Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gösteri sanatı deyince akla yalnız şarkıcı, dansçı ya da si­nema, tiyatro gelir genellikle. Çokluk illüzyonistleri sanatçıdan saymaz. Oysa dünyanın pek çok yerinde sanat olarak kabul edilen, korunan ve desteklenen illüzyonu böyle bir şemsiye al­ tına aldırabilmek için çok uzun mücadeleler vermiş biri var: Zati Sungur! "Madrabazlıkla hokkabazlıkla" eş tutulan mesle­ ğini hakkı olan saygın bir yere oturtmak için çok didinmişti. Dünyanın en meşhur sihirbazlarından olmayı başardı, ama ne yazık ki mesleğinin Türkiye'deki görünümünü değiştiremedi. Kendi ününe ün kattı, ama sanat çevrelerine, devletin kültürle ilgili kurumlarına illüzyonu bir sanat olarak tescil ettiremedi.
Sayfa 122 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okudu
Şimdi Henry, diyorum kendime, şansın varsa MacGregor içerdedir ve önce onu ektiğin için bir güzel fırçalar seni, sonra da bir beşlik ödünç verir. Merdivenlerden çıkarken belki nemfoman hatuna rastlayıp onu ayaküstü becerirsin. Usulca gir içeri, Henry ve gözlerini açık tut! Talimat doğrultusunda parmak ucunda giriyorum içeri, şapkamı vestiyere bırakıyor ve işin gereğiymiş gibi biraz işiyorum, sonra merdivenden ağır adımlarla tekrar aşağı iniyor ve şeffaf giysiler giymiş, pudralanmış, parfüm sürünmüş, taze ve uyanık görünen , fakat muhtemelen can sıkıntısından patlamak ve yorgunluktan ölmek üzere olan dansçı kızları kesiyorum. Ortalıkta dolanırken hayalimde hepsini tek tek düzüyorum. Mekân amcık ve sikiş kaynıyor, bu yüzden eski dostum MacGregor’ı burada bulacağımdan eminim. Dünyanın durumunu düşünmeyi bırakmış olmam harikulade. Bunu söylüyorum çünkü bir an için, dolgun bir kıçı incelerken depreşir gibi oldu. Yine transa girecektim az kalsın.
Reklam
Suçlanan dansçı karşılık veriyor: " oo, cehennem burada. Öbür taraftaki beni o kadar korkutmuyor."
- “Dans ettin. Cennette sana verilen paydan düşülecek bu.” Suçlanan dansçı karşılık veriyor: “Oo, cehennem burada. Öteki taraftaki beni o kadar korkutmuyor.”
" Nasılsın?" diye sordu profesyonel bir dansçı olan Alicia, ayırt edici Arjantin İspanyolcasıyla. "Mükemmel. Olağanüstü. Müziğin tadını çıkaralım. Kalabalığı unut; hatta burada olduklarını bile."
Adam olacaksın Dansçı
Kısa bir süre içinde onlarca hissede küçük marjlar için işlem yapacağıma, yükselmekte olan bir hisse senedini tutmaya devam ederim
Reklam
Mevlâna yüzlerce yıldır bir iki sûfî dışında, bilinmeyen biriydi. UNESCO, 2007 yılını Mevlâna yılı ilan edince olanlar oldu. o da Atatürk gibi oldu şu an maalesef. Herkes çıkıp kendi Mevlâna’sını yaratıyor. istediğini koy içine. Kuantumcu, NLPci, dansçı bir adam oldu şu an kendisi. Elif Şafak da iyi sıvadı sağ olsun.
Sayfa 167 - İz Bırakan Kalemler (İBK) Yayınevi, 1. Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
Benzer şekilde, artık klişe haline gelen, dâhi ama acılar içindeki sanatçı tiplemesi de boşuna değildir. Ressam Vincent van Gogh, dansçı Vaslav Nijinsky ve "oyun kuramı"nın babası John Nash - üçü de psikoz hastasıydılar. Tesadüf mü dersiniz?
