Seninle tanıştığım için çok mutluyum,Martin Eden.
Bazı kitaplar gerçekten çok farklı ve çok özel oluyor. Bu kitap ise içime ilmik ilmik işledi. Martin ile heyecanlandım onun ile aşık oldum, onun ile çalıştım. Öğrendik,öğrettik.Benim yoldaşım oldu. Beraber üzüldük. Beraber tırmandık.Aynı zamanda beraber hayal kırıklığına uğradık. Bu dönemimin mükemmel bir dostu oldu.
Sınıf farklılıklarını çocukluktan beri iyi biliyorum. Küçük yaşlarımda ben de yaşamıştım. Bu ise empati yapmamda çok katkı sağladı. Belki de bu yüzden, bu kitabı, bu kadar çok sevdim.
Şu kısacık hayatımızda, Martin ile tanışmak gerçekten büyük bir şans. Kalın olmasına rağmen akıcı. Hiç bitmesin istemiştim. Üzülmemek istemiştim ama çat! Gerçek dünyada böyle değil mi zaten?
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,7bin okunma
Dershaneye gittiğim zamanlarda, üç beş kuruş biriktirip on sekiz liraya, küçük bir kitapçıdan bu kitabı ikinci el almıştım. aradan beş yıl geçti ve sabırsızlıkla aldığım kitabı bir türlü okuyamadım. yaklaşık seksen sayfa okuduktan sonra ise tekrar yarıda bıraktım. belki okuyacağım en iyi kitaplardan biri olacak ama kasvetli havasına hala katlanamıyorum. mental olarak hazır değilim.
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,6bin okunma
“Ben senin resmine aşığım.”
Ah Dorian! Yakışıklı, su gibi zarif Dorian…
Kafamda o kadar yakışıklı biri canlandı ki ben heyecanlandım. O zarafetinin portresinde yaşlanmasını istedi. Bu dileği ise kırılma noktasıydı.
Ne olacağını az çok tahmin etsem de sonu beni epey şaşırttı. Uzun,sayfalar dolusu betimlemeleri ve Dorian Gray’in şatafatlı yaşamını oluşturduğu yerlerde azıcık sıkılsam da kitap beni içine sardı. Karakter tahlili o kadar iyi yansıtılmış ki yapılan şeyler sizi şaşırtmıyor. Etkileyici bir kitaptı ve severek okudum.
Küçük tüplü televizyonda, soba yanmış dışarısı buz getire bir ortamda, romanı okuyacağımı düşünüyordum başta. En azından bana verdiği nefes bu şekildeydi. Fakat yeşilçam filmi izlemenin ötesiydi. Bunu kitabın ilk sayfasında göstermişti. Ölümün sessizliğinde, içinde yanan fırtınaların titreşiminde , küçük bir çocuk… Tanık olmuş anne babasının öldürülmesine. Köşeye sinen korkusuz bu Yusuf ile ilk tanıştığımda ondan etkilenmiştim.İlk sayfadan bize tanıttığı bu çocuğun olaylar karşısında durumu o kadar doğaldı ki… Verdiği cevaplar çok basitti. Bir yetişkinin söyleyemeceği ama tam olarak bir çocuğun söyleyeceği şeyler.
Yusuf’ un karakter gelişimi bir süre sonra beni çok etkiledi. Çoğu yerde aynı durumda olduğumu gördüm. Yusuf biliyordu. Hepimiz biliyoruz. Ne hissettiğimizi ne söylemek istediğimizi… Ama yapamıyoruz. Kaç defa Yusuf demeden önce düşündü kaç defa kaçtı. Beni kitapta kendine çeken şeylerden biri de buydu. Evet biliyorum çok normal bir şey ama karakterlerin aklına geleni,doğrusu istediği şeyleri pat diye söylemesine alışıkken Yusuf’ un düşündüğü çoğu şeyi dememesi tuhafıma gitti.
Bir baltaya sap olamamak onu en çok yıpratan şeydi. Henüz kendini keşfedemediğini ve yarım kaldığını tahmin ediyorum. Bu dünyaya gelmekte herkesin bir amacı olduğuna inanıyorum ben de. Yusuf ise artık hayatında yeni bir sayfa açtı.
Kitap beni düşünmeye itti. En sevdiğim şey de bu oldu. Karakterleri hiç de uzak değil. Hiçbir zaman da bize uzak olmadı. Bazı mantık hataları diyeceğim ama düşününce aslında hata olmadığını anladığım için okuması oldukça çarpıcı bir eserdi.
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174bin okunma
Sözlere aşık olmak… Duygularınızın dansıyla hiç görmediğiniz birine aşık olur muydunuz?
Gürpınar’ın okuduğum ilk kitabı oldu ve dilini çok sevdim. Çok doğal. Bağdat caddesinde akşam yürüyüşü yapmak,istiklalde tramvay sırası beklemek kadar içten. Bunu kuyrukluyıldız hatta dünyanın düz olup olmaması ile ilgili konuşulanlarda çok net görüyoruz.Hiç değişmememişiz dedim ahahha.
Bir günde elimden aktı kitap. Zevkli bir deneyimdi.
Uzun süredir kitap okuyamıyorken,kitaplığımda denk geldiğim Görünmez Canavarlar’a rastladım. Doğrusu çok bir ümidim yoktu başta. Fakat kitap beni içine o kadar çekti ki bittiğini anlayamadım. Bazı isimlerde kim kimin neyiydi sorunu yaşadım. Geçmiş gelecek arasındaki ani geçişleri zorlamadı beni, ne mutlu şanstı bana. Film gibi bir kitaptı. İçinde kan ve nefretin güzellik kaygısında birleştiği bir yol hikayesi de diyebilirim.