olduğunu
Çok geçten daha kötü bir kelime olmadığını
Her şeyin zamanında önemli olduğunu
Bir saniye sonrasının kaygısına düşmeden yaşamak gerektiğini
Aslında herkesin kimsesiz olduğunu
Yaralarına süreceğin merhemin sadece sen ve zaman karışımı olduğunu
Derdin üstünde dertler olduğunu
Kimi nereye koyacağın kararını sadece senin verebileceğini
Manevi gücün,maddi güçten daha çok sana yarayacağını
En zor şeyin kendini avutmak ve kendini affetmek olduğunu
Zamanınızı keyif aldığınız insanlarla geçirmenin paha biçilmez olduğunu
İnsanlara sınırsız şans tanımanın en büyük hata olduğunu
ÖĞRENDİM DERİM ....
Merziye DALOĞLU
Gazeteci Tülin Daloğlu 31 Ağustos 2020'de KRT TV'de mısır'ın son Ankara büyükelçisi Abdurrahman Selahattin ile özel bir röportaj yaptı. 2013'te Türkiye'den gönderilen büyükelçi Selahattin, son günlerde gerilimin tırmandığı Doğu Akdeniz'e ve Müslüman kardeşler ile Türkiye'ye ilişkin şunları söyledi: "Türkiye, Mısır'da cinayet ve şiddetten mahkum olmuş kişilere ev sahipliği yapıyor ve Katar kaynaklı para ile onların televizyon ve medya şirketleri kurarak ülkeme karşı anti propaganda yapıp ekonomimizi çökertmeye çalışmalarına imkan sağlıyor. Bu benim bildiğim, tanıdığım, beraberce ilişkilerimizi geliştirmek için uğraştığım ve başarılı olduğum Türkiye değil. O beş yıl içerisinde ülkeler arasındaki ticaret 3 katına çıkmıştı. Bugün ise Türkiye tek başına kaldı ve bu yalnızlığın Rus, Amerikan hatta Mısır gibi ülkelerin komplolarına bağlanmaya çalışıldığını biliyorum fakat bütün bu ülkeler üstelik başta yine AK parti varken Türkiye'nin dostlarıydı. Değişen tek şey şu oldu: Türkiye artık Müslüman Kardeşler'in çıkarların kendi çıkarlarının önüne koyuyor. Biz bunun düzelmesini istiyoruz"
Hayatınızın merkezi sizsiniz
Kimse sizi sizin kadar sevmeyecek
Kimse size beklediğiniz değeri vermeyecek
Siz üzgün olduğunuzda dünya dönmekten vazgeçmeyecek
Yaptığınız her işi beğenmeyen mutlaka olacak
Eleştirilerin çoğu gizli kıskançlıktan olacak
Yaptığınız bazı şeyler kimse tarafından takdir edilmeyecek
Beklentilerinizi kimse karşılamayacak
Düştüğünüzde üzerinizin tozunu silkelemek size düşecek
İnsanlar dik gezenleri sever,düşeni kaldırmayı değil
Hayatta güveneceğiniz sadece kendi ayaklarınız olacak
Yapacağınız tek şey ;
Hayatta elde etmek istediğiniz bir şey varsa Kulaklarınızı tıkayıp devam etmek olacak
“Günahımla ,sevabımla ,başarılarımla ,
Hatalarımla ben benim,
Bu halimi seviyorum ve kabul ediyorum. “
Deyin ve yolunuza devam edin...
MERZİYE DALOĞLU
12 Eylül 1980 öncesinde Fatsa'da bir süre kalıp bölgeyi analiz ederek yaşanan olaylar üzerine roman tarzında yazılmış, ancak yazılanların roman olmadığı bir eser.
Benim sihirli kelimemdir “umut”
Umudumu kaybetmeden yaşamaya çalışırım.
Ama bazen ne kadar umut edip olur inşallah desen de olmuyor.
Hatta öyle güzel olmuyor ki sen bile şaşıyorsun bu güzel olmayışa.
Vardır bir bildiği diyorum umudu umut ettirenin.
Vardır yukarda ilahi bir sayfam. Ne yazdıysa görürüm nasılsa. Sever yaşatarak öğretmeyi.
Ben de severim yaşayarak öğrenmeyi.
Ve hep dediği olur öyle bir an gelir ki çok istediğim şey iyi ki olmamış derim.
Keşke demek yerine iyi ki demeyi söylettiği için şükürler olsun der , yeni umutlarıma yelken açarım .
MERZİYE DALOĞLU