Ihlamurlar çiçek açtığı zaman ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan... Kimseye uğramam ben sana uğramadan... Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana... Takvim sorup hudut çizdirme bana’ Ben sana çiçeklerle geleceğim, Ihlamurlar çiçek açtığı zaman... Bahattin Karakoç
Böyle olağanüstü, dahice bir oyunun ister istemez göreceli ustalar yaratacağı gerçeğini uzun zaman önce anlamıştım; ama dünyayı yalnızca siyah ile beyaz arasındaki dar yola indirgeyen, otuz iki taşı bir oraya bir buraya, bir ileri bir geri oynatarak hayatının zaferini kazanmaya çalışan kıvrak zekalı bir insanın yaşamını kafada canlandırmak ne kadar güç, ne kadar olanaksızdı; bu insanın yeni bir oyuna başlarken piyon yerine atı yeğlemesi olay yaratır ve bir satranç kitabının ufacık bir köşesinde adının geçmesiyle ölümsüzlüğe ulaşmasını sağlar; bu insan, bu akıl insanı, aklını kaçırmadan on, yirmi, otuz, kırk yıl boyunca bütün düşünme gücünü tekrar tekrar aynı gülünç amaca yöneltir: bir tahtanın üzerinde tahta bir şahı köşeye sıkıştırmak!
Reklam
kaç savaştan korudum seni? kaç hüzünden ve kaç istiladan, seni göremediğim her andan, yüzyıllardan. ben seni kaç zamanda korudum? öfkeden, nefretten hardan ve gürden. ben seni kaç kez senden korudum? dünyaya sırtını döndüğünde dünyadan, Allah'la aran bozuk olduğunda Allah'tan; ben seni kaç duayla korudum? ağzımı bıçak açmazdı,
Zamanın görüş alanı geniştir, ama içinden geçerken zaman dar bir kapıya dönüşür...
"Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar.. Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var. Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır! Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır! 'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma. Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma." Mehmet Akif Ersoy
Sonra çöken karanlık. Karanlığın içinde parıldayan, düşen... düşen, yüzlerce, binlerce yıldız. Bağırmak, parçalamak, parçalanmak isteği. Sonra unutuş. Olduğun yeri. Nerden geldiğini. Nereye gittiğini. Ne zaman geldiğini. Ne zaman gideceğini. (Çünkü zaman çoktan silindi. Çünkü zaman çoktan yok oldu. Ne mutluluk!) Yıldız yağmuru, içimi binlerce ışığa boğan yıldız yağmuru sürüp giderken, bir parçamın, isteğin ve ateşin ve patlamanın ve yok olmanın yoğunlaştığı, hem benim olan, hem de olmayan (ikinci bir varlık?) bir parçamın o ıslak, yaş, dar kapıyı zorlayışı, Aç, aç, aç, aç, aç... öleceğim, öleceğim. Ve ölüşüm.
Reklam
Şimdi mevcut ilişkinize dikkatli bakın. Arkadaşlık, aşk, aile alanında... İyice bakım ve karar verin. Hak ettiğiniz muameleyi görüyor musunuz? Yoksa size değerinizin altında mı davranılıyor? Size de evinizin altında davranan kimsenin yanında durmayın. Basın çıkın. Hayat kısa. Zaman dar.
Sayfa 199Kitabı okudu
HAKSIZ YERE BİTEN HAYATLAR
Yasin Bey’in sağ kolundan tutan bir asker, sol kolundan tutan diğer askerle birlikte rutubet dolu, dar, karanlık koridorda ilerliyorlardı. Yasin Bey etrafı detaylıca inceliyordu. Nasıl olsa ömrünün geri kalanını burada geçirecekti. Dar uzun koridordan bir süre daha ilerledikten sonra sağ koluna girili olan asker Yasin Bey’in kolunu bırakıp
“Hava daha da soğumuş ve sokakların köşelerinde, duvar diplerinde kar iyice tutmuş, yükselmiş. Kör karanlıkta gövdem yolunu dar sokakları ancak hissederek buluyor. Bazen de, kepenkleri iyice çekili, pencereleri kapkara tahtayla kaplı evlerin bir yerinden içerde hâlâ yanan bir kandilin soluk ışığı dışarı sızıp karda yansıyor, çoğu zaman ise hiçbir ışık, hiçbir şey göremiyorum da bekçilerin sopalarının taşlara vuruşuna, çılgın köpek sürülerinin ulumalarına, evlerin içlerinden gelen iniltilere kulak verip yolumu buluyorum. Bazen, gece yarıları şehrin dar ve korkutucu sokakları karın sanki kendi içinden sızan harika bir ışıkla aydınlanıyor ve karanlıkta, yıkıntılar ve ağaçlar arasında yüzlerce yıldır İstanbul'u tekinsiz kılan hayaletleri gördüğümü sanıyorum. Bazen de, evlerin içinden mutsuzların uğultusu geliyor; ya harıl harıl öksürüyor, ya burunlarını çekiyor, ya rüyalarında ağlayarak çığlık atıyor, ya da karı kocalar, yanıbaşlarında çocukları ağlarken birbirlerini boğazlamaya girişiyorlar.
Yol uzun; umutsuz çıkamam yola Zaman dar; sevdasız yürüyemem ki
Sayfa 325 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geçen hocamızın babasının 7'sinde Asuman hoca diyordu ki hatta vefatının daha defnedilmeden evvelde hemde 7'sinde hep aynı konuyu dile getirdi. İlkini zaten anlatmıştım egoistliğimizden öyle istediğimizden bizimle yaşasın diye birini yaşatmaya çalışıyoruz... Bu son sohbetinde de yaşaması hayırlı ise yaşat ölmesi hayırlı ise ölsün gibi
·
Puan vermedi
Genişleyen Ufuk Daralan Vizyon
Genişleyen Ufuk Daralan Vizyon            ༄ ༄ ༄ İnsanlığın yeryüzündeki nefesi, tarihi tarih yapan kaydetme ve aktarma çabasıdır. Varoluşsal bir kimliğin tanımı tarihin oluşumunda en büyük bahanedir. Geçmişin izleri, her an var olan hayat nefesiyle bulmaya, kayıt altına almaya bir gayrettir. Geçmiş yaşantıların bulunan her şeyi bir
Uygarlık Yargılanıyor
Uygarlık YargılanıyorArnold J. Toynbee · Kronik Yayınevi · 202362 okunma
Uzun zaman kalbimin, zihnimin pek kullanılmayan odalarında biriken düşünceler, aralardaki dar koridorlardan geçip, sıklıkla kullandığım odalarda kendilerini göstermeye başlamışlardı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.