Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakan

240 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Fesat
FesatPaul Nizan
8.1/10 · 54 okunma
Reklam

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hakan tekrar paylaştı.
Nesneleri alışkanlıktan kurtarmak, uyuşukluktan çıkarmak.
Reklam
Hakan tekrar paylaştı.
Görüntü, ses ve sessizlik arasında bir akrabalık kurmak. Birlikte hallerinden memnun olduklarını, o yeri seçmiş olduklarını düşündürmek. Milton: Silence was pleased.* * Sessizlik halinden memnundu, (ç.n.)
Hakan tekrar paylaştı.
Bedenlerin, nesnelerin, evlerin, sokakların, ağaçların, tarlaların “gözle görülür dili”.
Yüz ifadesi dile göre daha çokseslidir. Sözcüklerin ardılığı,tıpkı bir melodinin tonlarının ardıllığı gibidir. Fakat çehrede, akortta olduğu gibi, birbirinden farklı şeyler eşzamanlı olarak zuhur edebilir ve bu farklı hatların birbiriyle ilişkisi çok zengin armonilere ve modülasyonlara yol açar. Bunlar, özleri eşzamanlılıkta yatan duyguların akortlarıdır ve bunları sözcüklerle ifade etmek ne yazık ki mümkün değildir.
Hayır, yüzümüzün tamamı bize ait değildir. Hatlarımızın,ailenin, ırkın ya da sınfın ortak öğeleri gelişigüzel bakıldığın- da pek fark edilmez. Ve yine de en ilginç ve psikolojik olarak en anlamlı sorulardan bir tanesi şudur: İnsanın ne kadarı tipine, ne kadarı bireyselliğine, ne kadarı kişiliğine ilişkindir ve ne kadarı irsidir? Daha önce kimi yazarlar, ruhun içinde bir arada taşıdığı bu ilişkileri dile getirmeyi denemişlerdir.Ancak bu ilişkiler insanın fizyonomisinde ve mimiklerinde çok daha açık şekilde görülebilmektedir ve hassas sözcüklerden ziyade sinema aracılığı ile daha net ve tam olarak kavra- nabilmektedirler. Sinema işte tam da burada sanatsal olanın çok ötesine taşınan bir misyon üstlenir ve antropolojiyle psikolojiye paha biçilmez malzemeler aktarabilir.
Görsel sanatların altın çağı, ressam ve heykeltıraşın biçim ve mekan ilişkilerini soyut nesneler haline getirmekten fazlasını yaptığı ve insanın sadece bir biçim sorunsalı olmadığı dönemlerdi. Sanatçıların insan ruhunu ve tini, "edebi" addedilmeden de resmetmelerine izin veriliyordu, çünkü ruh ve tin, kavramların içinde tıkılıp kalmıyor, tamamıyla vücuda kavuşabiliyordu. Bu dönem, resimlerin halen bir "tema"ya ve "fikir"e sahip olmasına izin verilen mutlu zamanlardı, çünkü fikir, önce kavram ve sözcükler halinde ortaya çıkıp sonra ressamın çizdiği illüstrasyonla desteklenmiyordu. Dolayımsız beden haline gelen tin, ilkel bir ifade biçiminde çizilip yontulabiliyordu. Oysa matbaanın icadından bu yana, insanlar arasındaki ana köprü sözcük olmuştur. Tin, sözcü- ğün içine yerleşip kristalleşir. Beden ise onu kaybetmiştir:Ruhsuz ve boş.
Reklam
2.767 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.