Kendini tutamayıp aç bakışlarını kadının vücuduna -bir kez daha çevirdi. Şaşırtıcı derecede düzgün bir fiziği olan kadının gergin ve güçlü bacakları vardı. Esnek fiziksel hatları, hafif kıvrımlı kalçaları ve iki eliyle sarabileceği incelikteki beliyle, bir dansçı vü- cuduna sahipti. Ve o göğüsler... Başını iki yana salladı. Kadın çok güzeldi. Yarı çıplak bir güzellik, duşuna mı girecekti? Hayatına? Bu, asırlar boyu süregelen kaderine hiçbir şekilde uymuyordu. "Büyük ihtimalle gerçek değilsin." Kadın sırıtınca bu konudaki beceriksizliğine küfretti. Murdoch'un kadın- larla olan rahatlığının kendisinde de olmasını diledi, ki bunu daha önce hiç dilememişti, hatta gençlik yıllarında çekici olmadığını fark ettiğinde bile. "Gerçek olmayan şeyleri sıkça görür müsün?" "Her gün." Ama kadın gerçekse... "İçeri gel. Eğer istersen."
Sayfa 94
Ego dünyaya sıra dışı hiçbir şey getiremez; sıra dışı olan sadece egosuzluktan gelir. Ve bu müzisyen ve şair ve dansçı için de geçerlidir. Herkes için geçerlidir.
Reklam
Aklım hayallerimle doluydu, tek düşündüğüm muhteşem bir dansçı olmak ve her şeyden uzaklaşmaktı. Ötesi değil. Kumru Sonat ismini dünyanın en ünlü dansçıları listesine yazdırmak istiyordum. Dans yeteneğimin olmaması bile bu hayalleri kurmama engel olamamıştı. Çalışıyordum, çabalıyordum, deniyordum. Beni ayakta tutan buydu, beni yere düşürmeyen hayallerimdi. Oysa şimdi içimden bir ses "Ne anlamı var ki?" diyordu. Gecenin bir vakti sokakta yürüyüp nereye gideceğimi düşünürken doğum günüm olduğunu fark ediyorsam hayallerimin beni avutmasının ne anlamı var ki?
"Bir toplumsal soruna müdahale etmek, bir kötülük ko­nusuna dikkat çekmek istersen, günümüzde, dans­çı olmamayı, ya da öyle görünmemeyi nasıl becere­ceksin?"
Biz Doğu'da Tanrı'yı bir dansçı olarak düşündük. Dans ve dansçıyı ayıramazsın. Dansçı gerçekten dans ederken, dansından ayrı değildir. Dansçı dansının içinde yok olur.
Sayfa 161Kitabı okudu
İçeri girdiğimde, pistte yarı çıplak birçok dansçı vardı; kızların çoğu güzel ve diriydi. Pistin kenarında bir yere oturdum (başka bir yere oturmayı kabul etmemiştim), fakat salon ağzına kadar doluydu ve üzerinde sandalyemin bulunduğu zemin yükseltilmişti; bu yüzden sandalye düştü düşecek bir haldeydi; bir anda dengemi kaybedip, dans eden çıplak kızların arasına düşebilirmişim gibi geliyordu. Kızarmıştım, çok sıcaktı, çoktan ıslanmış olan bir mendille yüzümdeki teri silmem gerekiyordu ve içki bardağımı masadan alıp ağzıma götürmek çok zordu. Bu gülünç durumda, sallantılı bir dengede olan varlığım mutsuzluk simgesi halini almıştı; bunun tam tersine, ışığa boğulmuş pistin üzerindeki dansçılar, erişilmez bir mutluluk simgesiydiler.
Yine de içimde her an gün yüzüne çıkmaya hazır gizli bir zarafet, keşfedilmemiş bir dansçı ahengi, bir roman kahramanı olduğu hissine kapılmaktan kendimi alamıyorum.
Sayfa 112 - Can YayınlarıKitabı okudu
1.070 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.